Kültür Sanat Öyle yaralar var ki yıllar geçse de kapanmaz

Öyle yaralar var ki yıllar geçse de kapanmaz

27.06.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Çocukken hırpanlandıysanız o yara öyle zor kapanır ki bazen bir ömür sürer bu savaş. Demet Cengiz yeni kitabında buluşmaları olgunluk dönemine gelse de tanışmaları çocukluklarında gizli iki insanın onarılmaz yaralarla dolu hayatını anlatıyor

Öyle yaralar var ki yıllar geçse de kapanmaz

Kültür Sanat Servisi - Demet Cengiz yeni kitabı “Adımı Deniz Koydular”da kaderleri çocukluklarında birleşmiş biri İstanbul’dan diğeri İngiltere’den iki insanın hikâyesini anlatıyor. Buluşmaları olgunluk dönemine gelse de bu iki insanın kaderlerinin ortaklığı hırpalanmış, horlanmış çocukluklarında gizli. Romana adını veren Deniz, Seyrantepe’nin köyden hallice bir mahallesinde çok çocuklu bir evde doğuyor. O kadar umursanmıyor ki ki ona ad koyma gereği bile duymuyor ailesi, adını babasının deyimiyle “anarşik” olan akrabaları Süleyman amca veriyor. Tüm çocukluğu da annesinin karnında ona hükümranlık kuran ikizi Yeter’den eziyet görmekle geçiyor. Annesi altı çocuk doğuruyor, kürtajlar da cabası. Hiç sevgi görmüyor annesinden Deniz. Sadece en küçük çocuğu kızıl kafalı Kerim’i seviyor her daim hastalıklı, her daim mutsuz anne. Baba ise sürekli işinden olan, varken eziyet eden, yokken süründüren bir adam. Deniz’e adını veren Süleyman amcanın kızı İclal’in üniversite kazanıp İstanbul’a gelmesi ve çaresizlikten onlarda kalmasıyla kaderi değişiyor Deniz’in. İclal sayesinde “kardelen” oluyor Deniz. Türkan Saylan’la tanışıyor. Onun elini tutmasıyla üniversite okuyor, İngiltere’de öğrenim görüyor. Ve bir avukat olup istismar edilen çocukları, kadınları koruyup kolluyor. Bir gün sıranın kendi annesine ve kendine geleceğini bilmeden…

Haberin Devamı

İngiltere’deki mutsuzluk

Coğrafya kaderdir derler ya, Deniz’inkine benzer hikâyeler sadece bize ait sanırız. Ama Cengiz, romanında Deniz’in yanına James’i ekliyor. İngiltere’de doğan James’i. Anne ve babası tarafından sevilmeyen hatta daha küçücük bir çocukken kız kardeşiyle birlikte evden kapı dışarı edilen, tek başına hayatta kalmayı öğrenmek zorunda kalan James’i. Onun da Deniz gibi bir şansı oluyor, doğru yolu izlemesine yardım eden bir büyük çıkıyor karşısına. Kardeşi sevgisizliğin boşluğunu yemek ve seksle doldurmaya çalışırken James kendine yeni bir aile buluyor. Himayesine girdiği zengin sevgilisi ve onun ailesinde çocukluğunu arıyor. Büyümesi gerektiğini anlayana kadar…

Ustalık isteyen kurgu

Haberin Devamı

Bu iki insanın yolları bir şekilde kesişiyor ve birlikte mutlu olmanın yollarını arıyorlar. Ancak çocukluktan gelen horlanmışlık, sevgisizlik onların hikâyesinin mutlu sonla bitmesine izin vermiyor. Kitap her ne kadar Deniz ile James’in hayatları etrafında dönse de arka fonda dünyada neler olup bittiği var. Ve dünyanın en uzak köşesinde yaşanan bir olayın bile bizlerin hayatını nasıl etkilediği. Cengiz, 50 yıla yakın bir dönemde dünyaya damgasını vuran olayları arka fona alarak Deniz ile James’in yaşadıklarını anlatırken ustalık isteyen bir kurgu yaratıyor. Büyük resimde olanların insanların o günlerini nasıl şekillendirdiğini kör göze parmak sokmadan yapıyor. Kitapta en çok çocuk istismarı, aile içi şiddet, tecavüz ve bunların kurbanlarının yaşadıklarına odaklanarak en derin yarayı bir kez daha, üstelik birebir yaşamış insanların deneyimleriyle gösteriyor.