GündemDİJİTAL SERGİLER NE KADAR GERÇEK?

DİJİTAL SERGİLER NE KADAR GERÇEK?

03.07.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Son dönemde interaktif sergiler dikkat çekici şekilde arttı. Sanat dünyasının önde gelen isimleri ‘dijital sergiler’i Milliyet’e değerlendirdi.

DİJİTAL SERGİLER NE KADAR GERÇEK

İstanbul sanat ortamında son günlerde ardı ardına açılan interaktif sergiler dikkat çekici bir konuma geldi. Bu sergilerin yakın zamandaki en ünlülerinden biri Abdi İbrahim’in 100. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlediği “Van Gogh Alive Dijital Sanat Sergisi”ydi. Sergide Van Gogh’un 3 binin üzerinde eserinin görüntüsü yüksek çözünürlüklü 40 projektörün dev ekranlar, duvar, kolonlar, zemin hatta tavana yansıtılarak dev boyutta izleyiciye gösterildi. Sergi büyük ilgi gördü, 151 bin kişi tarafından gezildi. Şimdilerde ise Vestel’in ana sponsorluğunda Tophane-i Amire’de düzenlenen “The Great Masters” adlı sergi ile Mikelanj, Leonardo ve Rafael’in çalışmaları interaktif bir sistemle, dokunmatik ekranlarla izleyiciyle sunuluyor.
Bu tür sergilerle birlikte akıllara gelen ‘ressamların eserlerinin mutlaka orijinallerini mi görmeliyiz, interaktif sergiler izleyiciyi sanata yaklaştırır mı, ya da bu çalışmalar yeni bir sergileme yöntemi olarak mı karşımıza çıkıyor’ sorularını sanat dünyasının önemli isimleri yanıtladı...

‘ÖNEMLİ BİR BİLGİ KAYMASI:
- Beral Madra (Küratör): Teknoloji ve sanat arasındaki ilişkilerin sonuçları olan sanat benzeri üretimler vardır; bunları ‘sanat’ başlığı altına koymak önemli bir bilgi kaymasıdır. Sanat yapıtlarının çoğaltılması 20. YY.’ın ilk yarısından bu yana çeşitli örneklerle tüketime sunulmuştur; bunlar geniş kitlenin sanat zevkini doyurmak, bunları üretenleri ve tüketime sunanları da parasal açıdan memnun etmek işlevini taşır. İstanbul’da kendini ‘sanat’ aracılığıyla görünür kılmak isteyen özel sektör, bu işi çeşitli biçimlerde yapıyor; yararlı olan biçim sanatın düşünsel ve demokratik süreçleri zenginleştirici bir araç olduğunu savunan ve gösteren biçim.

‘ORİJİNALİNİ GÖRMEK İSTERİM’
- Hüsamettin Koçan (Sanatçı): Bu ilginç bir konu ve Türkiye için yeni bir şey, o kesin. Mesela Van Gogh sergisi üzerinden konuşursak; bu olmaz mı, tabii ki olur. Ama bununla eğer biz Van Gogh sergisi açtık dersek olmaz. Bu tür dijital sergiler yapılabilir ama ben mümkünse Van Gogh’un orijinal işlerini göstermek isterim. Uzun sürede ne sonuç olur bilmiyorum ama daha çok halkla ilişkiler işi bu sergiler; sanatçı yapımı değil. Tanıtım ögesi önde giden, daha çok bir şirketi nasıl ilginç bir fikirle öne çıkarabiliriz diye düşünülerek akla gelen bir şey. Bunlar biraz yeni medya oyunları gibi geliyor bana.

‘SANATSAL BİR YÖNÜ YOK’
- Yahşi Baraz (Galerici): Bu sergileme yöntemi Amerika’da elbise reklamlarında kullanılan bir yöntem. Sanatsal bir yönü yok. İyi bir sanat izleyicisini tatmin edecek bir sergileme yöntemi değil. Bu sergileme yönteminin resim sanatında çok büyük bir ciddiyet kazanacağını sanmıyorum. Büyük kuruluşların daha iddialı işler yapması lazım; bu basit ve tüm dünyada çokça yapılmış bir şey. Türkiye’de yeni olduğu için önem kazanmış gibi görünüyor. Bu sergilerin sadece şöyle bir faydası olabilir belki. Gençlerin dikkatini çekebilir; çünkü hareketli resimler falan... Ama çok ciddi bir şekilde bakamazsınız bu sergileme yöntemine.

‘DAHA ÇOK İZLEYİCİYE ULAŞIYOR’
- Derya Yücel (Küratör): “Great Masters”da izlenen Da Vinci’nin “Son Akşam Yemeği” ya da Michelangelo’nun Sistine Şapeli gibi sanat tarihinin birer parçası olan sanat yapıtlarını yaratıldıkları bağlamlardan, yaratıcılarının öngördüğü izleme koşullarından bağımsız olarak değerlendirmek gerçekçi olmaz. Ancak sergileme yönteminin amacı farklı bir perspektif önerebilir. Örneğin “Van GoghAlive”ın önerisi Van Gogh’un yapıtlarının orjinallerini izleyiciyle paylaşmak değil, bu yapıtlara ait imgeler, dijital teknolojiler ve duyusal öğeler yoluyla izleyicilere farklı bir deneyim yaşatmaktı. Bu örneklerin başarısı tartışılsa da bu tür sergi tasarımları daha fazla izleyiciye ulaşabiliyor.

‘LUNAPARK ATMOSFERİ GİBİ’
- Ferhat Özgür (Sanatçı): Bu sergiler, kültürden ziyade bir turizm hizmeti, bir lunapark atmosferi gibi. İnteraktiflik de burada öyle sanatsal bir eylem alanı olarak durmuyor, sadece eğlence amaçlı. İzleyici yapıtların mutlak ve mutlak orjinallerini gördüğünde sanatçının iç dünyasına ulaşabilir, yoksa basılı kopyalar, sanat tarihi kitaplarında gördüğümüz örneklerin büyük nüshalarından daha farklı bir noktaya geçemez. Walter Benjamin basılı kopya patlamasından dolayı orjinal eserin özünün kayboluşunu dile getiriyordu. Türkiye’de orjinalleri pahalı olduğu için bazı ressamların eserlerinin sahtelerini satın almayı tercih eden koleksiyoncular olduğunu biliyor muydunuz?

KEŞFETYENİ
Ünlü isimler yaz sezonunu açtı! 3 güzelden plaj pozları
Ünlü isimler yaz sezonunu açtı! 3 güzelden plaj pozları

Cadde | 06.06.2025 - 07:41

Yaz sezonunun gelmesiyle birlikte birçok ünlü isim sezonu açtı. Ayrılık iddialarında yer alan Cemre Baysel'den Yunanistan'a giden Afra Saraçoğlu'na kadar... İşte ünlü isimlerin plaj tarzı.

Yazarlar