Kültür SanatTutkulu bir aydın

Tutkulu bir aydın

25.11.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Cemil Meriç monografi dizisinin ilk kitabı "Bir Mabed Bekçisi", Meriç'in edebiyatla ilişkisini, çevirmen ve eleştirmen yanlarıyla birlikte sunuyor.

Tutkulu bir aydın

ENTELEKTÜELİN OLUŞ SERÜVENİ... BÜLENT USTACemil Meriç denilince, gözlerini kaybetmeye yakın, gaz lambasının ışığı altında okumaya devam eden tutkulu bir aydın portresi belirir çoğunlukla gözümüzün önünde. Aslında onu, çeşitli konularda uçlara sürükleyen de bu tutkulu kişiliğidir diyebiliriz. Örneğin Balzac ya da Hugo'ya laf söyleyenlere verdiği cevaplardan, Balzac ya da Hugo tutkusunun ne denli yüksek olduğunu görebiliriz. Daha lisede öğrenciyken arkadaşlarının kendisine lakap olarak Hugo ismini vermesi bir tesadüf değildir. Hangi işe el atsa, onu büyük bir tutkuyla yapmaya çalışmış, kendine özgü duruşuyla hem sağ kesimin hem de sol kesimin saygısını kazanmış az sayıdaki düşünürlerden birisidir Cemil Meriç. Cemil Meriç'i, bugüne kadar daha çok kendi yapıtlarından tanıdık. Hakkında yazılmış kitap ve makale sayısı, entelektüel dünyamızda işgal ettiği yere kıyasla çok az. Bunun sebebi olarak, düşünce dünyamızdaki ilgisizlik olduğu kadar, Cemil Meriç hakkında laf söylemenin, başka düşünürlere göre daha zor olmasıdır. Dücane Cündioğlu Cemil Meriç hakkında yazma cesaretini göstererek, titiz bir çalışmayla oluşturduğu "Bir Mabed Bekçisi: Cemil Meriç" adlı kitabını yayımladı. Bu kitabın, Cemil Meriç monografi dizisinin ilk kitabı olduğunu söyleyip devamının da yakında okurlarla buluşacağının müjdesini verelim.Cündioğlu, kitabında, Meriç'in edebiyatla ilişkisini, çevirmen ve eleştirmen yanlarıyla birlikte sunuyor. Aslında yazarın, daha çok Cemil Meriç'in yazılarından bir kolaj yaptığını, bu kolajı birbirine bağlayan temkinli cümlelerle, olabildiğince tarafsız bir bakış açısıyla Meriç'i anlatmaya çalıştığını söyleyebiliriz. O dönemdeki edebiyat tartışmalarını ve Meriç'in bu tartışmalarda aldığı tavırları okurken, bugünkü edebiyat dünyamızda Meriç gibi polemikçilerin ve entelektüellerin eksikliğini duymamak işten değil. Cemil Meriç'in çeviri yanlışlarıyla dolu bir kitabı "hatalar koleksiyonu" olarak nitelendirişini ya da Orhan Veli gibi şairlerle atışmalarında kullandığı incelikli ve zeka dolu dili, bugünkü edebiyat ortamımızda çok fazla göremiyoruz. Sadece kendi şiirinin bulunduğu şiir dergisini alan ve o dergide sadece kendi şiirini okuyan bir tavır söz konusu bugün, geçmişe oranla daha fazla. Cemil Meriç monografisi Meriç, aslında Nietzsche tipi bir aydın çiziyor monografisine baktığımız zaman. Hiçbir zaman dogmatik olacak şekilde tutarlı olmayı tercih etmemiş. Gençliğinde anarşist filozof Proudhon'la ilgi bir kitap çevirirken, yıllar sonra sağ kesimin önemli prestij dergilerinde yazan biri olarak karşımıza çıkabiliyor. Yaşamının önemli bir dönemini roman türüne adamışken, roman öldü diyebiliyor ya da roman aylakların işi diyerek onu küçümsüyor. Kendi düşünsel serüveni içinde tutarlı Cemil Meriç. Kendine özgü bir felsefesi ve dili var. "İşte bir Cemil Meriç düşüncesi" diyebileceğimiz farklılığa da sahip aynı zamanda.Bu kitapla birlikte, bir entelektüelin oluş serüvenine ve bu serüvenin kitaplarla ve düşüncelerle nasıl meydana geldiğine tanık oluyoruz. Bu tanıklık, kendi edebiyat tarihimizin önemli ayrıntılarını da kapsayarak bizi içine çekiyor ve bugüne dair sorular sormamıza da fırsat veriyor.Kitap, Cemil Meriç takipçileri kadar, şiir ve romanla ilgilenenlerin de çokça ilgisini çekecek nitelikte. Nietzsche tipi bir aydın

KEŞFETYENİ
Yıllar önce ölümden döndü yürek yakan paylaşım! 'Ben anneme bakacaktım'
Yıllar önce ölümden döndü yürek yakan paylaşım! 'Ben anneme bakacaktım'

Cadde | 06.05.2025 - 07:33

Diyarbakır'da 2015 yılında bir ses yarışmasında adını duyurduktan sonra erkek arkadaşı tarafından başından vurulan ve ağır yaralanan Mutlu Kaya'dan duygusal paylaşım geldi.

Yazarlar