HASTANEDE YANGIN FACİASI: 8 HASTA ÖLDÜ

Bursa’nın en büyük ve modern sağlık kuruluşlarından biri olan 514 yataklı Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi’nde dün gece yarısı zeminin iki kat altındaki Radyoloji Servisi’nde elektrik kontağından çıkan yangında, dumanın havalandırma boşluğundan yayılması engellenemediği için beş kat üstteki Yoğun Bakım Servisi’nde kalan üçü kadın sekiz hasta can verdi.
Katları saran yoğun dumanla panik yaşanan hastanede hepsi makineye bağlı 29 hasta kendilerini can pazarında buldu. Hastalar ve personelin büyük bölümü yangın merdiveninden tahliye edilirken, en üst katta mahsur kalanları itfaiye ekipleri kurtardı. 443 hastadan durumu ağır olan 70’i kentteki 10 hastaneye nakledildi. Ölümlere yoğun dumanın yanı sıra yangınla birlikte elektrik kesilmesiyle hayat destek ünitelerinin devre dışı kalmasının neden olduğu sanılıyor.

Jeneratörler çalışmadı
2002’de hizmete giren hastanenin A-2 zemin katında bulunan, MR ve tomogrofi çekilen Radyoloji Servisi’nde 02.00 sıralarında ilk belirlemelere göre elektrik kontağından yangın çıktı. 443 hasta ve 120 personel bulunan hastanede panik yaşanırken 02.11’de itfaiyeye haber verildi.
Toplam 12 araç ile hastaneye gelen itfaiye ekibi, yangına müdahale ederken, elektrikler kesildi ancak jeneratör devreye girmedi. Alevler kısa sürede Radyoloji Servisi’ni sararken, yangının başladığı tomografi cihazının bulunduğu bölümden yukarı katlara giden kabloların geçtiği boşluktan da dumanlar üst katları sardı.

Şaft penceresi açıktı
Dumanlar açık bırakıldığı öne sürülen şaft penceresinden Yoğun Bakım Servisi’ni de kapladı.
Durumu ağır olmayan hastalar bahçeye çıkarılırken, 3. katta makineye bağlı 13’ü bebek, 29 hastanın bulunduğu yoğun bakımda facia yaşandı. Serviste elektrikler de kesik olduğu için makinelerin devre dışı kaldığını gören sorumlular, ne yapacaklarını şaşırdı. 29 hastadan sekizi el fenerleriyle tahliye edilmeye çalışıldı. Gülbey Şahin (80), Hakkı Özdoğan (63), İnciser Bulut (68), Muhlis Karaağaç (79), Fatma Yalçındağ (74), İsmail Uysal (46), İbrahim Turgut (54) ve Aliye Aktop isimli hastalar tahliye ve başka hastanelere nakil sırasında can verdi. 

İtfaiye kısa sürede ulaştı
Sivil Savunma ve itfaiye ekipleri, bir yandan yangına müdahale ederken, diğer yandan üst katlarda mahsur kalanları yangın merdiveniyle tahliye etti. 21’i yoğun bakımdakiler olmak üzere 70 hasta kentteki 10 ayrı hastaneye sevk edildi. Diğer hastalar, hastane bahçesinde, ambulanslarda ve sedye üzerinde bekletildi, yangının tamamen söndürülmesinin ardından da yeniden servislere alındı.
Hastaneye 100 metre uzaklıktaki Altıparmak Caddesi’nde belediyeye ait afişleri asarken ihbarı alan merdivenli itfaiye aracının kısa sürede gelmesi mahsur kalanların kurtarılmasında önemli rol oynadı. Yangın yoğun çabalar sonucu yaklaşık 2 saat sonra 04.00 sıralarında tamamen kontrol altına alındı.

Faciada ihmal iddiaları
“Yanan kabloların özel alaşımlı yanmayan kablo olması gerektiği, ancak bunun kullanılmadığı” ve “yangın tüplerinin de boş olduğu” iddia edildi

Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi’nde 8 kişinin ölümüyle sonuçlanan facianın ardından ihmal iddiaları art arda sıralandı.
Bursa Tabip Odası Başkanı Bülent Aslanhan yangının çıktığı Radyoloji bölümünün BURTOM adlı taşeron firma tarafından işletildiğini belirterek şunları kaydetti:
“Biz yıllardır taşeronlaştırmanın bu tür sonuçları yaratabileceğine ilişkin kaygılarımızı ifade etmiştik. Çünkü tomografinin kabloları yanıyor ve çıkan duman yoğun bakıma ulaşıyor. Hastane yönetmeliklerine göre bu kabloların özel alaşımlı olması ve yangında bu dumanı çıkarmaması lazım.”
Hastanenin ISO 9001-2000 kalite belgesi aldıktan sonra “akıllı hastane” olarak adlandırıldığını belirten Aslanhan, “Akıllı hastane deniyor ama havalandırma sisteminin hastanelerde böyle olmaması gerekir. Bağımsız havalandırma sistemi olmalı. Bu bina akıllı değil, akılsız bir bina. Yoğun bakımdan ambulansla götürene kadarki süreçte solunum fonksiyon cihazlarından hastalar ayrıldığında gereken desteğin sunulmadığını gördük.”
Hastanedeki yangın tüplerinin boş olduğu iddiası da ortaya atıldı, ancak Bursa İl Sağlık Müdürü İsmail Hakkı Çelik bu iddiayı yalanladı. “Yangına hızla müdahale edilmiş. Ama o yoğun dumanın yoğun bakım ünitesine nasıl gittiği araştırılıyor” diyen Çelik, “taşeron firma tarafından döşenen kabloların hastane yönetmeliğine göre özel alaşımlı yanmayan kablo olması gerektiği, ancak bunun kullanılmadığı yönündeki” iddialara da, “Bunların hepsi spekülasyon. Soruşturma sürüyor” yanıtını verdi.

‘Endişemiz yok’
İddiaları reddeden Radyoloji bölümünü işleten taşeron firma BURTOM Tıbbi Görüntüleme ve Tanı Merkezi’nin sahibi Erol Kılıç şunları söyledi: “Sistemlerimiz kapalıydı. Kapalı durumdaki sistemin gerilim çekmesi söz konusu değil.  Zaten sistem içinde bir yangın da yok. Cihazlarımız tam anlaşmalıdır. Cihazlara bakım için el sürmemiz yasaktır.  Bakımları düzenli yapılır. Bakımlardan bizim endişemiz yok.”
ÖDP, EMEP, TKP ve Halk Evleri adına açıklama yapan ÖDP İl Sekreteri Günay Pank, “Sağlık Bakanı’na sesleniyoruz; bu ülkenin insanlarına saygınız varsa hemen istifa etmelisiniz” dedi.

SAĞLIK BAKANI AKDAĞ’DAN GAF: 
İki hastanın beyin ölümü bekleniyordu
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, yangında ölen hastalarla ilgili açıklama yaparken, “Bu hastalardan erişkin yoğun bakımda yatan hastaların önemli bölümü ventilatöre (solunum desteği) bağlı hastalar. Yine burada bize verilen ilk malumatta, hayatını kaybeden 8 hastadan 2’sinin beyin ölümü beklenen, çok ağır hastalar olduğu ifade edildi” dedi.
Bursa’ya gelen Akdağ, incelemelerinin ardından açıklamalarda bulundu. Yangının kısa sürede söndürüldüğünü belirten Akdağ, “Yoğun bakımdaki hastalar da bu arada tahliye ediliyor. Tabii yoğun bakımdaki bu hastaların tahliye işlemi o esnada oldukça zor bir süreç. Oradaki sağlık çalışanları kendilerini de riske ederek hastalarını ayakta tutmak için gayret gösteriyor” dedi.
Akdağ, saat 17.00’de Bursa Valiliği’nde ikinci kez basın toplantısı düzenledi. Soruşturma tamamlanmadan, olaydan sonra önyargıyla yapıldığını öne sürdüğü eleştirilerden duyduğu rahatsızlığı dile getiren Akdağ, “Bazı sivil toplum örgütü temsilcileri, bazı meslek odaları başkanları, bazı parti temsilcileri, suçlamalarda bulunuyorlar. Çok yanlış iş yapıyorlar.  Hizmet alımı ile ilgili olarak da suçlamalar var. Bu suçlamanın nedenini kimse bilmiyor. Bu suçlamayı ne hakla yapıyorlar, merak ediyorum” diye konuştu.

Olaylar Atalay’ı bunalttı
Türkiye’de son dönemde üst üste yaşanan olaylar ve son olarak dün Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi’nde çıkan yangın İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ı bunalttı. “Uyandığımda ‘Bugün de bir olay olmasın’ diyorum” diyerek yaşadığı sıkıntıyı anlatan Atalay, geceleri telefonla uyuduğunu kaydetti. Atalay, sabaha karşı da olsa Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın telefonunun hiç kapalı olmadığını, bir kez çaldığında hemen açtığını belirtti.
Atalay’ın dün TBMM’de yaptığı açıklama, terör olayları, büyükşehirlerdeki bombalı saldırılar, örgüt evlerinin basılması, katliamlar, cinayetler ve yangınların kendisini nasıl bunalttığını ortaya koydu.
Her an bir olay nedeniyle tetikte olduklarını dile getiren Atalay, “‘Türkiye’de bir gün de olay olmasa’ diyoruz. Ama öyle olmuyor, öyle değil mi?” yönündeki soruyu, “Bunu en çok ben istiyorum.Diliyorum. Ben de ‘Bugün de bir olay olmasın’ diyorum” diye yanıtladı. 
ÖNDER YILMAZ Ankara

Hasta yakınları yıkıldı 
Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi’nde çıkan yangında ölen 8 hastanın yakınları yasa boğuldu.
İbrahim Turgut’un (63) yakınları, trafik kazası geçiren Turgut’un yoğun bakımda yattığını belirtti.
Hakkı Özdoğan’ın (44)  bacanağı Ömer Sinanç, Özdoğan’ın beyin kanaması nedeniyle 10 gündür hastanede yattığını belirtti.
İnciser Bulut’un (68) acılı eşi İsmail Bulut da eşinin kalp yetmezliğine bağlı solunum güçlüğü yüzünden tedavi gördüğünü belirterek, “Sağlam olan hastamı bu vaziyette buldum” dedi.
Solunum güçlüğü nedeniyle 20 gündür hastanede tedavi gördüğü öğrenilen  Muhlis Karaağaç’ın (77) oğlu Murat Karaağaç da babasının fotoğrafını okşayarak ağladı.
Fatma Yalçındağ’ın (74) oğlu Bayram Yalçındağ da, annesinin bronşite bağlı solunum güçlüğü nedeniyle 1 aydır hastanede yattığını belirterek “Davacı olacağım” dedi.
Gülbey Şahin’in (80) yakınları Şahin’e 25 gün önce bir aracın çarptığını, durumunun ağır olduğunu, her an ölüm haberini beklediklerini ifade ederek “Olay vesile oldu” diye konuştu.
Beyin damarlarındaki tıkanıklık nedeniyle tedavi gören Aliye Aktop’un yakınları da, ailenin yoğun bakımdan gelecek müjdeli haberi beklerken ölüm haberini aldığını ifade etti.
Bu arada, yangında ölen İsmail Uysal’ın (76) yakınlarının cenazeyi almak için henüz Adli Tıp Kurumu’na başvurmadığı öğrenildi.
BURSA DHA, AA

Yangından kurtulan kadın doğum yaptı
Doğum yapmak üzere Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi’ne getirilen Nesrin Arslan (24)  yangın üzerine,  Zübeyde Hanım Doğumevi’ne sevk edildi. Hemen doğumhaneye alınan Nesrin Arslan, 2 kilo 920 gram ağırlığında bir kız bebek dünyaya getirdi. Bebeğe ‘Hira Nur’ adı verildi. Arslan’ın eşi Hüseyin Arslan, gece yarısı hastaneye gittiklerini belirterek, “Her yeri aniden dumanlar kapladı ve elektrikler kesildi. Pencereleri açmak istedik ama kolları olmadığı için başaramadık. Yangın merdivenine açılan kapı kilitliydi. Kapıyı zorlayarak açtık” diye konuştu.  n DHA

Güle oynaya yangın tatbikatı yapılmış
Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi’nde 28 Nisan 2009’da yangın eğitimi ve tatbikatı yapıldığı öğrenildi.
Hastanenin internet sitesinde yer alan habere göre,  İtfaiye Daire Başkanlığı’ndan eğitim amiri Haydar Dikme tarafından  yapılan tatbikata, doktor ve diğer sağlık personeli ile hastane yöneticileri katıldı.  Öte yandan, hastanede 4 yıl önce de zemin kattaki akaryakıt deposunda patlama meydana gelmişti. Hastanede 1.5 ay önce ise trafoda meydana gelen bir arızadan dolayı klimaların çalışmadığı öğrenildi. 2002 yılında hizmete giren  hastane 2006’da TSE’den ISO 9001-2000 Kalite Belgesi almıştı. 
AA