GündemŞeffaf karakolların kara kutuları...

Şeffaf karakolların kara kutuları...

28.12.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kartal anılarıyla ses getiren Dilligil, kitabında sorgu odaları için ‘kara kutu’ benzetmesi yapıyor ve ekliyor: ‘Asla bir şey ispatlayamazsınız!’

Şeffaf karakolların kara kutuları...

Şeffaf karakolların kara kutuları...

Kartal anılarıyla ses getiren Dilligil, kitabında sorgu odaları için ‘kara kutu’ benzetmesi yapıyor ve ekliyor: ‘Asla bir şey ispatlayamazsınız!’

ÖMER ERBİL İstanbul

Milliyet'te dün bazı önemli satırbaşlarının özetlendiği "Devlet Tiyatroları Genel Müdürüydüm" adlı kitabı cezaevinde yazmaya başladığını söyleyen Rahmi Dilligil, "Küçük bir deftere yazdığım notları daha sonra illegal yoldan cezaevi dışına çıkarttım" dedi. Devlet Tiyatroları'ndaki yolsuzluk iddiasıyla ilgili başlatılan "Birinci Perde" operasyonu kapsamında beş ay Kartal Özel Tip Cezaevi'nde tutuklu kalan Dilligil kitabında, cezaevinde ünlülerle beraber yaşadıklarının yanında, yaşadığı çarpıklıkları, gözaltı ve sorgulama döneminde başından geçenleri de anlatıyor.

Eşimin sutyenlerini bile incelediler!..
(Polislerle beraber evini aramaya gidiyorlar) ...Her yeri aradılar, çekim yaptılar, bazı adamlar getirmişlerdi, evimizi onlara gezdirdiler ve hâlâ hastaneye rapor için gitmemiştik; kimi salondan sigaralarımdan alıyordu, kimi parfüm sürüyordu. Bir bölümü karımın dolabını açmış sutyenlerini seyrediyordu; diğeri küçük oğlumun oyuncaklarını karıştırıyordu.

Kan işiyordum
Bursa Emniyet Müdürlüğü'ndeydim, en alttaydım. Üşüyordum, tiyatro, sahne, spot ışıkları yoktu, müşteşar yardımcıları, sekreterler, milletvekilleri yoktu... Kan işiyordum... Ve kimse yoktu; gözlerim kapanırken betonda ağır vücudumun ürperdiğini hissettim, uyumuşum... Sorgu odaları; insanların her türlü konuyu görevlilerin uygun gördüğü şekilde imzalaması için oluşturulmuş fizyolojik ve psikolojik baskı mekânlarıdır. Şeffaf karakolların kara kutularıdır buralar. Bu kara kutular hiç bulunmazlar. Sizler, küfürlerin, seksüel arzuların, hakaretin her türlüsünün, işkencenin ne olduğunu anlatıp ispat etme şansını bulamazsınız.

Tayyip, tapulu mezarı bana ikinci kez sattı
Dilligil, kitabında dönemin belediye başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, tapulu mezarı kendisine parayla tekrar sattığını iddia ediyor:

Kozakçıoğlu çözemedi
"Tapulu aile kabristanımı; Recep Tayyip Erdoğan ismindeki 'sanatçı dostu' Belediye Başkanı'nın bana bir kez daha sattığını, tekrar para vermezsem, annemi aile kabristanına gömdürmeyeceğini, bu sorunu İl Valisi Hayri Kozakçıoğlu'nun bile aşamadığını ve annemi yeniden, satın aldığım aile kabristanına gömdüğümü şimdi yine anımsadım..." Dilligil, Milliyet'e kitabındaki bu satırlarla ilgili olarak şunları anlattı:

Zorla gömdük...
"Aile kabristanı olduğuna dair tapuyu gösterdiğim halde harç aldılar. O dönemde yanlış hatırlamıyorsam 70 milyondu harç. Aile kabristanı olduğunu gösteren belgede 'ilave kabir yeri açtık' gibi bir laf ettiler. Zorla gömdük annemi. Ekonomik olarak zor günler geçiriyordum. Yılmaz Erdoğan annem için özel bir gün yapmıştı da hastane masraflarını ve gömü işlemlerini öyle gerçekleştirdik."




GÜNCEL



















KEŞFETYENİ
Eleme sonrası olay paylaşım! 'Buna kalleşlik denir'
Eleme sonrası olay paylaşım! 'Buna kalleşlik denir'

Cadde | 01.05.2025 - 23:23

Pınar Saka, Yiğit Poyraz'ın elenmesine tepkisiz kalamadı. İşte, çok konuşulacak o paylaşım...

Yazarlar