Albarn aldı sazı eline

Projenin sahibi Damon Albarn. Mali müziğini başka türlü tüketmeye asla yanaşmayacak olan merkez ve çevre Avrupa ülkelerindeki atgözlüklü musikişinasların alakasını celbetmede ayrıca büyük rolü bulunuyor. Bu nedenle, albüme katkı yapan yerel müzisyenlerden ziyade kendisine odaklanmak kaçınılmaz.
Üstelik medyatik olan da o değil mi? Britanya’nın son beş yılda çıkardığı en sağlam Britpop gruplarından Blur’un beyni, elektronika, hip - hop ve rock’ın en yaratıcı harmanlarıyla ortalığı birbirine katan Gorillaz’ın her şeyi olma sıfatıyla her türlü takdir, hayranlık ve torpili hakediyor kanımızca.
Albarn’ın, gelişmiş ülkelerin ‘küreselleşme’ adı altında dünyanın geri kalanına dayattığı haksız ticari kurallara ve dünyadaki yoksulluğa karşı kurulan Oxfam örgütünün elçilerinden biri olmasının üstünden üç yıl geçmiş. Kendisinden ‘manevi’ destek babında bazı fukara ülkeleri ziyaret etmesi istendiğinde "Bırakın boş lafı. Gideyim Mali’ye. Çalayım, kaydedeyim, albüm yapayım, parası da sizin olsun," şeklindeki teklifini işleme koyması ise iki yıl önceydi. Geçenlerde sessiz sedasız piyasaya sürülen "Mali Music" adlı albüm, müziğin evrenselliğini ‘çeşit olsun diye etnik temalara salça olan Batı müziği’ formatında sergileyen kolajların aksine, teknolojik tınılarla zenginleştirilmiş yerel müzik ile Albarn’ın sıradışı ritim duygusunun bir füzyonu. Oldukça tuhaf ve etkileyici. Bir karışım değil, bileşim sözkonusu ki etnik müzik denilince içi kasılan birçok rocker’ı bile bir saat boyunca esir etme potansiyeli taşıyor. Mali’ye uçarken yanına sadece bir melodika, bir DAT kaydedici ve bir de ses mühendisi alan Albarn, köy köy dolaşıp başta Afel Bocoum olmak üzere çok sayıda Malili müzisyenle sokaklarda, barlarda, parklarda cümbüş eylemiş. Saz arkadaşlarına ‘iyi niyet elçisi’ olarak değil de müzisyen olarak kendini ispatlama gibi gayet mütevazı bir kaygısı olduğunu kendi söylüyor. Nitekim kotarılan müziğin nihai belirleyicisi olmaktan ziyade bütünün bir parçası gibi davrandığı da aşikâr. Londra’ya döndükten sonra stüdyoda işlediği kayıtları hemen piyasaya sürmek gibi bir yolu da tercih etmeyip, bunları Mali’ye yollayarak gerek güfte gerekse beste itibarıyla son kararı Malili dostlarına bırakmış. Velhasıl, rakip Oasis ile sürekli didişen çıtır Britpop figürü, iki boyutlu gorillerle rakseden anti - globalist bir çizgi karakter ve gözü yaşlı liseli âşık olarak zengin bir ‘persona’ yelpazesine sahip Damon Albarn’ın en mütevazı, sıradan ve gerçek müzisyen kimliğini görüp takdir etmemek mümkün değil. "Mali Music"e katkılarından ötürü Afel Bocoum, Toumani Diabaté ve dostlarına haklarını teslim etmeyi unutmayarak, tüm bestelerin ve düzenlemelerin cesur sahibi Damon Albarn’a sırf saygılı ve siyaseten doğru tavrı için bile alkış tutmak caiz. Yaptığı bir ‘kültür safarisi’ değil nitekim. Olsa olsa müzikal bir ‘tersine göç’.




Afel Bocoum, Damon Albarn, Toumani Diabate and Friends
EMI