Gündem Son dakika... Türkiye-ABD görüşmesinin perde arkası! Fotoğraflar ve deliller gösterildi

Son dakika... Türkiye-ABD görüşmesinin perde arkası! Fotoğraflar ve deliller gösterildi

16.02.2021 - 12:28 | Son Güncellenme:

Gelen son dakika haberine göre; Gara operasyonu sonrası yaşananlar Türkiye'nin bir numaraları gündem maddesi. Dün Ankara'da ABD ile çok yoğun bir Gara operasyonu trafiği yaşandı. ABD'nin operasyonda şehitler için yaptığı açıklamayı düzeltmesiyle sonuçlanan o trafikte neler yaşandı? Ne mesajlar verildi? CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova detayları aktardı...

CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Dicle Canova'nın açıklamaları şöyle;

Haberin Devamı

(ABD'nin 'eğer PKK yaptıysa' açıklaması ve 'PKK yapmıştır' düzeltmesi)

Ankara'da sıcak saatler yaşandı. Yoğun bir trafik vardı. Bunu söyleyebilirim ama öncesindeki o açıklama 'eğer'li başsağlığı Ankara'da Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin sözlerine güven duyulmuyor mu? soru işaretine beraberinde getirdi. Bu ikili ilişkilerde derin bir kırılmaya sebebiyet verebilecek bir açıklama olarakta nitelendiriliyordu. Nitekim Cumhurbaşkanı dün ilk olarak NATO müttefikliğini hatırlattı ve dedi ki: 'NATO'da bu birlikteliğimiz sürecekse bize samimi davranacaksınız.' İşte bu çok önemli bir uyarıydı. Bu uyarının arkasına ABD Büyükelçisi David Satterfield Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. İşte o çağrının hemen ardından süreç başladı diyebiliriz.

Haberin Devamı

DIŞİŞLERİ'NDEKİ RASTLANTI

Satterfield Dışişleri Bakanlığı'na geldi. Aslında görüşeceği muhatabı ABD Masası Genel Müdürü Levent Gümrükçü'ydü ama orada bir rastlantı oldu. Bu da önemli bir kırılma noktasıydı belki de. Bakanlığa girerken ABD Büyükelçisi eş zamanlı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Bakanlığa giriş yapıyordu.

Edindiğim bilgilere göre; Dışişleri Bakanıyla ABD Büyükelçisi orada ayaküstü bir sohbet gerçekleştirdiler. Ve bizzat Dışişleri Bakanı tarafından Büyükelçi'ye Türkiye'nin duymuş olduğu rahatsızlık iletilmiş oldu. Sonrasında tabi Büyükelçi Levent Gümrükçü'yle de bir görüşme yaptı. Ankara Büyükelçi nezdinde o açıklamayı kınadı.

Yine edindiğim bilgilere göre; Büyükelçi de yapılan açıklamanın zamanlama açısından ve tabi her bakımda talihsiz olduğunu, yanlış olduğunu ifade etti Dışişleri Bakanlığı'nda. Hemen arkasında iki Dışişleri Bakanı telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Bu önemliydi. Aslında Bakanlar arasında ilk temastı Biden yönetimi başa geçtikten sonra. O görüşmede de ABD'nin yaptığı açıklama değişti. İşte süreç ondan sonra tersine dönmeye başladı. Bu kez şehitlerden PKK'nın sorumlu olduğu ABD'nin Dışişleri Bakanlığı açıklamasına yansıdı.

ÇAVUŞOĞLU'NDAN ABD'Lİ MEVKİDAŞINA: "TÜRKİYE'YE GÜVEN MESELESİ BU"

Edindiğim bilgilere göre; o görüşmede Çavuşoğlu muhatabına 'Türkiye'ye güven meselesi bu' dedi. Bunun altını çizdi ve 'en yüksek Türk makamlarından gelen açıklamanın sorgulanması müttefiklik ilişkisine sığmaz' ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

Bu mesajların etkili olduğunu anlıyoruz. Nitekim arkasına ABD Büyükelçisi Savunma Bakanlığı'ndan randevu istedi, taziyeye gitti. Tabi ki Büyükelçi'nin Savunma Bakanlığı'na gittiğinde Dışişleri Bakanlığı'ndaki hem iki bakanın görüşmesi hem Büyükelçi'ye verilen mesajlar sonrası ABD'nin PKK'nın sorumluluğunu kabul etmiş vaziyette olduğunun altı çiziliyor ama bununla yetinilmedi. Savunma Bakanlığı, Büyükelçi'ye delilleri gösterdi.

DELİLLER BÜYÜKELÇİ'YE GÖSTERİLDİ

Edindiğim bilgiye göre; neydi o deliller? Büyükelçi'ye şehitlerin otopsi raporları, fotoğrafları gösterildi. Yani PKK'lılar tarafından 13 silahsız adamın başlarından vurularak infaz edildiği hem Adli Tıp Raporu ifadelerinde hem de fotoğraflarda Büyükelçi'nin önüne konuldu. Tabi dediğim gibi Büyükelçi zaten Dışişleri ayağında talihsiz bir açıklama olduğunu ifade etmişti.

Haberin Devamı

Nitekim Blinken da görüşmede Çavuşoğlu'na bu yönde mesajlar verdi. PKK'nın sorumluluğunu kabul ettiklerini de açık açık ifade etti. Sonrasındaki yazılı açıklamalarına da bu yansıdı. Yani o 'eğer'li başsağlığının yerini 'PKK bu olaydan sorumludur' ifadeleri yer aldı. Dediğim gibi süreç Dışişleri Bakanlığı'nda çözüldü. Ardından da Savunma Bakanlığı'nda deliller Büyükelçi'nin önüne konuldu. Hem otopsi raporları hem fotoğraflarla olayın PKK'nın sorumluluğu olduğu altını çizildi.