30.05.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
MÜJDE IŞIL
MÜJDE IŞIL- Sinema sektörü, özellikle de Hollywood uzun zamandır orijinal hikâye sorunu yaşadığı gibi yeni karakterler çıkarmakta da çok zorlanıyor. ‘80’ler klasiği “Karate Kid” de hem dört filmlik seriye hem bir yeniden çevrime hem de diziye evrilmişti. Bugün vizyona giren “Karate Kid: Legends/Karate Kid: Efsane Dövüşçüler” altıncı halka.
Jonathan Entwistle’ın yönettiği ve senaryosunu Rob Lieber’ın yazdığı film, nostaljik bir girişin ardından ilk filmin matematiğini olduğu gibi uyguluyor. Yeni bir şehre taşınma, âşık olduğu kızın erkek arkadaşı tarafından zorbalanma, ustadan karate dersi alma ve sonunda düşmanıyla çetin bir dövüş… “Karate Kid: Efsane Dövüşçüler” zamanında çok tutmuş formülü neredeyse birebir kopyalarken serinin yeni halkalarının avantajlarından da faydalanıyor. Örneğin 2010 tarihli yeniden çevrim “The Karate Kid”de Jackie Chan’i ve onun canlandırdığı Usta Han’ın varlığını devam ettiriyor. Serinin sonrasına odaklanan “Cobra Kai” adlı sevilen dizinin adımlarını da takip ediyor. Orijinal hikâyenin kahramanı olan Daniel LaRusso ve Johnny Lawrence yani Ralph Macchio ve William Zabka ile bağ kuruyor.
Formül sineması
Hatırlanacağı gibi genç Ralph Macchio ve dördüncü filmde onun halefi olan Hilary Swank’in sinemada yolunu açmıştı seri. Yeni filmde bayrağı devralan Ben Wang’ın ise selefleri kadar etkileyici bir performansı yok. Zaten asıl odağımız Jackie Chan ve Ralph Macchio oluyor doğal şekilde. Eskiye nur yağıyor hakikaten. Ama filmin senaryosunun onları Bay Miyagi gibi etkin şekilde perdeye taşıyabildiğini söylemek zor. Haklarını yemeyelim, Sadie Stanley (Mia) ve Joshua Jackson (Victor) da öne çıkıyor oyuncu kadrosunda.
Bu film şunu da yeniden hatırlatıyor: Formül sineması, dönemin ruhuyla örtüştüğünde efsaneleşiyor. İlk filmin ‘80’lere denk gelmesinin, o zamanın gençliğini yakalamasının, Miyagi gibi bir mentoru kahramanlaştırmasının bugünün, herkesin her şeyi bildiği teknolojik kurnazlık çağında karşılığı ya da cazibesi eskisi gibi büyük olmuyor. Nostalji genelde iş yapıyor ama bunun için de mesela “Top Gun: Maverick” gibi sağlam bir senaryo ve önerme olması gerek. Yoksa eskiyle bağlantılı yeniler unutulup gidiyor.
Hep aynı nakarat
Wes Anderson Cannes’da prömiyer yapan yeni filmi “The Phoenician Scheme/Fenike Planı”nda, bazılarına göre bayatlamış bazılarına göre alametifarikası olan tarzını devam ettiriyor: Benicio del Toro, Tom Hanks, Scarlett Johansson, Benedict Cumberbatch gibi yıldızlardan oluşan göz kamaştırıcı bir kadro ve absürt/donuk mizah… 1950 yılındayız. Avrupa’nın en zenginlerinden olan sanayici Anatole “Zsa-zsa” Korda suikast girişiminden sağ kurtulur. Atıl durumda olan ama potansiyeli yüksek Fenike Planı’nı gerçekleştirmeyi istemektedir. Büyük risk altındayken ve hayatına yönelik tehditler devam ederken halefini seçer: 20 yaşındaki rahibe kızı Liesl. Onu veliahdı olarak hazırlamak için kolları sıvar.