Oynatma Listesi
HABERLER

Merkez Bankası faiz kararını açıkladı

Merkez Bankası merakla beklenen faiz kararını açıkladı. Banka, politika faizini yüzde 18'den yüzde 16'ya indirdi. Anketlerde faiz indirim beklentilerinin yarısı 50 baz puan, diğer yarısı ise 100 baz yönünde oluşmuştu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 200 baz puan indirerek yüzde 16'ya düşürdü.

 

Konuyla ilgili canlı yayında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Sefer Şener, " Merkez Bankası gerçekleşen enflasyon üzerinden tahmin vereceğim dedi. Daha sonra bunu çekirdek enflasyona çekti. Geçen ay 16.98’di. Şu an çekirdek enflasyonun da altına inmiş oldu.

'4 ANA GRUP İLE KARAR VERİLİYOR'

Merkez Bankası karar verirken 4 ana grup ile ilgili karar veriyor. Bunlardan biri küresel, cari açık, enflasyon ve cari iyileşme ile ilgili gelişmelerdir.

Hem manşetin hem çekirdeğin geldiği durum ortaya, enerji maliyetlerindeki gelişmeler küresel çapta daha fazla artacaktır. Bu kadar yüksek oranı kimse beklemiyordu. Ama bu yüksek bir azalış oldu. Ben bunu Merkez Bankası’nın bundan sonraki yönünün kararlılıkla faizi düşürme yönünü kullanacağını ve bunda erken davrandığını düşünüyorum. Bunu son iki ay faiz indirimi görmeyeceğiz şeklinde algılıyoruz. Merkez Bankası muhtemelen kasım, aralıkta ciddi düşüş olacağını öngörüyor.

 

'ÇEKİRDEK ENFLASYONUN DA ALTINDA GELEN BİR FAİZ VAR'

Çekirdek enflasyonun da altında gelen bir faiz var. Enflasyon ve diğer veriler ne olursa olsun negatif faize geçilmiş oldu. TCMB şu an itibarıyla negatif faiz vermeye başladı. Kur yüzde 2 arttı. Bunun da enflasyona ciddi yansıması olacaktır. Kur bunu gördüğü anda fiyatların yansıması buna göre olacaktır ve fiyat yansıması geri çekilmeyecektir. Ancak Merkez Bankası bu hesaplamaları yapıyordur.

Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 18’den yüzde 16’ya indirilmesine karar vermiştir.

Küresel iktisadi faaliyette yılın ilk yarısında yaşanan toparlanmaya rağmen yakın dönemde açıklanan güven endeksleri, salgının etkisiyle gerilemeye başlamıştır. Aşılama oranlarındaki artışa rağmen salgında yeni varyantlar küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Başlıca tarımsal emtia ihracatçısı ülkelerde yaşanan iklim koşullarının küresel gıda fiyatları üzerinde olumsuz yansımaları görülmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmekle birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları enflasyondaki yükselişin talep kompozisyonundaki normalleşme, arz kısıtlarının hafiflemesi ve baz etkilerinin devreden çıkmasıyla birlikte büyük ölçüde geçici nitelikte olacağını değerlendirmektedir. Bu çerçevede, gelişmiş ülke merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir.

 

Öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Aşılamanın toplumun geneline yayılması salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanımaktadır. Dayanıklı tüketim malları talebi yavaşlarken, dayanıksız tüketim mallarında bir toparlanma gözlenmektedir. İhracattaki güçlü artış eğilimiyle yılın geri kalanında yıllıklandırılmış cari işlemler dengesindeki iyileşmenin sürmesi beklenmekte, bu eğilimin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir.

 

Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve başta enerji olmak üzere ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri devam etmektedir. Parasal duruşun sıkılığı ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başlamıştır. Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için güçlendirilen makroihtiyati politika çerçevesinin olumlu etkileri gözlenmeye başlamıştır. Kurul, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir. Bu çerçevede politika faizi 200 baz puan indirilerek yüzde 16 olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte, arz yönlü arızi unsurlardan kaynaklı olarak politika faizinde yapılan aşağı yönlü düzeltme için yıl sonuna kadar sınırlı bir alan kaldığı Kurul tarafından değerlendirilmiştir.

 

Kurul, ayrıca iklim ve diğer çevre kaynaklı riskleri sınırlandırmak amacıyla, para politikasının ana hedeflerinde bir değişikliğe yol açmadan sürdürülebilir finans uygulamalarını uzun vadeli bir politika olarak destekleme kararı almıştır.

TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır. Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.

GÜNCELLENME
DETAYLARI GÖSTER