07.10.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
KEMAL KÜÇÜK
"DOĞRULAR çok yönlüdür," deyip, doğrularımızın öbür ucundaki yanlışları kabullenmek ne kadar gerçekçi bir tutum ise, olumsuzlukların ters yönünde beliren olumlu gelişmeleri görmek de her zaman Polyannacılık sayılmamalı. Uzun yaz uykusundan uyanan senfoni orkestralarımızın bu yılki programlarına göz gezdirirken, kuşa çevrilen ödenekler yüzünden sahnelerin genç solistlerimize kalmasına üzüldüğümü söyleyemem. Kültür Bakanlığı'nın orkestraların program harcamalarında kullandıkları ödenekleri yüzde 80 azaltması, İzmir Bursa, Adana Devlet Senfoni Orkestralarını, programlarında Türk solistleri ile ilginç kombinasyonlar oluşturmaya itmiş. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ile Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ise, tarihi güçleri ile büyük şehir avantajlarını kullanarak yabancı solist sayısını biraz daha geniş tutabilmiş; ama ağırlık yerli solistlerde... Kültür Bakanlığı'nın bu yıl klasik müzik kurumlarına reva gördüğü bu olumsuz tutum, bilinçsizce de olsa yıllardır eleştirdiğimiz bir soruna "çözüm" getirmişe benziyor!
Neredeyse tıp eğitimi kadar pahalı ve meşakkatli olan konservatuvar eğitimini devlet eliyle ücretsiz tamamlayan hatta yurt dışında okutulan solistlerimize, yine bizim vergilerimizle yaşatılan ödenekli orkestralarımız yer vermeyecek de kim yer verecek? Bu onların hem görevi hem de sorumluluğudur. İDSO'nun sezon sonundaki sıcak bahar günlerine koyduğu "genç yetenekler" programı yetenekli öğrenciler için bir fırsat olabilir ama onların birkaç yıl sonraki solist kariyerlerinde nerede, ne yaptıklarını yıllardır takip eden var mı? Gazetelerin "iftihar habercikleri"nde okuduğumuz yurt dışındaki genç solistlerimiz, neden senfoni orkestralarımızın programlarına sıkça giremiyor? Birkaç istisna dışında 3 - 4 bin dolara getirilen yabancı solistlerin kaçı dünya arenasında (A) grubuna giriyor? Komikliğe bakın ki, aynı klasta olan Türk solist, Avrupa'da bile yaşasa sırf Türk vatandaşı olduğu için "yönetmelik gereği" en fazla 300 dolar alabiliyor. Dünyanın önemli şeflerini bir iki konser için getirecek parasal gücümüzün olmadığı açık. O zaman yine birkaç istisna dışında, orta karar bir yabancı şef, Türkiye'deki 6 senfoni orkestrasının bazen 5'ini de bir sezonda dolaşıp 15 bin doları cebine koyup, en iyi bildiği beylik yapıtları 3 provayla çaldırırken, o genç orkestralarımıza ne katıyor? Gerçek anlamda bir müzik direktörüne sahip olmayan bu orkestraların, günü kurtarmaya yönelik, belli bir konsept içermeyen yıllık programları, çekiciliğini giderek yitiriyor. Bu anlayış ve yönetim tarzı, yabancı solist ve şefleri çalacakları eserler konusunda da yönlendiremiyor.
Bu yıl tüm bu olumsuzluklara karşın ortaya çıkan zorunlulukla daha fazla solistimizi, daha ilginç konserlerde görebileceğiz. Geçtiğimiz yıllarda Türk solistlere çok az yer veren İDSO programında bu sezon Emre Elivar, Verda Erman, Meral Güneyman, Hüseyin Sermet, Mehmet Okonşar, Muhiddin Demiriz, Gülsin Onay gibi piyano virtüozlarını, Atilla Aldemir, Özcan Ulucan, Tuncay Yılmaz, Erkin Onay, Esen Kıvrak, Levent Kardaş gibi birçoğu kendini yurt dışında kanıtlamış genç keman solistlerimizi dinleyeceğiz.
Flütçü Bülent Evcil, fagotçu Recep Gümüş, klarinetçi Cevdet Tokkuşoğlu, viyolacı Ersin Pamukçu ve çellocu Hakkı Öztürk; üst düzeyde yorumlarını bildiğimiz soprano Yelda Kodallı'nın yanı sıra Aylin Ateş ve Feryal Türkoğlu da değişik haftalarda değişik programlarda yer alıyor. AKM'de bu yıl dinlenebilecek yabancı solistler az ama öz virtüozlardan oluşuyor. En dikkat çekici olanı geçen yıl J. Hubay'ın keman konçertosunu seslendiren İsrailli kemancı Hagai Shaham... Bu önemli kemancıdan bu kez Sibelius'un "Keman Konçertosu"nu dinleyeceğiz. Tadeusz Strugala ve Aleksander Schwinck gibi İstanbul dinleyicisinin iyi tanıdığı değerli yabancı şefler yanında ağırlık, Mehpare Karamenderes, Naci Özgüç, Ender Sakpınar, Alpaslan Ertüngealp gibi genç şeflerimizde... Rengim Gökmen, Nezih Seçkin ve Erol Erdinç de 16 ayrı konserde görev alıyorlar.
Zorunlu kesinti, İzmir ve Bursa Devlet Senfoni Orkestraları'nın programlarına damgasını vurmuş. İdil Biret, Hüseyin Sermet, Hande Dalkılıç, Cihat Aşkın, Gülşen Tatu, Hakan Şensoy, Erden Bilgen gibi ünlü solistlerimiz yanında Gökhan Aybulus (piyano), Aslı Tuncay (piyano), Esra Pehlivanlı (viyola), Hakkı Çoban (çello) gibi birçok dinleyicinin belki ilk kez dinleyeceği değerlerimiz sahneye çıkacak. İzmir'in bu yıl ki yabancı ağır topları ise Alexander Rudin, Alexander Markov ve Tedi Papavrami... Geçtiğimiz yıl Akbank Oda Orkestrası ile dinlediğimiz Paganini yorumcusu Alexander Markov bu kez kendi bestesi "Rock Konçerto"yu yine kendi dizayn ettiği elektrikli kemanı ile çalacak. Dünyanın en iyi kemancıları arasında saydığım Arnavut kemancı Tedi Papavrami'nin çalacağı Paganini'nin "1. Keman Konçertosu" ve dünyanın sayılı çellocuları arasında yer alan Aleksander Rudin konseri kaçırılmamalı...
Bursa Devlet Senfoni Orkestrası da bu yıl çok genç solistlerimizi ağırlıyor. Ulaş Yurtoğlu (obua), Görkem Göğüş (piyano), Bayram Karamenderes (piyano) bunlardan bir kaçı... Alexander Markov İzmir'deki konserini Bursa'da da yineleyecek.
Solistimiz burada, bestecimiz?
"Türk dinleyicisi yerli eser çalındığında gelmiyor," diyenlere şaşıyorum. En az yerli eser çalan İDSO'nun AKM'deki konserlerinde satılan bilet 200 adete kadar düşmüş... Eserlerinin sayısını bile tüm olarak tespit edemediğimiz ve dünya çapındaki yapıtlarının bile notalarını basamadığımız "Türk Beşleri"ni bir tarafa bırakalım, bugün kaç genç besteci ne üretiyor biliyor muyuz? Türkiye'de ve yurtdışındaki bestecilerimizin sayısı 70'e ulaşmış. Bunların içinde yurt dışında önemli ödüller kazananlar var. Ama senfoni orkestralarımızın yönetimlerinin ve şeflerimizin bunlardan pek haberi yok. Haberi olanın da ilişki kurup notalarını istetecek mecali yok. Gelişmiş ülkelerin neredeyse tümündeki besteci birlikleri ülkemizde bulunmuyor. Besteciler - şefler - orkestralar arasındaki iletişim kurulmadıkça, uluslararası cangılda rahatça savaşabilecek genç bestecilerimizi dinleme olanağı bulamayacağız. Kendimizi aldatmayalım; evrensel ölçülerde modern bir Türk Tiyatrosu, yerli eserlerin yazılıp sıkça oynanması ve kabul görmesiyle var olabilmişti. Ödenekli tiyatro kurumlarımız, bunu gereğince yapıyor. Ya müzik kurumlarımız? Sadece çalıcılar ve yönetenlerle çağdaş evrensel müzik dünyasında yerimiz var, diyemeyiz. Tanzimat Batıcılığı'nı aşıp Cumhuriyet çağdaşlığını anladığımızı söyleyemeyiz. Rahmetli Adnan Saygun Atatürk'ün 100. doğum yıldönümünde bir tek yerli eser çalınmamasından acı acı yakınıyordu. 22 yıl sonra besteci sayımız 3'e katlanmışken, İDSO bu yıl, 1985'te ölen Cemal Reşit Rey'in "1. Senfoni"sini ilk kez çalarak dünya promiyerini gerçekleştirecek! 5 - 6 Mart tarihlerindekit anma konseri için ortaya yeni çıkarılan notalar üzerinde bu günlerde Şef Erol Erdinç çalışıyor... Ne kadar acı... İDSO bu sezon Erkin'in "Köçekçe"si ile Yüksel Koptagel ve Meliha Doğuduyal'ın yapıtlarından iki örnek çalacak. Bir de Anjelika Akbar'ın "Kutsal İmler Senfonik Şiiri"ni... Hepsi bu kadar. "Cumhuriyet Haftası" ve Atatürk'ü Anma Konseri" programlarında ise tek bir Türk eseri yok! Rengim Gökmen yönetiminde çok iyi bir orkestra tınısı yakalayan İzmir Devlet Senfoni Orkestrası ise bu sezon 9 yerli esere yer veriyor. 7 - 8 Kasım tarihlerinde Atatürk'ü Anma Konseri'nde Solist Tahir Aydoğdu, Rengim Gökmen yönetimindeki orkestra eşliğinde Ferit Alnar'ın "Kanun Konçertosu"nu çalacak. Aynı yapıt Bursa Devlet Senfoni Orkestrası ile Bursa'da da çalınacak. Ferit Tüzün'ün "Esintiler"i, Turgay Erdener'in "Teo" adlı eseri ve Nevit Kodallı'nın "Telli Turna"sı da programda yer alıyor. Geçtiğimiz günlerde seslendirdiği "Gelibolu" adlı ilginç yapıtı CD olarak yayınlanan trompet virtüozumuz Erden Bilgen kendi bestesi "Dialog"u trompetçi Gökmen Noyan ile birlikte seslendirecek. M.Sakpınar'ın "Nefes" adlı yapıtı da yeni ve ilginç beste çalışmalarına örnek olacak. Gülsin Onay, Saygun'un "1. Piyano Konçertosu"nu çalacak. Bursa Devlet Senfoni Orkestrası'nın seslendireceği yerli yapıtlar arasında ise Orhan Şallıel'in "Boğazın İki Hisarı" adlı yapıtı dikkat çekiyor. Gökhan Somel'in "Aspendos" adlı yapıtı ve Mahir Çetiz'in adı henüz kesinleşmeyen bir yapıtı da Bursa'da çalınacak. Yazımı hazırlarken henüz CSO ve Adana Devlet Senfoni Orkestrası'nın programları kesinleşmemişti ama 3 - 4 yerli yapıtı geçmeyeceği duyumunu aldım. Şimdilik sadece solistlerimiz, her yıl başvuruda bulunup geri çevrildikleri orkestralarla sahneye çıkma fırsatını bir ölçüde yakaladı. Keşke bunu klasik müziği yük olarak gören ve kerhen pay ayıran bir zihniyetin kestiği ödenekler yüzünden değil de, çok paramız varken yapabilsek!
Survivor yarışmacılarından Hikmet Tuğsuz bir anda yarışmaya veda etmişti. İzleyiciler tarafından Survivor Hikmet'in nereye gittiğini merak konusu olmuştu. Hakkında ortaya atılan iddialar sonrası Hikmet Tuğsuz'dan ilk açıklama geldi.