05.04.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
Sizin kaç ağacınız var?
TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma) Vakfı, “Türkiye Çöl Olmasın” sloganıyla çıktığı yolda 20. yılını tamamladı. 150’den fazla projeye imza atan vakıf yetkilileri ile Cağaloğlu Anadolu Lisesi öğrencileri görüştü:
Türkiye’deki ormanların gen haritası çıkarıldı mı?
Gen haritası çalışmaları oldukça uzun bir zaman alan, birkaç nesle ait genetik kayıtlar, çok iş gücü ve ciddi bir sermaye gerektiriyor. Bu nedenle genel kural, kısa ömürlü ve ticari olarak ön planda olan türler gen haritalama çalışmalarına konu olur. Orman ağaçları uzun ömürlü olduklarından birkaç nesle ait bilgileri elde etmek çok uzun sürmektedir. Ayrıca tarım bitkileri ile kıyasla ticari olarak önemleri daha azdır. Bu nedenle dünyada kavak dışında ve ticari önemi yüksek bazı çam türleri dışında orman ağaçlarında gen haritalama çalışmaları yapılıyor. Ancak orman ağaçlarında türün genetik yapısı hakkında bilgi edinmek ve buna uygun gen koruma çalışmaları yapmak üzere yürütülen çok sayıda moleküler genetik çalışmaları var. Şunu da belirtmek gerekir moleküler genetik çalışmalar çok pahalıdır ve bir sivil toplum kuruluşunun böyle kapsamlı bir projeyi tek başına üstlenmesi yerine bu çalışmalar devlet ve ARGE kuruluşları tarafından ortaklaşa yürütülmelidir.
Türkiye’de nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan binlerce bitki var. Koruma altına alınan bitkiler hangi kıstaslara göre seçiliyor?
Nesli tehlike altında olan her tür acilen koruma altına alınmalıdır. Ancak kaynakların sınırlı olması nedeniyle her zaman bir önceliklendirme zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır.
Dediğiniz gibi ülkemizde nesli tehlike altında birçok bitki var ve dolayısıyla önceliklendirme yapılması kaçınılmaz. Koruma altına alınan bitkileri seçerken genel olarak şu soruların yanıtları önem taşımaktadır; “Bitki geniş mi yoksa dar bir yayılışa mı sahip?”, “Türü tehdit eden faktörler doğal mı insan etkisinden mi kaynaklanmakta?”, “Aşırı kullanım ya da diğer tehditler nedeniyle tür yüksek baskı altında mı?”. Örneğin, Ege bölgesindeki sakız ağaçları ile ilgili projemiz bu sorulara verilen cevaplar doğrultusunda öncelik kazanmış bir projemizdir.
“5 TL’ye Bir Fidan” kampanyanız var. Bu cüzi miktar bir fidanın maliyetini karşılıyor mu?
Evet. Bu fiyatı biz vakıf olarak belirlemiyoruz. Orman Genel Müdürlüğü belirliyor. Orman Genel Müdürlüğü bu fiyatı belirlerken ağaçlandırma sahasının tesisi için yapılan tüm işlemleri, yani arazi hazırlığı, toprak işleme, fidan dikimi, gereken yerlerde teras yapımı, sahanın korunması, dikilen fidanların üç yıl süre ile bakımlarının fidan başına düşen ortalama maliyetini göz önüne almaktadır. Bir fidan için 5 TL fiyatı sayılan tüm bu işleri dahil ederek hesaplamış son güncel fiyatıdır.
Türkiye’de yapılması gündemde olan nükleer santraller hakkında neler düşünüyorsunuz?
Biz toprak koruyucusu bir vakıf olarak verimli toprak alanlarının tarım dışı amaçlarla kullanılmasına kesinlikle karşıyız. Üzerinde tarım yapılan topraklar kendi kendini yenilerken, tarım dışında kullanılan topraklar zamanla özelliklerini yitirir.
Kırsal Kalkınma Projesi kapsamında hayata geçirdiğiniz çalışmalarda yerli halkın sizlere tepkisi nasıl oluyor?
69 projeyle 150 köye ulaştık. Bu bölgelerde, çalışmalarımızın başında köylüler öncelikle şüpheci oluyor, bu çalışmaları neden burada yapıyorlar, başka bir nedeni olmalı gibi şüpheci oluyorlar. Ancak gerçek amaçlarımızı anlattığımızda, çalışmalarımızın tamamen onlara yönelik olduğunu görüyor, çalışmalara katılıyor, destek oluyorlar.
Cağaloğlu Anadolu Lisesi
Feyza Arslan-Zeynep Tuğçe Aşan-İsa Can Ayaz-Zeynep İpek Aygün-Haktan Bozkurt-Oğuzhan İlter-Aslıhan Kul-Mehmet Furkan Otrar-Esra Sözmen-Zerin Şengül-Mert Asil Türeli-Belkıs Tuğçe Uygur-Nisa Zengin
TEMA-Almanya Vakfı temsilcisi Handan Anapa da Cağaloğlu öğrencilerinin sorularını yanıtladı:
Almanya’da çevre ile ilgili bir sorun var mı? Varsa TEMA’nın bu konuda ne gibi bir yardımı oluyor?
Küresel ısınma, iklim değişimi gibi global sorunlar her ülkeyi etkilemektedir. Ayrıca bu konuda gelişmiş ülkelerin özellikle gelişmiş sanayileri bakımından ciddi tehlike altında olduklarını da söyleyebiliriz. Bu ülkelere, dikkate alınması gereken boyutlarda sorumluluk düşmektedir.
Gelişmiş bir ülke olan Almanya’da da çevre sorunları var. Bunun önüne geçmek amaçlı yapılan çalışmalara örnek verecek olursak; 2012 senesinde Alman hükümeti atom enerji üretimine son verip adım adım alternatif yenilenebilir enerjilere yönelmeye karar verdi. Biz, TEMA-Almanya Vakfı olarak Almanya’da yaşayan Türk kökenli insanları çevresel sorunlar ile ilgili bilinçlendirme çalışmaları sürdürüyoruz.
Vakıf, TEMA Vakfı’nın Almanya ayağı mıdır? Sermaye yönünden bağınız var mı?
TEMA-Almanya Vakfı, TEMA Türkiye Vakfı’ndan özerk kurulmuştur. TEMA-Türkiye Vakfı’yla ne kurumsal ne de maddi bir bağımız vardır. TEMA-Vakfı’nın çalışmalarından ve başarılarından esinlenerek aynı isim altında kurulan bir vakıftır.
Vakfın en temel amacı nedir?
TEMA-Almanya Vakfı’nın temel amacı Türkiye’deki erozyonla ve çölleşmeyle mücadeledir.
Bunun yanı sıra her türlü çevre konusunda toplum bilinçlendirilmesi de amaçlarımız arasında. Bu amaçlar çerçevesinde Türkiye’nin farklı bölgelerinde ağaçlandırma projeleri gerçekleştiriyoruz.
Almanya’da ne kadar tanınıyorsunuz?
Almanya çapında oldukça tanınmaktayız. Avrupa’da ise özellikle Türk kökenli kişiler tarafından tanınmaktayız.
Almanya’daki diğer çevre kuruluşlarının TEMA Almanya ile ilişkisi ne boyutta?
Almanya’da olan çevre dernekleriyle diyaloğumuz gayet iyi ve beraber gerçekleştirdiğimiz pek çok proje var.
Alman hükümetinden bir destek görüyor musunuz?
TEMA-Almanya Vakfı hiçbir hükümetten (ne Alman ne de Türkiye hükümetinden) kurumsal destek almıyor, sadece şahıslardan bağış ve proje hibeleri ile çalışmalarını sürdürüyor.
TEMA’nın Almanya dışında bir Avrupa ülkesinde çalışması var mı ya da olacak mı?
Şu anda Almanya’da aktif olarak bilinçlendirme projelerimiz devam ediyor. Bunun yanı sıra Türkiye’de ise ağaçlandırma çalışmalarımız var. Şimdilik planlarımız arasında başka ülkelerde çalışmalar yapmak yok.
‘İçeride çocuk kalmasın!’
TEMA Eğitim Koordinatörü Mine Çelik’in başlattığı Minik TEMA Projesi 4-10 yaş grubundaki çocukları kapsıyor. Proje, onları doğayla tanıştırıp onlara doğayı sevdirmeyi amaçlıyor.
Çocuklardan sorularına karşılık aldıkları cevaplar sonucu TEMA gönüllüleri fark etmiş ki; çocuklar toprağı pis buluyor, böceklerden korkuyor ve hatta yedikleri meyve ve sebzelerin toprakta yetiştiğini bilmiyorlar.
TEMA buna bir çözüm arayışındayken Milli Eğitim Bakanlığı’nın yürüttüğü “Okullar Hayat Olsun” projesi onlara bir fırsat yaratmış.
Tabi TEMA bu fırsatı değerlendirmiş. Böylece Minik TEMA’cılar için “Doğal Bahçem” projesi başlatılmış.
Bunları biliyor muydunuz?
- Verimli alanların amacı dışında kullanılmasına karşı açtığı veya katıldığı 158 davanın yüzde 75’ini kazandı. Bu davalarla 70.020 Ha verimli tarım arazisi kazanıldı.
- Her yıl 743 milyon ton toprak erozyonla denizlere dökülüyor. Bu miktar tüm Kıbrıs adasının 1 cm’lik toprak örtüsüne eşdeğerdir.
- 250 ağaçlandırma projesi ile 8.600 Ha (6 bin futbol sahası) alana 11 milyon fidan dikildi ve 16.500 Ha (11 bin futbol sahası) alanda 700 milyon meşe palamudu toprakla kavuştu.
- Her yıl 30 bin gönüllü kazanan TEMA’nın bu seneki hedefi 37 bin gönüllüye ulaşmak.
- BM’nin ilk kez 2012 yılında verdiği “Yaşam için toprak ödülü” TEMA’ya layık görüldü.
- Alternatif Nobel olan “Doğru yaşam ödülü” 2012 yılında TEMA’nın kurucularından Hayrettin Karaca’ya (Toprak Dede) verildi.
- Çeşitli manifestolar aracılığıyla toprak ve mera kanununun hazırlanmasına öncülük eden vakfın amaçları arasında Su Kanunu’nun çıkarılması da bulunuyor. Parlamentodaki tüm partilerle irtibat içinde bulunan TEMA, bu şekilde doğa korunumu ile ilgili yasal zorunlulukların getirilmesini hedefliyor.
TEMA’dan öğrencilere bahçe
TEMA Vakfı’nın bu yıl Orhangazi İlkokulu’nda uygulanmaya başlayan “Doğa Bahçeleri” projesi, veliler ve öğrenciler tarafından büyük ilgi gördü. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Sultangazi Belediyesi’nin de desteklediği proje; öğrencilerin, kendilerinin doğanın bir parçası olduklarını hissetmelerine olanak sağlıyor. Bu projeyle, kentlerde öncelikle ilkokul çocuklarına, daha sonra da gençlere ekolojik okuryazarlığın kazandırılması amaçlanıyor. Anadolu’da doğal olarak var olan ekolojik bilincin şehirlerde de hayata geçmesi ve çevreye yönelik farkındalık yaratmak gerektiği düşüncesi, projenin çıkış noktası.
‘Toprak pis değil’
TEMA yetkililerinin bir ilkokul öğrencisine sordukları “Çilek nerde yetişir?” sorusuna aldıkları “Markette” yanıtı da yetkililerin projeye inanmasını sağlayan nedenler arasında. Projeyle; çocuklara topraktan korkmamak gerektiğini ve toprağın pis olmadığını öğretmek, onları doğal tüketime teşvik etmek, öğretmenlerin, çocukların ve velilerin hep birlikte doğa ile bütünleşecekleri eğitim merkezleri oluşturmak amaçlanıyor. Velilerin projeye olan yaklaşımı ise şu cümlelerle özetlenebilir: “Eskiden toprağa dokunmak, ekip biçmek, sağlıklı ürünler yetiştirmek için memleketimize giderdik. Doğa Bahçemizle memleketimiz, okul bahçemize geldi”
Yıllarca çeşitli bölgelerden göç almış olan Sultangazi’nin bu proje için seçilmesinde, okulun ekilip biçilecek toprağının olmasının yanı sıra, velilerin ve Sultangazi Belediyesi’nin bu projeye olan ilgisi de etkili oldu.
‘Okullar hayat olsun’
Türkiye genelinde uygulanması planlanan “Okullar Hayat Olsun” projesi kapsamındaki uygulamalarda Orhangazi İlkokulu yalnızca bir ilk adım. “Doğa Bahçeleri”nde, okul bahçesinin uygunluğuna göre; toprak kesiti, kompost atık ayrıştırma, yağmur suyu toplama, serbest oyun, ağaçlandırma, çim, sebze ve okuma alanları, toprak oyun havuzu, nilüfer havuzu, kuş evleri ve banyosu, perdeleme bitkileri, patates yetiştirme kasaları, bitki spiralleri, meyve ağaçları ve çilek bahçesi gibi uygulama alanları yer alıyor.
Bu uygulamalarla her bahçede bir doğal ekosistem oluşturulması planlanıyor. Örneğin nilüfer havuzları ve kuş banyoları sayesinde bahçe, kuşların ilgisini çekecek hale getiriliyor. Bahçedeki sebzelere zararlı böcekleri yiyen kuşlar, sebzelerin sağlıklı bir şekilde gelişmesine olanak sağlıyor.
Minik tema ve yavru tema etkinliklerinin hayata geçirilmesini sağlayan Orhangazi İlkokulu’nda çocuklara doğa sevgisi kazandırmak amacıyla uygulamalar pek çok materyalle destekleniyor. Çocuklar, verilen gözlem kutularına koydukları toprak canlılarını inceledikten sonra, onlara zarar vermeden tekrar doğaya salıyorlar.