Kültür Sanat Hiç bitmeyen ‘Etkileşimler’

Hiç bitmeyen ‘Etkileşimler’

29.08.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

İstanbul Modern’in yeni koleksiyon sergisi “Etkileşimler” sanatçının farklı disiplinlerle ve kendiyle etkileşimine odaklanıyor

Hiç bitmeyen ‘Etkileşimler’

Seray Şahinler - Pandemi süreciyle birçok müze ve galerinin sergi planında aksamalar yaşandı. Uzun süren kapanmalar nedeniyle ziyaretçiyle buluşamayan müzeler uluslararası ve yerel işbirliklerindeki aksamalarla bir süredir kapsamlı sergiler düzenleyemiyor. Bu noktada özellikle müzelerin önemli bir avantajı var: “koleksiyonlar.” Büyük müzeler eşsiz koleksiyonları sunmak için pandemi sürecini iyi değerlendirdi. Önce Sabancı Müzesi, Türk resminin en önemli ressamlarından oluşan ve Türk resim tarihi için paha biçilemeyecek koleksiyonundan bir seçki hazırladı. Şimdi ise İstanbul Modern bir koleksiyon sergisiyle karşımızda.

Haberin Devamı

Beyoğlu’ndaki geçici binaya veda etmeye hazırlanan İstanbul Modern, yeni sezona 15 eserden oluşan “Etkileşimler” sergisiyle ‘merhaba’ dedi. Yaşadığı ülkeden, sosyal ve politik çevreden etkilenen sanatçıların ilham kaynağı bazen sadece kendileri olabiliyor. “Etkileşimler” sergisi ise bu “içe dönüş”ün bir yansıması. Sergi, sanatçıların ilham kaynaklarını, ilgi ve meraklarını yansıttığı gibi sanatın dalları arasındaki göndermeleri de işaret ediyor. “Etkileşimler”, sanatçıların üretimlerini biçimlendiren esin kaynaklarının neler olabileceğini ve hangi düşüncelerden, sorulardan yola çıktıklarına da bakıyor.

Güncelliğini kaybetmeyen işler

Sergide Haluk Akakçe, Ramazan Bayrakoğlu, İpek Duben, İnci Eviner, Leyla Gediz, Hayal İncedoğan, Bengü Karaduman, Azade Köker, Guillermo Kuitca, Mahmoud Obaidi, Sarkis, Matt Saunders, Şener Özmen ve Thomas Ruff’un yapıtlarını izlemek mümkün.

Haberin Devamı

Eserlerin büyük bölümü daha önce farklı sergilerde izleyiciyle buluşan işlerden oluşuyor. Fakat koleksiyondan ilk kez çıkan eserler de var. Disiplinlerarası etkileşim ise sergiye lezzet katan noktalardan. Edebiyat, sinema ve mimari atıflardan oluşan işler de birbiriyle etkileşim halinde. Japon anime ve mangalarından, Brecht’in 1932 tarihli filminden bir kareye, Tanpınar’ın “Huzur” romanından alıntıyla yüzleşmeye, Yerebatan Sarnıcı’ndan Irak Savaşı’na ve bozkırın ortasında sesini hem dünyaya hem sanat piyasasına duyurmaya çalışan sanatçıya uzanan işler arasında çok yönlü bir “etkileşim” söz konusu. 1990’lardan günümüze farklı zaman diliminde üretilen eserler, geçen süreçte değişen pek bir şeyin olmadığını da fısıldıyor izleyiciye.