Kültür Sanatmüzik nasıl eğlendirir?

müzik nasıl eğlendirir?

11.11.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Çocuklara barok ve romantik örnekler dinletilerek bugünün kötü şarkıcılarının ortaya çıkmasının engelleneceğini düşünüyorsanız gençler size yalnızca güler emin olun. Halk müziğinin hammadde olduğu ve mutlaka işlenmesi gerektiği de aynı şekilde komiktir. "Eğlence müziğine karşı değilim" açıklamasını bir caz piyanistinin yapması ise ayrıca ele alınması gereken bir komiklik elbette.

müzik nasıl eğlendirir







MÜZİK eleştirmeni Julius Nitsche, 1937 yılında "Jonny Beethoven'a Karşı" başlığıyla kaleme aldığı yazıda on yıl önce tanık olduğu bir şeyi anlatır. Beethoven'ın 100. ölüm yıldönümüdür ve Nitsche ile arkadaşları bir gece Leipzig'de kahve içmektedir. Gazeteleri okurken tüm yazıların, haberlerin ve makalelerin Beethoven ile ilgili olduğunu görür Nitsche. "Beethoven her yerdeydi," der yazar, anılarını canlandırırken. Bir sanatçının böylesi bir çoşkuyla anılması nerede görülmüştür? Nitsche az sonra şaşkına döner. Leipzig gazeteleri Krenek'in "Jonny spielt auf"unun o gece perdelerini açacağını duyurmaktadır. On yıl sonra, az önce sözü edilen yazıda o dönemlerin ne denli yozlaştığını, öyle ki Beethoven'ın ölüm yıldönümünde bir zenci operası sahnelemeye cesaret edilebildiğini yazar; bunun da utanç verici bir şey olduğunu savunur Nitsche ve dönemi adlandırır: Bozuk düzen. Ama artık her şey düzelecektir. Jonny artık bizim için çalamayacak. O layık olduğu cehenneme gitti.
Dimitri Kabalevsky de 1970 yılında buna benzer bir konuşma yapar. Kabalevsky'ye göre müzik bir tutkuyu, güçlü bir duyguyu içerdiği gibi önemsiz bir eğlence aracı da olabilir. İlkinde müziğin taşıdığı düşünce ve duyguların çok derin olması gerekir; oysa eğlence müziğinin böyle bir işlevi, derdi yoktur olsa olsa "duyguları gıdıklayabilir".
Müziği farklı açılardan sınıflama çalışmalarında öne çıkan unsurlardan biri de eğlence müziğidir. Kimi müzik adamlarına göre ise Bach ve Beethoven ile de eğlenilebilir. Hans Eisler, 25 Haziran 1938 tarihinde Uluslararası Kadın Giyim İşçileri Birliği'nde yaptığı konuşmada politik müziğe olan yaklaşımından söz eder. Batı sanat müziğini çok az insan dinlemekte, plak şirketleri de eğlence müziği dışında bir yapım sunmamaktadır. Bu neden bir sorundur diye sorar Eisler ve devam eder: "Sorun, müziği ikiye ayırdığınızda başlar. Eğlence müziği ve ciddi müzik. Yalnızca en bayağısından bir müzikle mi eğlenmek zorundasınız ya da klasik müzik dinlemeye gittiğinizde en asık ifadenizi takınmak ve bir snob gibi davranma zorunluluğu mu var?"
Michael Kimmelman'ın 17 Nisan 2002 tarihli New York Times'a yazdığı bir yazı, daha önce de birkaç kez Milliyet Sanat'ta kimi yazarlarca ele alınan bir konu üzerine yakınmadır. "Lamenting the Fade - Out of Classical Radio" başlıklı yazıya bir radyo kanalı olan WYNC'nin yeni bir uygulamasını anlatarak başlıyor Kimmelmann. Kanal, haftalık klasik müzik yayınlarından beş saatlik bir kesintiye gidildiğini ve bu saatlerin haberlere verildiğini açıklıyor. Ardından Washington Post'da yer alan bir habere göre ulusal radyonun "Performance Today" adlı klasik müzik programının yayından kaldırıldığını öğreniyor Kimmelman. Radyonun açıklaması halkın artık klasik müzik dinlemediği ve konuşma programlarını yeğlediği yönünde. WYNC'nin açıklaması ise daha istatistiksel. Haftalık bir milyon dinleyicinin yalnızca yüzde 13'ü klasik müzik dinliyormuş. Aslında bu sayı 130 bin dinleyici demek ki bu da kimilerine göre çok iyi bir sayı. Kimmelman bu tip kararların neye göre alındığını soruyor yazısında. Yani demografik özellikler ve dinleyici profili nasıl belirleniyor? Kuşkusuz bu oldukça güç bir soru. Hedef popülasyon kim, gençler mi yaşlılar mı ya da oran ne? Dörtte üç gençler dörtte bir yaşlılar mı? Kimmelman kuşkusuz herkesin CD alıp dilediği an dilediği yerde dinleyebileceğini söylüyor ama radyo dinlemenin güzelliği ya da "bilinmezliği" diyelim daha önce duymadığınız, beğenip beğenmeyeceğiniz belli olmayan şeyleri dinleme şansı.
Simon Frith de sistemin yani kapitalizmin üretimi ve müziğin anlamını kontrol altında tuttuğunu söyler. Tecimsel olan potansiyel ve sesler belirlenir. Bundan sonrası diskjokeylere ve radyoların program yapımcılarına kalmıştır. Dinleyicilerin hoşlanabilecekleri ve sevmeyecekleri parçalar saptanır. Bu yalnızca dinleyiciyi memnun etmek için yapılmaz elbette, rating temel kaygı ve hedeftir. Böylece sistemden kopulmaz, onun sağlam bir parçası olmaya devam edilir. Frith, bu yüzden rock'ın kapitalist müzik olduğunu ileri sürer. Todd Storz, 1957'de Top 40 üzerine yazdığı bir makalede dinlenilir olmak isteyen bir radyonun uyması gereken ilkeleri sıralamış:

  • Dinleyici favori parçasını tekrar tekrar dinlemek ister.
  • Program hazırlanışı ve akışı tümüyle halkın beğenisine göre düzenlenmelidir. Halk eğer aniden Çin müziği dinleme gibi bir eğilim gösterirse buna uyulmalıdır.
  • Diskjokey halkı temsil etmez. Çünkü hem düşünsel anlamda hem de parasal açıdan halkın düzeyinden daha yukardadır. Bu açıdan diskjokeyin seçimi tehlikeli olabilir.

  • Geçenlerde televizyonda rastladığım bir üçlü; Kerem Görsev, Rengim Gökmen ve Anjelika Akbar kısaca bu konuya da değindi. "Okullarda çocuklara Vivaldi ve Mendelssohnn dinletilse bugün kötü şarkıcılar olmazdı," diyor Görsev. Hemen ardından da eğlence müziğine karşı olmadığını açıklıyor. Gökmen de bunun gerekli olduğunu söylüyor, ardından halk müziğinin çok zengin olduğunu ama bunun evrensel boyutta işlenememesi halinde müziğin "ham madde" olarak kalacağını savunuyordu. Akbar da sanırım bir şeyler söyleme gereği duyduğu için müziğin insan kalbine en çok seslenen ve başka diyarlara götüren tek sanat olduğu yolundaki "özgün" açıklamasını yapıyordu. Teenager sunucu ise yalnızca konuşulanları dinlemekle yetiniyor ve konuya nereden gireceği konusunda sıkıntı yaşamaya devam ediyordu. Yıllar önce TRT İzmir Televizyonu'ndaki bir canlı yayında Schubert konulu bir programa katılmıştım Ercan Yenal ve Altuğ Dilmaç ile birlikte. Ben, Schubert'in yaşadığı dönemle ilgili bilgiler verirken, Yenal ve Dilmaç da görüşlerini açıklıyor, ardından Schubert liedlerinden örnekleri seslendiriyorlardı. Sunucu sevgili Misket de her zamanki ustalığıyla konuyu yarım saat gibi kısa bir sürede en verimli hale getirerek deneyimini sergiliyordu. Konu aklıma gelince program kaydını tekrar izledim. Bir bestecinin 200. doğum yıldönümü nedeniyle hazırlanan bir program ancak bu denli iyi olabilirdi. Nedeni basitti. Sunucu iyiydi, katılanlar konularına hakimdi ve geyik yapılmadı. Misket, Schubert'in neden iyi olduğunu sorarken kimseden "Schubert evrenseldi, o tanrının kendisine verdiği büyük yeteneği ustaca kullanmayı bildi," türünden abuk - sabuk yanıtlar almayacağını biliyordu. "Halk müziğini ham madde olarak bırakmadı zenginleştirdi..." türünden bir şeyler de... Ya da "Onun müziği insanı başka diyarlara götürür..." saçmalığını da. Eğer gençlere yönelik bir televizyon programında, gençlere nasıl seslenileceği konusunda kaygılar taşıyorsanız seçeceğiniz sözcükler üzerinde iyi düşünmeniz gerekiyor. Çocuklara barok ve romantik örnekler dinletilerek bugünün kötü şarkıcılarının ortaya çıkmasının engelleneceğini düşünüyorsanız gençler size yalnızca güler emin olun. Halk müziğinin hammadde olduğu ve mutlaka işlenmesi gerektiği de aynı şekilde komiktir. Bunlar yalnızca ozanların kemiklerini sızlatır. Eğlence müziğine karşı değilim açıklamasını bir caz piyanistinin yapması ise ayrıca ele alınması gereken bir komiklik elbette. Müziğin farklı bir açıdan sınıflaması karşımıza çıkıyor yine. Yani eğer bu müzik yalnızca popçuları kapsıyorsa cazın tanımı da farklı bir şekilde ele alınıyor. Hüznün müziği, acı çeken Afrikalının adaptasyon süreci ya da özgürlük çığlığı türünden tanımlardan söz ediyorum. New Orleans'da ya da Chicago'da ya da swing çalanlarda ne tip bir adaptasyon süreci, özgürlük çığlığı bulabiliriz hep merak etmişimdir. Birileri eğlendirdi, birileri de eğlendi. Bunu sorun yapmaktan hiç vazgeçmedik. Birileri de bununla eğleniyor eminim.n

    KEŞFETYENİ
    Ünlü isimler yaz sezonunu açtı! 3 güzelden plaj pozları
    Ünlü isimler yaz sezonunu açtı! 3 güzelden plaj pozları

    Cadde | 06.06.2025 - 07:41

    Yaz sezonunun gelmesiyle birlikte birçok ünlü isim sezonu açtı. Ayrılık iddialarında yer alan Cemre Baysel'den Yunanistan'a giden Afra Saraçoğlu'na kadar... İşte ünlü isimlerin plaj tarzı.

    Yazarlar