;
Oynatma Listesi
HABERLER

MHP lideri Bahçeli'den Leman karikatürüne sert tepki: Peygamberimize saldırıyı lanetliyorum

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Bahçeli, Leman dergisinin Hazreti Muhammed ile ilgili karikatürüne sert tepki gösterdi.

Partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri Bahçeli, Leman dergisinin Hazreti Muhammed ile ilgili karikatürüne tepki gösterdi. Sözde mizah dergisinin karikatürünü lanetlediğini ifade eden Bahçeli, 'İslamofobiye karşı hukuki eylem planı hazırlanmalı' dedi.

İşte Bahçeli'nin konuşmasından satır başları: Türkiye'mizi bekleyen parlak bir gelecektir. Türk milleti ayık olduğu refah, huzur ve gelişmişlik seviyesinde muhakkak yükselecektir.

Her yaz mevsimi geldiğinde çıkan orman yangınları, yeşilin kararması, örtü böceğin kavrulması, ormanlık alanların küre dönmesi, nihayetinde nefes borumuzun tıkanmasına neden oluyor.

"YANGINLARLA MÜCADELEDE AKTİF OLARAK DEVREYE GİREN, ÜLKÜ OCAKLARI'NIN HER MENSUBUNA  TEŞEKKÜR EDİYORUM"

Ormanlar milli servettir. Ormanlar manevi berekettir. Bir ağacın yanması, bir ormanın yok olması esasen ülke ve millet varlığına kastetmektir.

İhmalkarlıktan, dikkatsizlikten, düşüncesizlikten, tedbirsizlikten, pervasızlıktan, magandalıktan veya sabatoşlardan kaynaklı yangınlar artık tahammül türlerine taşmıştır. Geçen hafta ülkemizin farklı il ve ilçelerinde çıkan orman yangınları, olağanüstü önlemlerin alınmasını mecburen hale getirmiştir.

Yaz aylarında 'Acaba ormanlarımız yine yanacak mı' sorumlunun devamlı suretle aklımıza gelmesi sonra da korktuğumuzun başımıza gelmesi rükünleşen ve milletimizi derinden yaralayan bir kısır döngü halini almıştır. Başta piknik ateşiyle sigara izmaritinin tutuşturduğu yangınlar sabır taşını bile çatlatacak boyutlardadır.

Orman yangınlarının Adana, Antalya, Osmaniye, İzmir, Mersin, Muğla, Hatay, Balıkesir, Bilecik, Sakarya, Manisa'yı alevler içinde bırakması hepimizi kahretse de inanıyorum ki yanan ormanlarımızın tekrar yeşillenmesi, tekrar yeşil güzelliğine kavuşması hep birlikte mümkün olacaktır. Çünkü yeşil vatanımızın milli namusunu duyuyoruz.

Yangınlarla mücadele eden aktif olarak devreye giren, sahada çalışan görevlilerle faaliyet gösteren, zamanında alanıma geçen Ülkü Ocakları'nın her mensubuna gönülden teşekkür ediyorum.

Orman canlılarını yakıp kavuran yangınlara karşı devletin her kurumuyla dayanışma halindeyiz. Ateşin üstüne üstüne gitmekken de asla kaçınmayacağız. Milletimize, yangınlarla boğuşan yöre insanımıza geçmiş olsun diyorum.

CHP KURULTAY DAVASI HAKKINDA

Değerli arkadaşlarım, ruhlarını saran gücü, kut duygularını siyasi rant ve ikbal teminine tahvil edenlerin, davasını bilmeyenlere tanık olunmayacağı gibi ahlakın yüksek kürsüsünde oturmalarını da beklemek de muhataranı ve muayen bir hayaldir.

Güneş tutulması yaşayan muhalefetin siyasi ahlak ve vicdan bağlamında şiddetli bir yıkıma maruz kaldığı ortada. Güneş verip yapraklanması imkansızdır. Bütün gibi görülenlerden ne ülkemize ne de milletimize bir yararı dokunmayacaktır.

Dediğim fısıltıların doyum durumunda şaibelik işçilerin merkezinde yer alanların dört başı mağmur siyasi hikayeler ve ahlaki duruş göstermeleri boşunadır.

Belediyeleri, saray yolsuzluk tufanından tutun da parti popülerlerinin gölgelenmesine kadar her çarklı ve gayrimeşru vakanın koordine çıkması en başta milletimize büyük bir hakarettir.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin mahkemelik olması günden güne ağırlaşan hastalık bünyesinin sonucudur. Elbette Cumhuriyet Halk Partisi'nin 38. Kurultayı ile Mutlak Butlan davasının ve bu davanın 8 Eylül 2025'e ertelenmesinin bizim nazarımızda herhangi bir değeri yoktur. 

Cumhuriyet Halk Partisi'nin kendisi birlik ve birlik halinde olması, hiç huzur ve dengeyi yakalaması, Türk demokrasisinin hayrına olacağı kanaatindeyim. 8 Eylül'den bir gün sonra tarihi bir gün olan 9 Eylül'e bir ve bütün haliyle ulaşmasını temenni ederiz.

CHP siyasi hedefler için devletin kaynaklarını kanun dışı yollardan kullanacak ve şebeke oluşturacak kadar çizmeyi aşmıştır. Bununla birlikte kanunsuzluk, yolsuzluk ve yolsuzluk markası olmaya da açıktır.

Yabancıların karşısında nabza göre şerbet veren bir siyasetçinin ülkesini ve milletini kötüleme yarışına girmesi, utanç duyulacak bir ülkesizlik ve itibarsızlık.

Biz Türkiye'mizi, Türk milletini ve cennet vatanımızı canımızdan aziz biliyoruz. Ne var ki Cumhuriyet Halk Partisi'nin başkalaşarak kökünden koparak iç işgal tepesinin iştahını kapattığı da gerçektir. Aklınızı başınıza alın. Sessiz çığlığın kazanından da ürkün.

Yanlış zamanda doğru adım atanlarla doğru zamanda yanlış adım atanların yaşadığı hezimetlere sayısız defa şahitlik ettik. Bir yanlışın bütün doğruları götürdüğü bu stratejik mizanda önemli olan doğru adım Terörsüz Türkiye'ye doğru adımdır.

Komşu coğrafyaları teslim alan istikrarsızlık ve iradesizlik dalgasına karşı iç bünyemizde tesis edilen emniyet kuşağı, yabancı tesir olmadan tezahürü olan milli birlik ve beraberlik kuvvesidir.

Bilindiği üzere yaşanan coğrafyanın devlet yönetimine yüklediği sorumluluğu, politikanın coğrafyadan doğan sentezi böyle tanımlanmaktadır. Çünkü coğrafya anlayışımızı değiştirmektedir. Meselelere bakışımızı gelişmeler karşısındaki fikrimizi etkilemektedir.

"PKK'NIN SİLAH BIRAKMA SÜRECİNİ TAMAMLAMASI BİR AN EVVEL SAĞLANMALI"

Bir posturda yalnız yaşayan bir boyun karşılaşacağı yeni insanlarla birlikteliği ona nasıl yeni bir şartlara uymayı zorluyorsa muazzam toprakları yönetmeye talip bir nizam arayışının da barış, huzurla kardeşlik doğuracak yeni bir anlayışa sahip olmasını zorunlu hale getirmektedir.

Bugüne kadar ödenen bedellere, çekilen çilelere, yüreklerimizi kavuran acılara tekrar katlanmak, yeniden muhasebe kalmak söz konusu değildir.

Türkiye yeni bir döneme geçmiştir. Bu nedenle PKK'nın silah bırakma sürecini tamamlaması bir an evvel sağlanmalı, provokasyon mahiyetli ve hiç kimsenin alnından kalkamayacağı yeni çatışmalara yol açacak sivil tahriklere karşı azami derecede dikkat edilmelidir.

Onun bunun ne dediğinin yürüyen kervana taş atmak için nasıl bir pozisyon aldığının hiçbir emniyeti bir şey yok. Kanlı süreç bütünü ile sonlanmalıdır. Kara bir dönem açılmamak üzere kapanmalıdır. Umutlar kabarmalı, barış havası hakim olmalıdır. Bundan geriye dönüş yoktur. Aksi halde doğacak sonuçların bedeli vahim ötesindedir.

Barış ve kardeşliği kucaklayıp, istikbali yol haritasını çizeceğiz. Milletimizin elbette elimizi uzatıp, ferah ve selamet dolu bir geleceğin imalisini Cumhur İttifakı olarak temin edeceğiz.

Öncelikle Türkiye'mizin yükselmesi, zenginleşmesi ve güçlenmesi için ama ve fakat demeden omuz vermeliyiz. Türkiye yoksa ülkülerimiz yok demek. Bizim kendimizi Türk milleti olarak tanımlamamızı sağlayan sosyal kültürler vardır.

Parçalardan bütün oluşturmanın bir arada ve beraberce yaşamanın varlığını bir arada sürdürmenin bir dil geliştirip anlaşıp kaynaşmanın bir ahlak oluşturup huzur bulmanın bir kültür yaratık etrafında toplanmanın kelam paylaşmanın, kaynaşmanın, bütünleşmenin, anlaşmanın, bir olmanın, biri olmanın, kardeş olmanın ele geçiremeyecek şifresidir. Zaman zaman Türkiye'ye tek yürek derken muradımız da budur.

"EMPERYALİST BARBARLIĞIN MAKSADI TÜRKİYE'NİN ETKİSİZLEŞTİRİLMESİDİR"

Dönemsel ateşkes kararları karşılıklı açıklamaların yoğunluğu, söz ve silahlı cepheleşmelerin her bir bölümü gözümüzün önünde gerçekleşmektedir.

Yeni bir dünya savaşının fitilini tutuşturmak için adeta planlı bir rekabet söz konusu. Uçuşan füzeler, hedeflerine çarpan insansız hava araçları, semaları kapatan savaş uçakları, istihbarat kapışmaları, ölen siviller, kaybolan değerler, harap olan medeniyetler, yeryüzünden silinmek isteyen Gazze, kefelenmiş çocuklar, rezil rüsva olmuş bir dünya gerçeği karşımızda.

İşte bu ibretlik gerçeğe karşı terörsüz Türkiye milli varlığımızın iç barış kavcılığımızın ebedi güvencesi başırması mümkün olmayan kalem var.

Emperyalist barbarlığın maksadı bellidir. Türkiye'nin etkisizleştirilmesi ve hilalesi pırıl pırıl parlayan A'dan Z'ye gücüne güç katan savunma sanayide altın çağını yaşayan milli birlik ve beraberliğini perçinleyen Türkiye'mizi çekemeyen rahatsız ve huzursuz olmasını bu haviz projeleri Allah'ın izniyle yırtıp atacağız. Türkiye'yi canımız ve kanımız pahasına koruyacağız.

GÜNCELLENME
DETAYLARI GÖSTER