18.09.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
Miraç Zeynep Özkartal
Bazı insanlar vardır; yıllardır görmemiş, haber almamışızdır. Ama bir tek sözle onlara dair her hatıra canlanıverir. Şimdi size “Sıfırcı Hoca” desem mesela, 11 yıldır yazmadığı halde hemen Kurthan Fişek’in “Sıfırcı Hocanın Not Defteri” köşesini hatırlarsınız.
Ne var ki bu satırlar Fişek’in yeni bir yazısını ya da kitabını müjdelemek için değil. Kaybını haber vermek için....
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fişek dün Bebek’teki evinde yaşamını kaybetti. Kardeşi Gürhan Fişek, ağabeyinde nefes darlığı bulunduğunu söyledi.
FİŞEK GİBİ BİR ADAMDI
İsmiyle müsemma, fişek gibi bir adam olan Prof. Dr. Kurthan Fişek için yarın Ankara Üniversitesi’nde bir tören düzenlenecek. Cenaze, Kocatepe Camisi’nde öğle vakti kılınacak cenaze namazından sonra toprağa verilecek.
Makedonyalı bir anne babanın çocuğu olarak 1942’de Ankara’da doğdu Fişek. Babasının dedesi, Makedonya’da Nakşibendi şeyhiydi ve hayatını Osmanlı’ya karşı Bulgar çetelerine fişek yapıp satarak kazanıyordu. İleride hem soyadını hem de mizacını alacağı bu sözcük böyle girdi Kurthan Fişek’in ailesine. Aile ilk kez Abdülhamit döneminde geldi İstanbul’a. Padişah, Kurthan Fişek’in dedesinin babasına haber gönderdi: “Sen okuma yazma biliyorsun, İstanbul’a gel de seni Topkapı’ya müdür yapayım”.
Dede tası tarağı toplayıp geldiği İstanbul’a ayak basışının ikinci günü de Sultanahmet Meydanı’nda asıldı. Aile de gerisin geri döndü Selanik’e.
DERSLERDEN KALDI
Selanik’te askeri liseden Atatürk’ün arkadaşı olan dede, Atatürk Samsun’a çıkınca aileyi bu kez temelli taşıdı Selanik’ten ve Ankara’ya yerleşti.
1960’ta ODTÜ İdari Bilimler Fakültesi’de girdiğinde başladı gazeteciliğe. Aslında önce babasının zoruyla kimya mühendisliği okumaya başlamıştı. Hocaları, sonraki yıllarda ülkeyi yönetecek isimlerdi: Necmettin Erbakan, Süleyman Demirel, Erdal İnönü ve Turgut Özal.
Özal’ın verdiği matematik dersi hariç hepsinden kalınca atıldı ve başka bir bölüme girdi; İdari İlimlere.
1960’tan itibaren Yeni Gün ve Öncü gazetelerinde muhabir olarak çalıştı. 27 Mayıs’ta Kızılay’da “Olur mu böyle olur mu?” diye bağıranlar arasındaydı. Askerin gelişini de hoş karşılamıştı, ta ki Menderes, Polatkan ve Zorlu’nun idamlarına kadar.
12 MART’TA İŞKENCE
1965’te Türkiye İşçi Partisi’ne üye oldu; ki o yıl parti 15 milletvekiliyle Meclis’e girmişti. Kendi tabiriyle “militan”dı Kurthan Fişek. Hayatı boyunca Marksist-Leninist çizgiden ayrılmadı.
1966’da üniversiteyi bitirdiğinde 4 yıldır Turkish Daily News’ta yazı işleri müdürü olarak çalışıyordu. 12 Mart’ta “Mahir Çayan’ları desteklediği” gerekçesiyle tutuklandı. Mamak Muhabere Okulu’nun içindeki Keçikıran tepesinde işkence gördü.
“Çayan’la ilgim yok. Ben TİP Bilim Kurulu üyesiyim” dediyse de, manyetolu telefonla elektrik verilince her şeyi “kabul etti”. Ve mahkeme karşısına çıktı; hem de Deniz Gezmiş’i asan heyetin karşısına.O mahkemeye çıktığında dengeler değişmişti, ilk celsede beraat etti.
AKADEMİ BAŞKANIYDI
70’ler boyunca hocalığa devam etti. Geleceğin başbakan ve cumhurbaşkanlarıyla yine sınıflarda, bu kez hoca olarak buluştu. Öğrencileri arasında Mesut Yılmaz, Mehmet Ağar, Abdüllatif Şener de vardı.
1978-1979 yıllarında bambaşka bir unvanı vardı: Ankara Spor Akademisi ve Atletizm Federasyonu’nun başkanıydı. Spor yöneticiliği 1980 yılında ona “Spor Yönetimi” çalışmasıyla profesörlüğü getirdi. 12 Eylül darbesi geldiğinde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde dekan yardımcısıydı. 1983’te Sıkıyönetim Yasası’nın amir hükümleri gereğince, üniversitedeki görevine son verildi ve yeniden gazeteciliğe döndü.
Zaten hayatını böyle özetliyordu: “Gazeteden üniversiteye, üniversiteden gazeteye...”
ÖCALAN’A 0 VERDİ
1999’da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde yeniden göreve başlayana kadar Sabah ve Hürriyet gazetelerinde, Nokta, Tempo, Aktüel ve Ekonomist dergilerinde yazdı. Köşesinin adı hâlâ hafızalarda: “Sıfırcı Hocanın Not Defteri”. Evet, o “Sıfırcı Hoca”ydı. Üstelik tek bir öğrencisine sıfır vererek edinmişti bu unvanı. Abdullah Öcalan’a... Öcalan’ın nasıl bir öğrenci olduğunu soranlara şu cevabı verdi: “Bilmiyorum, derse hiç girmezdi ki. Sıfır vermemin nedeni de oydu; imtihana girmedi, dağa çıktı”. 2001’de Hürriyet’teki işine son verildi. O günden sonra yazı yazmadı. Ardında 15 kitap, binlerce makale, on binlerce anı ve 44 yıllık eşi Neyran Fişek’in hayatında büyük bir boşluk bıraktı.
‘Dobra ve net konuşuyordu’
Güneri Cıvaoğlu: “Kurthan Fişek’i çok küçük yaşlarında tanımıştım. Sanıyorum 8-10 yaşları arasında. Ankara Koleji’nde okuyordu. Biz aynı mahalledeydik, o daha çok kuzenimle birlikteydi. Birlikte futbol oynardık. Yaman bir kaleciydi. Uzun boylu, zayıf, çok hoş bir insandı. Yıllar sonra yeniden bir araya geldiğimizde ikimiz de gazeteciydik. O daha sonra akademik kariyerini de yaptı. Zaman zaman bir araya gelip konuşurduk. Her zaman dostluğumuzu sürdürdük. Keyifli biriydi. Dobra ve net konuşuyordu. Gelişmiş kültür yapısıyla, dünya görüşü sağlam bir insandı. Allah rahmet eylesin.”
‘Çok ‘özel’ bir insanı kaybettik’
Sedat Ergin: “Kurthan Fişek’i önce Mülkiye’de hoca olarak tanıdım, sonra uzun yıllar aynı gazetede aynı büroda yan yana komşuluk yaptık. Muazzam bir zekâ, büyük bir entelektüel birikim, son derece renkli bir kişiliğin bir araya geldiği çok özel bir insandı. Sahip olduğu potansiyeli tam anlamıyla hayata geçirmemiş olması, hem kendisi hem de Türkiye için bir eksiklikti. Ölümü ile bu kayıp daha da derinleşmiştir.”
‘Kitabı benim için gurur vesilesi’
Can Dündar: “Benim hem hocamdı, hem şefimdi Tempo dergisinde. Hem teoride, hem pratikte onun rahle-i tedrisinden geçmişliğim vardır. Pırıl pırıl bir zekâ, son derece işlek bir kalem, mükemmel bir hafıza sahibiydi. Can Yücel’den sonra gördüğüm en güzel küfür eden adamdı. Ankara üzerine bir kitap yazdı. Benim de bir önsöz yazmamı istemişti. Birkaç ay önce kitap piyasaya çıktı. Bu benim için bir gurur vesilesi oldu. Nur içinde yatsın.”
Survivor 2025'te şampiyonun belli olmasına kısa süre kaldı. Survivor denilince akla gelen isimlerden biri olan Sema ise geçtiğimiz günlerde adaya veda etti. Geçtiğimiz yıl olaylı bir sezon geçiren Sema, favori dörtlüsünü saydı.