23.06.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:
Romanda yer alan anılar, ailesi, sevgilileri, okul yılları ve Galatasaray Lisesindeki arkadaşlarıyla Şensoyun kişisel tarihine ışık tutuyor. Bunun bir ilk cilt olduğunu söyleyen Şensoy romanın ikinci cildinde ise Türk tiyatrosunu ve bu tiyatronun içinde yaşananlarla son dönem anılarını anlatacak. İşte Şensoyun kitapta yer alan anılarından bazıları... Ferhan Şensoy doğumundan Galatasaray Lisesinde okuduğu yıllara, Strasbourgdaki konservatuvar günlerine dek anılarına yer verdiği bir roman yazdı. Romanın adını bir Karadeniz türküsüne ithafen "Kalemimin Sapını Gülle Donattım" koyan Şensoy "Karadenizde herkes silahla gezerdi. Bir benim silahım yoktu. Ben de hep kalemimi silah olarak düşündüm" diyor. Öğretmenle aşk "Fransızca öğretmeni Madam Somervillei yatakhaneye atmak suç değilmiş de, kahvaltıya geç kalmak suçmuş gibi garip bir tutum sergiliyor müdür. Madem müdür o konuyu açmıyor, ben niye açacakmışım? Onun derdi geç kalmam. İyi be, o zaman bu gece de Madam Gavardı atarım ben yatakhaneye, uyumam icabında, sabah etüdüne pırıl pırıl inerim." Şensoyun anıları, Galatasaray Lisesinde Fransızca öğretmeni Madam Somervillele yatakhanede okulun müdürüne yakalanmasıyla başlıyor. Müdür duruma değil de, derse geç kalmasına kızıyor Şensoyun. Şensoy, derse indiğinde Fransızca öğretmeni Madam Somervillein sınıfta olmasına çok şaşıyor. Çünkü aslında yaşadıkları yalnızca bir rüya ama bundan hiç haberi yok. Bu yüzden, kendisini sözlüye kaldıran öğretmene "Aramızda her şey bitti" deyiveriyor. Ve bütün sınıf arkadaşlarını gece yaşananlar hakkında bilgilendiriyor. Yazar olacak çocuklar Tahir Alangunun parmakla gösterdiğinde, utanarak önüne bakan, yüzü kızaran bu küçük çocuklar, Nedim Gürsel, Selim İleri, Mahir Şaul, Engin Ardıç, İzzet Yaşar, Ferhan Şensoy..." Edebiyat öğretmenleri Tahir Alangunun yaptığı ve Şensoyun hiç unutmadığı konuşma şöyle yer alıyor romanda: "Sen! Sen! Sen! Sizler yazar olacaksınız, bu işin peşini bırakmayın... Çok okuyun! Günlük tutun mollalar!" 12 Martta bildiri dağıttı "12 Martta ordu yönetime el koyuyor. Okul girişinde askerler, polisler, tanklar, aramalar, taramalar başlıyor. Bildiri dağıtmak kesinlikle yasaklanıyor. Sabahın köründe çıkıyorum Akademinin damına, Ergin Kolbekin cebinde ödenmemiş senetleriyle kendini boşluğa attığı noktadan savuruyorum bildirileri gökyüzüne. Boğaz rüzgarıyla savruluyor kağıtlar. Daha gasteciler çok fena denetlenen gasteleri dağıtmadan ulaşıyor İstanbula Dev-Gençin çok sert bildirisi." Tarih 12 Mart. Şensoy, Akademide öğrenci... Dilligile sert eleştiri Şensoy, kitabında Avni Dilligilin tiyatrosunu da eleştiriyor: "Bir akşam Avni Dilligil tiyatrosu geliyor. Boktan bir Fransız bulvar oyununun uygulamasını oynuyor Avni Bey, derme çatma bir turne ekibiyle. Kendisi iyi bir oyuncu ama ortada olup biten bir şey yok. Yakalayamıyor izleyiciyi. İzleyici kendi arasında konuşuyor. Sinirleniyor ve oyunu keserek, oyun nasıl izlenmeli üzerine uzun bir söylev çekiyor Dilligil. Islıklar ve protestolarla son buluyor Dilligilin Ünye turnesi, 5 Ağustos 1968 gecesi." Vedat Günyoldan mektup Vedat Günyol" Şensoy genç bir yazar. Öykülerini gönderiyor Yeni Ufuklar dergisine. Vedat Günyoldan yanıt geliyor: "Hikayelerinizi, özellikle Dalgındır Hüsam Kusura Kalmayın adlısını çok beğendim. Yer yer Sait Faik ve Orhan Duruyu yansıtan anlatımınızla yepyeni bir çeşni getirmişsiniz. Sait Faikin duygusallığı, Orhan Durunun humouruyla belki hikayeciliğimize bir yenilik aşısı yaparsınız. Dört beş sayı sonra Yeni Ufuklarda çıkmasını isterseniz adı geçen hikayenizi sıraya koyayım. Başka hikayelerinizi de okumak isterim. Saygılarımla. Charles de Gaulle taklidi Eski Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulleün Galatasaray Lisesini ziyaretinin ardından, hemen bir de Gaulle şapkası yaptırıyor Şensoy ve taklitler başlıyor. Taklidini oyunlaştırarak tüm Galatasaraya oynuyor. Ve yıllar sonra, Galatasarayda okurken yaptırdığı şapkayla sunduğu De Gaulle oyunuyla Strasbourgda konservatuvarı kazanıyor. "Fransızların cumhurbaşkanı Charles Degaulleün Türkiye ziyareti programının içine Galatasaray Lisesi de konuşlandırılmıştı. Ben, Degaulleün gittikçe güzelleşen konuşmasının bir yerinde artık dayanamayarak, bilinçaltı bir hıncımı kusarak, fısıltıyla, ibne Degaulle! diye söylenmeye başlamışım. Biraz sonra baktım, sağımdaki Kuku Mesut ve solumdaki Makas Adnan da bana katılmışlar, üçlü koro halindeyiz. Ben birden panik halinde sustum fakat slogan ön sıralara bulaşmıştı bile..." (Olayın sonunu merak edenler, kitaptan okusun!) Charles de Gaulle gider gitmez Yüksekkaldırımda şapkacılara koşup lazımlık biçimindeki şapkanın aynısını yaptırıyor Şensoy ve bu olayı Fransızlara sunarak Fransızların konservatuvarına kabul ediliyor. Büyük aşkı Civciv Şensoy, Cicivle Akademinin güzel sanatlar sınavında tanışıyor. Tanışma kitapta şöyle yer alıyor:"Akademiye sonuçlara bakmaya gelmişiz. Baraj sınavı sonuçları listesinde kendi adımı buluyorum, notum on beş! Sevinçten zıplıyorum... Yanımda sarı saçları kısacık kesilmiş bir kız zıplıyor, barajı aşmış. Birden birbirimize dönüyoruz kızla, bakışıyoruz... Şak sarılıyoruz barajı aşmanın sevinciyle ve hikayenin icabı tanışıyoruz Gönülle. Bu benim ilk başrolüm."Şensoy mimarlık bölümünü kazanıyor. Civciv ise İzmire ailesinin yanına dönüyor. Böylece mektuplaşmalar başlıyor. "Civcivim benim, ayrılalı iki saat oldu senden, özledim. Ben iyiyim yavrum, gözlerim ağlıyor! Becerebildiğim tek bok vardı: ağlamamak. Belki de ağlayamamaktı bu, beceriksizliğim yani. Bilmiyorum. Artık onu da beceremiyorum, ya da beceriyorum bu işi artık, lar ler nuz."Ayrılık sürüyor. Civciv artık hostes. Şensoy, Fransada tiyatro okuyor. Ve bir gün gazeteden Civcivin öldüğü haberini okuyor."... Sabah Almanya baskısı bir Türk gazetesi alıp biniyorum trene. Gazetenin birinci sayfasında bir uçak enkazı fotoğrafı! Pariste Boulogne ormanına düşmüş bir THY uçağı. Kimi ölenlerin isimleri, kimilerinin fotoğrafları var. En başta Civcivin fotoğrafı..." Şensoyun yıllar önce Paris yakınlarında THYye ait uçağın düşmesiyle kaybettiği, anılarında çok önemli bir yeri olan Gönül Bayraktar, namı diğer Civcivle tanışmaları, ona yazdığı mektup ve uçak kazası haberini alışı da romanda yer alan anılardan.
İngiliz basınının önde gelen bulvar gazetelerinden Daily Mail'in özel haberine göre, Meghan Markle'ın İngiliz eleştirmenlere aldırmadığı ve doğum odasında twerk yaptığı bir videonun ortaya çıkması büyük bir tartışma yarattı.