29.05.2025 - 11:46 | Son Güncellenme:
Mesut MADAN/BURDUR (DHA)
Olay, 31 Ekim 2024'te saat 21.00 sıralarında Sinan Mahallesi'ndeki eğlence mekanında meydana geldi. Husumetli Ramazan Uçar ile Hüseyin Mete, aynı mekanda karşılaştı. Ramazan Uçar, yan masada bir kadınla sohbet eden Hüseyin Mete'ye üzerinde bulundurduğu tabancayla 7 el ateş etti. Mete, yere yığılırken, mekandakiler panikle kaçtı.
İhbarla adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. İncelemede Hüseyin Mete'nin hayatını kaybettiği belirlendi. Hüseyin Mete'nin cenazesi incelemenin ardından morga konuldu. Olay yerinden kaçan Ramazan Uçar, polis ekipleri tarafından yakalanıp tutuklandı. Ramazan Uçar hakkında 'Tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis istemiyle dava açıldı.
'KAÇ EL ATEŞ ETTİĞİMİ HATIRLAMIYORUM'
Burdur 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya tutuklu sanık Ramazan Uçar, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşma salonunda ise Uçar'ın avukatı ile Hüseyin Mete'nin annesi Sevilay, babası Nihat Mete ve kız kardeşi Nilgün Mumcu hazır bulundu. Duruşmada ifade veren tutuklu sanık Ramazan Uçar, kendisine ait taşıma ruhsatlı tabancasının Hüseyin Mete tarafından çalındığını öne sürdü. Hüseyin Mete'nin tabancayı geri vermek için sürekli para istediğini ve tehdit ettiğini iddia eden Ramazan Uçar, bir arkadaşıyla Hüseyin Mete'nin evine gidip, 50 bin lira verdikten sonra silahı aldığını anlattı. Ramazan Uçar, "Olay günü, sanayide alkol aldıktan sonra olayın yaşandığı mekana gittim. Hüseyin Mete, öncesinde telefonla arayıp bana parayı sorup duruyordu, ben de dayanamadım engelledim. Mekana girmeyecektim. Mekan girişinde müdüre, Hüseyin Mete'nin içeride olup olmadığını sordum. 'Yok, 5-6 gündür gelmiyor' cevabını alınca mekana girdim. Mekana girdiğimde kimse yoktu. Hüseyin'den korktuğum için tedirgindim, diken üstündeydim. Hesabı ödeyip kalkmayı düşündüm. İkinci biramı içerken mekana Hüseyin geldi. Önce mekanın girişinde bir masaya oturdu, daha sonra yanımdaki masaya geldi. Bana selam vermiş, ben almamışım. 'Neden selamımı almadın' diye sordu. 'Beni engellemişsin, seni bulamayacağımı sandın, aldığın her nefesten, attığın her adımdan haberim var' dedi. Ben de ona bana yaptıklarından dolayı kızgın olduğumu, muhatap olmayacağımı söyledim. 'Ben burada yiyip, içeceğim hesabı sen ödeyeceksin, silahına mı güveniyorsun' dedi. Ben de çok sinirlendim, silahı beline dayadım sonra vazgeçtim. Hüseyin silahı dayadığımı fark ederek bana 'Kameraya dua et, senin hesabını dışarıda keseceğim' dedi. Çok etkilenmiştim, çocuklarıma, aileme zarar verecek, küfürler, tehditler, baskılar hiç bitmeyecek düşüncesiyle psikolojim bozuldu. Daha sonra 1 el ateş ettim. Hüseyin üzerime gelince panik yaptım, korktum. Sonra kaç el ateş ettiğimi hatırlamıyorum. Mekandan çıktım, kaçmayı düşündüm. Silahı ağacın altına gömdüm. Daha sonra olay yerine geri gelip polislere teslim oldum. Silahın yerini polislere gösterdim. Hüseyin köyde korkulan, uyuşturucu madde kullandığı bilinen biri. Fakat benden daha önce haraç istememişti. Olaydan dolayı çok üzgünüm, pişmanım" diye konuştu.
Hüseyin Mete'nin ailesi ise sanığın olayı tasarlayarak gerçekleştirdiğini belirterek, en üst sınırdan cezalandırılmasını talep etti. Tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti sanığın tutukluluk halinin devamına karar verip duruşmayı erteledi.