21.07.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
MİLLİYET RAMAZAN
Yüce Rabbimiz, insanlığa yönelik son mesajlarını içeren Kurân-ı Kerîm’de şöyle buyurur: “Rabbinizin mağfiretine, Allah’a ve Peygamberlerine îman edenler için hazırlanmış olup genişliği gökle yer arası kadar olan cennete koşuşun. İşte bu, Allah’ın lütfudur. Onu dileyene verir. Gerçekten de Allah büyük lütuf sahibidir.” (Hadid 21)
Cennet: Ebedî hayattır. Sonsuz mutluluktur. Bitmez tükenmez nimetlerdir. Câzibeli eşlerdir. Tasavvur edilemez güzelliklerdir. Başta Peygamberler olmak üzere insanlığın yıldızları olan yüce şahsiyetlerle beraberliktir. Bütün varlıkların yaratıcısı olan Allah’ın güzelliklerine bakmaktır. Onun sevgisiyle zirvede yaşamaktır. Bütün arzulara kavuşmaktır.
Başta, cennet olmak üzere bütün “Âhiret Hayatı Mutlak Gayb”tır. Akıl ve duyu organlarıyla bütünüyle kavranılamaz. Biz cenneti ancak Rabbimizin bize bildirdiği kadarıyla tanıyabiliriz.
Peygamberlerin sonuncusu ve evrenseli olan Peygamberimiz Hz. Muhammed’e indirilen ve onun tarafından insanlığa tebliğ edilen Kuran’da, cennetin maddî ve manevi nimetleriyle ilgili doyurucu bilgiler verilmektedir. Biz sadece özetin özeti bilgiler sunacağız.
Manevileştirilmiş maddi nimetler
Sahip olunacak dolunay ve yıldızlar gibi parlak yüzler, bağlar, bahçeler, köşkler, su, süt, bal akan ve alkol içermeyen içecek nehirleri, pınarlar, ağaçlar, gölgelikler, inciden otağlar, tahtlar, ipekten perdeler-halılar-giysiler, altın ve gümüşten takılar, meyveler, kuş etleri, özel kaynağından doldurulup mühürlenmiş misk kokulu leziz içecekler, altın ve gümüşten servis takımları ve benzerleri...
Ayrıca sedeflerindeki inciler misali genç erkek ve kadın görünümündeki Vildan ve “Hûr’un În” isimli hizmetçiler... Bütün bunlar cennetin mânevileştirilmiş maddî nimetlerini oluşturacaktır.
Manevî güzellikleri
Allah’ın zatî güzelliklerine bakmak, O’nun ebediyen sürecek sevgisi altında bulunmak, O’nun selâmı ve konuşmalarına muhatap olmak, başta Peygamberimiz ve diğer Peygamberler olmak üzere yüce şahsiyetlerle birliktelik kurmak, içten arzularla hamd ve senalar etmek, meleklerle selâmlaşmak ve dostluklar oluşturmak, cennetliklerle sohbetler yapmak, karşılıklı ziyarette bulunmak, özel hizmetçiler olarak cennet erkekleri ve kadınlarına verilecek hûrilerin sunduğu mûsiki oturumlarına katılmak, cehennemliklerle konuşarak kurtuluşun ve sahip olunan nimetlerin büyüklüğünün hazzını yaşamak ve cennette ebediyen yaşanacağı bilincinde olmak cennetin mânevî nimetleri olacaktır.
Asıl büyük nimetler de bunlardır. Mânevîleştirilmiş de olsa diğer nimetler bunlarla mukayese edilemezler. Mânevîleştirilmiş maddî ve de mânevî nimetler içinde yaşayacak olan cennetliklerin sahip olacağı nimetler sınırsızdır. Açıklananlar temsîlidir, bir diğer anlatımla örnek türündendir.
Bütün bunların ötesinde istenilen her şeyin verileceği de şöylece müjdelenmektedir:
“...Cennet’te canların çektiği, gözlerin hoşlanacağı her şey olacaktır. Ve siz orada ebedî kalacaksınız.”
“Orada onların istedikleri her şey vardır. Katımızda fazlası da mevcuttur.” (Zuhruf 71, Kaf 35)
Sonsuz olan Cennet’teki nimetlerin ve zevklerin dünya hayatındaki nimetler ve zevklerle yalnızca isim benzerliği vardır.
Cennet, bilemeyeceğimiz çok çok yükseklerde, zaman ve mekân üstü bir âlemdedir. Dereceleri/nimetleri birbirinden farklı Firdevs, Adn, Ne’îm ve Me’va çeşitlerine ayrılmıştır. Özgün vücut yapılarımızla yaşayacağımız cennet ebediyen de var olacaktır.
Evrenimizde tek hücrelilerden galaksilere kadar trilyonlarca varlığı yaratan, yaratmakta olan ve cennetlere çağıran Allah her bir kişiye verilecek cennetleri yaratmaya da gücü yetendir.
Yazımızı cennete ilişkin âyetlerle bağlayalım:
“Hiçbir kimse cennetlikler için yapmış oldukları amellere karşılık olarak gizlenmiş olan mutluluk verici nimetleri bilemez. Hiç mümin ile Yaratan’a başkaldırmış olan bir olur mu? Îman edenler ve güzel ameller yapanlara, yapmış olduklarından dolayı, konak olarak Me’vâ cennetleri verilecektir.” (Secde 17-19)
Kuran’dan mesajlar
“Namazlarında huzur içinde bulunan, boş söz ve işlerden uzak duran, zekât verici güce ulaşmak için çalışan, kendilerine verilen görevleri ve verdikleri sözleri yerine getiren, namazlarını devamlı olarak kılan ve cinsel organlarını koruyup zinadan korunan, yalnızca hür eşleri veya nikâhlı esir eşleri ile ilişkiye giren müminler kurtuluşa ermişlerdir. İşte onlar Firdevs Cenneti’ne varis olacak ve orada sürekli kalacak olanlardır. (Müminûn 1-11)
SORU CEVAP
Hangi işleri yapanlar cennete girecekler?
Kuran’ın değişik sûrelerinde cennete gireceklerin yapacakları işler şöylece açıklanmıştır:
“Gerektiği şekilde îman etmek, iç huzuru ile devamlı olarak namaz kılmak, faydasız sözler ve işlerden kaçınmak, zekât verici olabilmek için çalışmak, zekât vermek, zina ve eşcinsellikten korunmak, sözlere ve sözleşmelere bağlı kalmak, öfkeye hakim olmak, affetmek, bilerek günahlarda ısrar etmemek, tövbe edip bağışlanma dilemek, sabır göstermek, büyük günahlar ve açık çirkinliklerden kaçınmak, her alanda danışmak/seçimi önemsemek, zulme/zalime karşı birlikte savunma yapmak, Kuran âyetlerini okumak, Allah anıldığı zaman kalpleri ürpermek, Kuran âyetleri okunduğu zaman îmanları artmak ve Rablerine dayanıp güvenmek, âdil olmak ve inancımızı, yurdumuzu ve zulme/işgale uğrayan mazlumları korumak için cihad etmek ve Allah’a ve Peygamberi Muhammed’e karşı çıkanlarla kaynaşmamak ve benzerleridir...”
Bütün bu amellerin her biri cennete götürücüdür. Başta iman olmak üzere bu işlerin bir bölümünü yapabilenler de cennete gireceklerdir.
PEYGAMBERİMİZİN DİLİNDEN
Zaman üstü aleme götürücek ameller
Sözleri, davranışları ve işleriyle Kuran’ın açıklayıcısı olan Peygamberimiz de cennete götürücü amelleri detaylandırarak örneklendirmiştir. Bunları şöylece özetleyebiliriz.
“Îman, namaz, zekât, oruç, hac, Allah için sevmek, cihad, helâlleri helâl- haramları haram bilmek, tatlı sözlü olmak, yemek yedirmek, yetimin geçimini üstlenmek, kız çocuklarını güzelce terbiye etmek, vermeyene vermek, gelmeyene gitmek, zulmedeni bağışlamak, akrabayla ilişkileri sürdürmek, güzel ahlâklı olmak, helâl yiyip içmek, insanlara güven vermek, hayırla yad edilmek, İslâmî ölçülere göre yöneten meşru idarecilere itâat etmek, ağzı-dili ve cinsel organı haramlardan korumak, uzlaşmacı olmak ve ana-babaya ihsanda bulunmaktır. Bir de Allah’a ortak koşmak, haksız yere cana kıymak, zina, faiz, zina iftirası, sihir, meşrû savaşta cepheden kaçmak gibi haramlardan sakınmaktır.”
Kuran ve Sünnet’te cennnete girecekleri açıklanan insanların özetlenen vasıflarının büyük çoğunluğu erdemli bir insan olmak için gereklidir ve dünyamızın bütün kültürlerinde saygı değerdir. Toplumları da yücelticidir.
Not: Pek çok konuyu okuyarak veya dinleyerek öğrenmek isteyen okuyucularımıza web sitemizi ( www.ardev.org - Araştırma Dayanışma ve Eğitim Vakfı) ziyaret etmelerini tavsiye ederiz. Sorularınızı gazetemiz (ramazan@milliyet.com.tr) aracılığı ile de sorabilirsiniz.