16.10.2021 - 22:41 | Son Güncellenme:
AA
Merkel'in en çok ziyaret ettiği 92 ülke içinde Türkiye 11'inci sırada yer aldı. Avrupa'nın lokomotif ülkesi Almanya'da 16 yıldır şansölye olarak görev yapan Angela Merkel Avrupa için Türkiye'nin önemini en iyi bilen Avrupalı siyasetçilerden birisi oldu.
Türkiye için her zaman "stratejik önem taşıyan komşu" vurgusunu yapan Merkel, "Türkiye ile her zaman karşılıklı çıkarlar ışığında diyalog ve işbirliği yapılması gerektiğini" savundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'la sıklıkla telefon görüşmesi yapan Merkel'in 16 yıllık başbakanlığında Almanya-Türkiye arasındaki ilişkiler hep kritik öneme sahip oldu.
Türkiye'nin AB üyeliğini desteklemeyen ve imtiyazlı ortaklık teklif eden Merkel, iki ülke arasında yaşanan tüm gerginliklere rağmen Türkiye ile diyaloğun en büyük destekçisi oldu.
Yaşanan gerilimlere rağmen Türkiye ile iletişimini hiç kesmeyen Şansölye Merkel, Doğu Akdeniz’de, Yunanistan'ın hukuksuz adımları yüzünden yaşanan gerilimde Almanya'nın lideri rolüyle ara buluculuk rolü üstlendi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nden yana ve Türkiye'yi hedef alan politikaları karşısında duran Merkel, Fransa-Yunanistan ikilisinin başını çektiği cephenin, Türkiye'ye ambargo uygulanması yolundaki çabalarını engelledi.
Angela Merkel, Alman medyasının tek taraflı ve provokatif Türkiye karşıtı haberlerine rağmen basının bu kampanyalarının Türkiye politikasına etki etmesine izin vermedi.
Merkel birçok konuşmasında Türkiye'nin göçle mücadelede Avrupa Birliği (AB) için merkezi rol oynadığını vurguladı. Alman Şansölye, Almanya ve AB için göç konusunda önemli rol oynayan Türkiye ile AB arasında 2016'da imzalanan mülteci anlaşmasının mimarlarından biri olarak ön plana çıktı.
Başbakan Merkel ayrıca İsrail'de yaptığı konuşmada "Türkiye'nin bölgede görmezden gelinemeyecek kadar önemli bir ülke olduğunu" vurgulayarak "NATO üyesi Türkiye ile diyalogun devam etmesinin" önemine dikkati çekti.
Almanya'da 8'i Türk 10 kişinin öldürülmesiyle ilgili ortaya çıkan aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) cinayetlerinin 2011 yılında açığa çıkması da Alman devleti ve Merkel için ayrı bir sınav oldu. Merkel, cinayetlerin aydınlatılması için destek sözü verirken bu sözünü hiçbir zaman tutamadı.
Federal Meclis Araştırma Komisyonunun rapor hazırlamasına rağmen mağdur yakınlarının bazıları ile bazı komisyon üyeleri, Merkel'in bu konuda yeterli çabayı göstermediğini söyledi.