18.05.2013 - 10:34 | Son Güncellenme:
Hobi olarak amatör tiyatro yaparak başlamıştım ama bu uzun sürmedi. Bulunduğum şehirde bir dizi çekiliyordu ve arkadaşım beni sete ziyarete götürmüştü. Dizinin yönetmeni beni beğenip dizinin kadrosuna dahil etti, benim televizyona oldukça uygun olduğumu ve beni İstanbul'da görmek istediğini söylemesiyle soluğu burada aldım...
Yönetmenimiz Tunç Okan internette gezinirken resimlerimi görmüş ve o an karar vermiş. Sonrasında beni buldu. Türkiye'ye geldiğinde bir yerde kahve içtik. Bana uzun uzun buradaki karakteri ve bana oldukça uyduğundan bahsetti. Bu beni mutlu etti...
Şehirde daha rahat yaşamayı düşleyen bu yüzden karısını ve babasını karşısına alan ama kandırılan köylülerin arazileri elinden alınmasın diye onların yanında duran köylüyü organize eden liderlik vasfı olan bir karakter diyebiliriz...
Çekimler biraz yorucuydu diyebiliriz. Çekimlerimizi Ankara Polatlı'da oldukça sıcakta ve güneşin altında çorak arazide kurulan bir köyde yaptık...
Projemizin değindiği konulardan bir tanesi toprak reformuyla alakalı olduğu için güneşin altında toprakla çok boğuştuk, çorak araziyi üzüm bağı yaptık filan... Filmimizin ismi de zaten buradan geliyor. İnsanlarımızın arazileri elden alınmasın diye üzüm ekiyoruz...
Bu filmle ilkleri yaşadım diyebilirim. İlk defa soyundum...
Bu benim ve karımı oynayan partnerim için oldukça zor bir deneyim oldu...
Çekim sırasında seti boşaltmak zorunda kaldık. Oldukça utanmıştım...
Öyle bir ustayla çalışmak fırsatı bulduğum için çok mutluyum. Ondan çok şey öğrendim, hoca klasik çalışıyor ama en önemlisi ne istediğini biliyor. İstediğini alana kadar sabırla çalışıyor, zaten kafasında film bitmiş montajlanmış halini izliyor ve ona göre çekiyor. Bu arada oldukça saygılı ve asil birisi... Bu da bizim bütün yorgunluğumuzu alıyordu...
Filmimiz kendi adıma benim beklentimi karşıladı. Ülkemizin beklentilerini de değinmiş olduğu konu itibariyle karşılayan bir film olmuştur...
İnsanlarımız bu filmi izlediklerinde kendilerini bulacaklardır diye düşünüyorum...
Şu an görüşme halinde olduğum dizi film projesi var ama daha netlik kazanmadı...
Tabii ki... Deniz'i kim oynamak istemez ama sunu söylemek istiyorum; ben veya başkası Deniz'in filmini kiminle çekerlerse çeksinler bence önemli değil. Önemli olan Deniz'e yakışır bir film çekmek, onu doğru anlatmak... Çünkü Deniz'in yeri çok ayrı...
Bu ara bir tiyatro oyununda oynuyorum. Ötekist Tiyatrosu'nun "Oniki Kızgın Adam" oyununda oynuyorum.Mesleğinizle ilgili en büyük hayaliniz ne?Sadece iyi ve kaliteli sinema filmleri çekerek öldükten sonrada akılda kalabilmek diyebilirim. Sinemamızın iyi filmlere ihtiyacı var. Çıtamızı yukarılara taşımamız ve bütün dünyanın izleyebileceği sinema filmleri yapmamız gerek...