PazarCemil Meriç

Cemil Meriç

19.03.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kütüphanesindeki kitapların muhtevasını ezbere bilen Cemil Meriç bizim kuşağı kendi dünyasına yabancılaşmaktan kurtarmıştır

Cemil Meriç

Münevver veya aydın Batı'dan tercümedir. Tercüme gerçeği her zaman karşılamıyor. Aydınlanan ve aydınlatan insanın her şeyden evvel zamanların ve mekanların gerçeklerini görmesi gerekir. Türkiye münevverlerinin, bazılarının çok söylediği gibi ayaklarının yere basmaması, üniversal olmamalarından ileri gelir. Dünyayı tanımayan ve beynelmilel alemin havasını kavrayamayanların aslında ulusalcılık yapmayı da beceremeyecekleri açıktır. Yaşadığı gerçeğin temsilciliğini yapan ve o dünyayı kabul eden okumuş Osmanlı zümresinin aksine Tanzimat sonrası münevverinin içine düştüğü çalkantı da bundan ileri gelir. Bununla birlikte bu çalkantıyı küçümseme hakkına sahip değiliz. Aksine yaşadıkları trajediyle bir yerde bizim kimliğimizi çizmeye çalışanlar onlardır. Bu çizimi saygıyla ele almak durumundayız. Cemil Meriç 1916'da Hatay'da, Dimetoka göçmeni bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Balkan savaşları, Girit ve Oniki Adalar'ın elden çıkması öyle imparatorluğun yıkımının bir safhası değil, Rumeli ve Akdeniz adalarındaki vatanın kaybıdır. Bu tarihi unutmaya çalışsak da her gün önümüze çıkıyor. Balkan bozgununun burukluğunu yaşayan nesiller Türkiye'de başkaldırıya da daha yatkındılar. Enternasyonalizmlerinde bile yurt ve ulus gerçeğini her zaman sakladılar. Hiç şüphesiz, Türk insanının kişiliğini tarif edip yolunu çizmeye çalışan bu insanların hepsinin aynı kuvvette olduğunu söylemek mümkün değildir ve yine hiç şüphesiz ki bu insanların haksızlıklara, adaletsizliklere karşı çıkma dereceleri ve doğrulukları da aynı değildir. Bir kısmını ise kendi sınıfının ve grubunun insanları bile değerlendirememiştir. Cemil Meriç çatışmalı bölgelerin ortasında doğdu ve yaşadı. Fransız mandası altında Hatay'da yaşamak, insana başta Arapça ve Fransızcayı çok iyi öğrenebilme şansını getirir ama hayatının akışını zedeleyen tatsızlıklar da bu ara mıntıkanın ürünüdür. Herhalükarda hırpalanan, anlaşılamayan bazen de aksine çok iyi anlaşıldığı için kıskanılan insanlar vardır. Cemil Meriç'in yazgısı bu sonuncu zümreye girer. Cemil Meriç'in etrafında insanlar vardı. Yabancı edebiyatı okuyamayanlar, ondan Marksizm dahil Batı'yı dinliyorlardı. Besbelli meraklı ve eleştirici kişiliği onu her yeri didik didik etmeye ve tartışmaya götürmüştür. Takibata uğradığı için değil, yeni şeyler görmeye başladığı için eski söyleminden vazgeçtiğinde ise dostları karşısına çıktı. Her şeyi didik didik etti Türkiye'de aydınların tepesinde, dar kafalı sağcılardan çok aydın zümresinin gönüllü savcılığı ürkütücüdür. Cemil Meriç'in etrafına değişik görüşten insanlar hayranlık ve susuzlukla koşuştular. Ne var ki, kürsüde oturan onların istediği değil, istemediği şeyleri de söylüyordu. Tenkide tahammül edilmez; Türkiye'de çok az insan, kitleyi hem kendisinin tiryakisi yapar hem de onlarla boğuşur. 20'nci asrın sonunda, bu irfan safhasına ulaşmaya başladıysak, bunda Cemil Meriç'in de payı vardır.Arapçayı çok iyi bilen üstat "Bu memleketin tarihini ve kültürel mirasını anlamak için Arapça öğrenmek lazımdır" diyenlere, "Esas metinlerin her biri Batı dillerine âlâsından çevrilmiştir, siz evvela Arap harfli Türkçeyi okumayı öğrenin. Osmanlı edebiyatı dediğiniz saha tercümelerden okunamaz" demiştir. Gerçekten dedelerimizin kitaplarını, evrakı, mektupları değerlendirmekten aciziz.Fikir dünyamızdaki yabancı ajanlardan ve oryantalist şeytanlardan bahseden bağnaz gruba hiddetle şu cevabı vermiştir: "Güya tarih ve edebiyat yorumunuzu saptıran batılı ajanlardan söz ediliyor. Nadir Şah'ın tarihini Voltaire'in diline kazandıran, Hafız'ı Goethe'nin diline kazandırıp ortalığı sarsan, Hayyam'ı Anglosakson dünyasına sevdiren insanlar mı ajan oluyor; yoksa kendi ecdadımızın mektuplarını dahi okuyamayan bizler mi ajan oluyoruz?" Tiryakilik yaratmıştı Cemil Meriç'i bizim kuşak Hisar dergisindeki Hint edebiyatı ve Dostoyevski yorumlarıyla tanıdı. Dergi sayfalarındaki yavanlığın çok üstünde bir analiz ve üslupla karşılaşmıştık. Bizim kuşak çalkantılar yaşadı. Devlete ve topluma yabancılaştık ama dünyayı göremese de kütüphanesindeki kitapların muhtevasını ezbere bilen yaşlı bilge bizim kuşağı kendi dünyasına yabancılaşmaktan kurtarmıştır.O çektiği sıkıntılara, bilgisine rağmen hakkının verilmediği bir ömür sürdüğü halde ne devlet ne tarih ne de bu halkla bir hesaplaşma ve güceniklik içindeydi. Cemil Meriç'i saygıyla analım çünkü devletin birkaç bürokratın zulüm aleti değil de büyük tarihi bir milletin uzun macerası içinde yarattığı en büyük eser olduğunu anlayanların başında gelir. Bunu anlayan insanların ve bu gerçeklere saygı duyanların bazılarının tarif ettiği gibi şoven Türkler değil, aslında bütün dünyada kendi evini derleyip toparlayan büyüklere paralel olduğu açıktır. Dostoyevski de onlardandır. Heine onlardandır. Millilikleri kadar üniversal olanlar yaratıcı da olurlar. Hiç kuşkusuz Cemil Meriç bazı şeyleri anlatabilmiş, en azından düşündürebilmiştir. Saygıyla analım

KEŞFETYENİ
Survivor Yusuf'tan olay sözler! 'Sırtımdan hançerledi'
Survivor Yusuf'tan olay sözler! 'Sırtımdan hançerledi'

Cadde | 17.05.2025 - 20:59

Survivor'da Volkan'la çıktığı düello finalini kaybetmiş, adaya veda etmişti. Yusuf Yıldız yarışma sonrası söyledikleriyle gündem oldu.