29.11.2010 - 16:21 | Son Güncellenme:
ABD'ye göre Erdoğan'ın tökezlediği an!Wikileaks’ın açıkladığı ABD’ye ait gizli belgelerde, Ak Parti’nin kapatılması davasının da ABD belgelerine yansıdığı görülüyor."AKP’nin Kapatılmasının Sonuçları ve Bizim Duruşumuz" başlığı ve ’Hizmete özel" koduyla yazılan 04 Kasım 2008 tarihli belgenin giriş cümlesinde, "AK Parti’nin kapatılması davası bu ülkenin geleceğine bir darbedir" ifadelerine yer verildiği dikkat çekiyor.Büyükelçi Ross Wilson tarafından kaleme alınan belgede, davanın "Türkiye’nin, devletin, ülke demokrasisinin büyümesi ve dinin toplumdaki rolü gibi konuların doğasına ilişkin çözümlenmemiş ihtilafları yansıttığı" görüşüne yer verilen belgede, mevcut durumun bir nedeninin de, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Temmuz 2007’de yeniden iktidar geldikten sonra geçen 9 aylık dönemde tökezlemesi sergilediği başarısız liderlik" olduğu ileri sürülüyor.Erdoğan’a, baş örtüsü konusunu Türkiye’de yapılacak reformlar listesinin başına getirerek, "ülkenin İslamlaştırılmasından ve gücü dizginlenmemiş bir çoğunluk iktidarından duyulan korkuları yatıştıracak en önemli vasıtalar olan AB reformlarını sürdürmediği" eleştirisinin yönetildiği görülüyor.ABD’nin öncelikleri, "Türkiye ile ortak çıkarlar çerçevesinde çalışma yeteneğinin muhafaza edilmesi ve ülkedeki demokratik sürecin geniş anlamda desteklenmesi" olarak sıralanıyor ve "Türkler arasında yapılan bu gürültülü, tarihi tartışma ve siyaset yürütmenin", Türkiye’deki demokrasinin olgunlaşmaya devam etmesi açısından hayati önem taşıdığına işaret edilerek, ABD’nin buna saygı göstermesi ve Türk siyasetine ilişkin görüş belirtmekten kaçınması yaklaşımını benimsemesi tavsiye ediliyor.Açılan dava hakkında "Bu, bir adli darbe girişimi ve siyasetin, kanuni yöntemlerle Clausewitz benzeri bir şekilde genişlemesidir. Bu iddianame siyasi bir belge olarak yorumlanıyor. Parti ile partideki önde gelen 70 kişinin siyasetten yasaklanmasını haklı çıkarmak için gazetelerden yapılan alıntılara yer veriliyor" ifadeleri kullanıldı.Belgede, ABD’nin kamuya yapacakları açıklamalarda olumlu ifadelere yer verilmesi tavsiye edilirken, "ABD’nin ülkedeki demokratik kurumlara, Türkiye’nin demokratik değerler ve laik prensiplere olan bağlılığına" olan desteğini vurgulaması, "Türkiye’nin AB’ye giriş hedefine ve ABD’nin, gelecekte Türkiye’nin özgürlüğe ve refaha ulaşmasını sağlayacak kapsamlı siyasi ve ekonomik reformlara verdiği desteğin altının çizilmesi" ABD’nin kamuya yapacağı açıklamalarda dile getirilmesi, tavsiye edilen konular arasında yer alıyor.ABD tarafından yapılan kamu açıklamalarında. ABD yönetiminin, Irak, Afganistan, Kafkasya, Balkanlar, terörizm, enerji güvenliği, Kıbrıs ile bölgedeki ve dünyanın değişik yerlerindeki sorunlar gibi konularda ortak çıkarları bulunan Türkiye ile birlikte çalışmayı sürdürmeyi çok arzu ettiğinin de özellikle belirtilmesi öneriliyor.Belgede adli sahanın siyasi mücadele alanına dahil edildiği iddiasında işaret edilen düşünür, 1780-1831 arasında yaşamış Prusyalı general Carl Philipp Gottlieb von Clausewitz. "Vom Kriege" (Savaş üzerine) adlı çok ünlü bir eserin yazarı olan Clausewitz’e göre "Savaş bir siyasi araç olduğu kadar aynı zaman da bizatihi bir siyasi eylem, siyasi faaliyetin devamıdır."
Kaddafi'nin hermşiresi ortalığı karıştırdıWikileaks'in açıkladığı belgelerde Libya lideri Muammer Kaddafi'nin hemşiresi olduğu söylenen ve sevgilisi olduğu da iddia edilen Ukraynalı Galyna Kolonytska, dünyanın kafasını karıştırdı.Wikileaks'deki belgelerde, Kaddafi'nin kendisine çok bağlı olduğu belirtilen ve "seksi sarışın" olarak anılan hemşiresinin isminin geçmesinin ardından, dünya medyası Galyna'nın fotoğraflarının peşine düştü.Ancak şimdiye kadar kullanılan hiçbir fotoğrafın gerçekten Kolotnytska'ya ait olup olmadığı doğrulanamadı.Bir fotoğrafta oldukça genç bir kadın olarak görülen Kolotnytska'nın, diğer bir fotoğrafta da orta yaşın üzerinde olduğu görülüyor.Hangi fotoğrafın gerçek Kolotnytska'ya ait olduğuysa şimdilik gizemini koruyor.
Ahmedienjad'tan belgelere şok yorumİran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, Wikileaks tarafından yayınlanan belgelerin 'değersiz' ve 'şeytansı' olduğunu ifade ederek, bu hareketi ciddiye almadıklarını belirtti.Ahmedinejad, yayınlanan belgelerin ABD hükümetinin bir komplosu olduğunu kaydederek, belgenin içeriğinde bulunan ifadelerin, İran'ın Arap komşularıyla olan ilişkilerine zarar veremeyeceğini kaydetti.Tüm komşu ülkelerle dost olduklarını kaydeden İran lideri, şeytansı eylemlerin bu dostluğu bozamayacağını kaydetti.Wikileaks'in yayınladığı belgelerde Arap devletlerinin İran'a karşı ABD'nin yanında durduğuna dair ciddi ifadeler yer alıyor
2003 – 2004 yıllarındaki darbe planlarıyla ilgili olarak 22 Şubat’ta polisin 47 emekli ve muazzaf subayı gözlatına almasından bahsedilirken olayla ilgili TSK ya da hükümetin bir açıklama yapmadığı kaydediliyor.Belgelerde bu tip darbe planlarının ortaya çıkmasının TSK için kötü olduğu ancak AKP’nin işine yaradığı, TSK’nın sessiz kalmasının da ya dönemin komutanlarının gerçek bir demokrasi istedikleri ya da AKP’nin ilk adımı atması için bekledikleri yolunda yorumlanıyor.Yorumlar bölümünde ise darbe planlarıyla ilgili “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” sözü verilerek kimi askerlerin geçmişte bu tür planlar yapabileceği açıklanmış.Ayrıca Başbakan Erdoğan’ın gelecek seçimlerin farkında olduğu ve tavrını da bu seçimlere göre sergilediği yapılan yorumlar arasında.Ordunun Gülen cemaatinin subaylar arasında sızmasından endişe ettiğine de değiniliyor ve bir Türk gazetecinin Amerikalı diplomatlara aktardığı bilgilere yer veriliyor. İsmi açıklanmayan Türk gazeteci Amerikalı diplomatlara, ordunun İslamcıları belirlemek için uyguladığı taktikleri şöyle anlatmış: Subayların çöplerini kontrol eden askeri müfettişler var. İçinde içki şişesi olmayan çöpleri tespit ediyorlar. Bazen da askeri liderler eşleriyle birlikte, ordu tesislerinde havuz başında düzenlenen partilere davet ediliyor. Bu partilere katılanların mayo giymesi bekleniyor. Dindar oldukları için gitmeyi reddeden kadınlar, kocalarının kariyerini tehlikeye atıyor.
Wikileaks’in yayınladığı belgeler, Amerikalı diplomatların dünya liderleriyle ilgili “ilginç” yorumlarını da içeriyor. 2008 tarihli bir belgede Rusya Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev ile Başbakan Vladimir Putin’in ilişkisi “Putin Batman, Medvedev Robin” diye açıklanıyor. Putin’den “alfa erkeği” diye söz edilirken Medvedev için “durgun” ifadesi kullanılıyor.Kuzey Kore lideri Kim Jong Il içen “güçsüz yaşlı adam” deniliyor.Almanya Başbakanı Angela Merkel, “riskten kaçınan” ve “pek de yaratıcı olmayan” bir lider olarak niteleniyor.İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi için “modern bir Avrupalı lider olarak beceriksiz, boş ve etkisiz” deniliyor. Berlusconi’nin “sık sık gece geç vakitte yatması ve partilere düşkünlüğü nedeniyle yeterince dinlenemediği” belirtiliyor.Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy hakkında “alıngan ve otoriter kişilikli” ifadesi kullanılıyor.Zimbabve Devlet Başkanı Robert Mugabe “yaşlı deli adam”, Libya lideri Muammer Kaddafi ise “her yere dolgun göğüslü sarışın hemşiresiyle giden tuhaf biri” olarak tanımlanıyor.İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad ise Hitler’le kıyaslanıyor.İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu “zarif ve alımlı” diye övülüyor ancak aynı zamanda “sözlerini asla tutmadığı” da belirtiliyor.
Dün gece Wikileaks tarafından yayınlanan belgeler Müslüman ülkelerin nasıl bölündüğünü de çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor. Belgelerde, Suudi yetkililerin ABD'ye İran'ı vurması için ciddi uyarıda bulunduğu belirtiliyor. Suudi Arabistan’ın Washington Büyükelçisi Adil el Cubeyr 2008’de Amerikalılara, “Kral, size yılanın başını kesmenizi söylüyor” demiş.Ürdün ve Bahreynli yetkililer de İran’ın nükleer programının, askeri müdahale de dahil olmak üzere her ne şekilde olursa olsun durdurulmasını istiyor.Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısırlı liderler İran’dan “şer”, “varoluşsal tehdit” ve “bizi savaşa götürecek bir güç” olarak söz etmiş.Bu arada Suudilerin ABD'yi, bölgede bulunan İran dışındaki diğer Körfez ülkelerine karşı da kışkırttığı belirtiliyor. Bir Suudi yetkili yapılan bir toplantıda verdiği raporda İran'ın nükleer faaliyetlerinin durdurulmaması halinde diğer Körfez ülkelerinde nükleer silaha sahip olma konusunda cesaretleneceği kaydediliyor.
ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, 27 Ekim 2009 tarihli bir belgede, İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy ile bir görüşmesine değinerek, Türkiye-İsrail ilişkileri hakkında yorumlarda bulunuyor.Büyükelçi Levy’nin ülkesinin Türkiye ile ikili ilişkilerindeki kötüleşmeyi Başbakan Erdoğan’a bağladığını belirten Jeffrey, Levy’nin ayrıca "Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ise kendisine ilişkilerin daha iyi olacağı mesajı ilettiğini" kaydettiğini belirtiyor.Söz konusu belgede, Başbakan Erdoğan’ın Gazze’deki insanlık durumuna ait öfkeli sözlerinin "iç politik tüketime" yönelik olduğu yönündeki yorumlar da bulunuyor. İsrail Büyükelçisi Levy, Erdoğan’ın İsrail’e yönelik sözleri ve tutumunu "köktenci olmasına ve dini açıdan İsrail’den nefret etmesine" bağlayarak, Türk dış politikasında İsrail karşıtı bir yönelim olduğuna dikkat çekiyor.ABD Büyükelçisi Jeffrey, Türk hükümetinin içindeki ve dışındaki kaynaklarıyla görüşmelerinden elde ettiği sonuçların İsrail büyükelçisinin "Erdoğan’ın İsrail’den nefret ettiği" teorisini doğrular yönde olduğunu da belirtiyor.