Siyaset367 tezi reddedilse de 'yorumum doğru' derim

367 tezi reddedilse de 'yorumum doğru' derim

30.04.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Görüşünü açıklarken kimseden etkilenmediğini belirten Kanadoğlu, "367 tezinin kabul edilmemesi, Mahkeme'nin doğru karar verdiğini kanıtlamaz, ama bağlayıcıdır" diyor

367 tezi reddedilse de yorumum doğru derim

'367' GÖRÜŞÜYLE SON 4 AYDIR GÜNDEMİN BİR NUMARALI İSİMLERİNDEN BİRİ HALİNE GELEN SABİH KANADOĞLU: 3N+1K NEDEN: Çünkü o 21 Aralık'ta bir yazı yazdı ve hayatımız değişti. Ama "O kimdir", biz çok iyi bilmiyoruz. 367 rakamını biraz kenara koyup yaklaşık dört aydır gündemi belirleyen Sabih Kanadoğlu'nu tanımayı istedik.NE ZAMAN: 28 Nisan, Cumartesi günü, 14.00-16.30 arasında.NEREDE: Kanadoğlu'nun Çayyolu'ndaki evinde. KİM: Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 20 Mayıs 1938 Menemen doğumlu. Kabataş Erkek Lisesi'ni bitirdi. İ.Ü. Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. İki kez Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanlığı'na seçildi. Aralık 2007'de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı oldu. "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Hukuku", "Alaturka Demokrasi" adlı kitaplarının yanı sıra Cumhuriyet gazetesinde düzenli yazıları çıkan Kanadoğlu evli ve üç çocuk babası. Ben hukuksal bir sorun hakkındaki düşüncemi açıkladım. Bunun siyasal sonuç vereceği kuşkusuz. Ama her bu tür düşüncenin açıklanması siyasal sonuç verebilir. Bundan kendinizi sorumlu tutmak veyahut "Keşke yapmasaydım", veyahut "İyi ki yaptım" deme olanağı yok. Gerilimin tırmanmasında sorumluluk hissediyor musunuz? Yok, hayır. Ben 43 sene 3 ay hâkimlik yaptım. Bunları düşünürseniz o zaman karar da veremezsiniz. Karar verdikten sonra da iyi mi yaptım kötü mü yaptım diye bir tartıya girmezsiniz. Gerçekten içinizden hiç "İyi ki" ya da "Keşke" kelimeleri geçmiyor mu? O zaman hiç karar veremezsiniz. Bu çok enteresan bir olaydır, ama böyledir. Hâkimlik kişiliği böyle böyle oluşur zaten. Geriye dönüp bakar ve yaptıklarını tartıya vurursanız ondan sonraki kararı veremezsiniz. Ya yanlış karar verdiyseniz? Böyle bir eleştirinin hiç yeri olmadığını düşünürüm. Mümkün mü böyle bir şey? Ben herhangi bir etkiyle, ricayla, baskıyla düşüncelerini açıklayan bir adam değilim. Ama paralellik olması elbette normal. Çünkü ben de laik demokratik Cumhuriyet'e inanıyorum, ben de Atatürk ilkelerine inanıyorum. Bu konuda baştan beri tarafım. Kararlarınızın, özellikle dün akşam (27 Nisan) ortaya çıkan tablodan sonra askerin kararlarıyla paralellik gösterdiği, arada bir etkilenmenin söz konusu olduğu söylenirse, bu eleştiriye nasıl yanıt verirsiniz? Demin söyledim, benim kişiliğim, anlayışım, kültürüm, yetişmem, etik değerlerim herhangi bir kişiden telkin ve talimatla hareket etmeme kesinlikle müsaade etmez. Kendisiyle uzun zamandır görüşmedik. Belirli yerlerde karşılaştık, ama özel bir görüşmemiz olmadı. Elbette hiç kuşku yok, bir yakınlığımız da var. İkimiz de Yargıtay üyesiydik. Her şeyden önce arkadaşız. Aynı yerlerde beraber çalıştık. Ama o etkileme sözünün hiç yakışmayacağı iki kişi varsa biri Sayın Cumhurbaşkanı'dır biri de ben. Ya peki 367 konusunda sizi etkileyenin Cumhurbaşkanı Sezer olduğu dedikodusu? Ee, "Minnet borcuyla onun söylediğini o da söylüyor..." Böyle mi yani? Bu beni hiç tanımamak olur. Tabii Sayın Sezer'i de hiç tanımamak olur. Şöyle bir itiraz gelirse; "Vural Savaş daha çok oy almasına karşın Sezer Yargıtay Başkanlığı'na ikinci sıradaki Kanadoğlu'nu atamıştı?" En nefret ettiğim yanıtı vereceğim ne yazık ki: No comment! Aslında sizi en çok eleştirenler dahi şu yorumu yapıyor; "Kanadoğlu asla bir Vural Savaş değil!" Düşündüm tabii. Böyle olacağı o gün belliydi. O 21 Aralık tarihli yazınızı yazarken işlerin buraya kadar varacağını düşündünüz mü? Onun takdirini siz yaparsınız. "Fitili ben ateşledim" demem çok saçma bir iddia olur. Öyleyse "Fitili ilk ateşleyen Sabih Kanadoğlu'dur" diyebilir miyiz? "Hiçbirini bulmadım" desem ne kadar da kendi düşüncesini beğenen adam kimliğine bürünürüm, ama her düşünceye saygılıyım. Yalnız hiçbir düşünce benim düşüncemi değiştirmeye etkili olmamıştır. 367 ile ilgili aldığınız eleştirilerden en çok hangisini ciddi buldunuz? Düşüncemi değiştirmedi Hayır, bir kişi de beni destekledi derim, olur biter. Anayasa hukukçuları arasında üzerinde dikkatle durulacak tezler ortaya atanlar oldu, ama bunlar benim düşüncemi değiştirmedi. Can Dündar'ın programında altı eski Meclis Başkanı toplandı, beşi size karşı çıktı. Bu dahi sizde bir tereddüt yaratmadı mı? Yekta Bey evvela karşı çıktı. Sonra beni destekledi. Sonra tekrar karşı çıktı. Buna şaşırdım. Ama Sayın Türk'e şaşırmadım. Kimin eleştirisine şaşırdınız; mesela Yekta Güngör Özden'e ya da Hikmet Sami Türk'e?.. E doğrusu unutulacak gibi değil. Neredeyse bir simge gibi oldu. Böyle giderse 276 da olacak. 367 hayatınızın rakamı oldu galiba? İnanmayacaksınız, ama hayatımda hiç tehdit almadım. Bir tek Almanya'dan gelen sövgü dolu bir mektup aldım, o kadar. Ama bu da tabii almaya açığım, bekliyorum anlamında değil. (Gülümsüyor) Hiç tehdit alıyor musunuz? Emekli olduğumdan beri hem konut hem yakın korumalarım var. Emniyet'ten ve Jandarma'dan... Ama bu benim talebim üzerine olan, standart dışı bir uygulama değil. Devletin bir uygulaması... O zaman ekstra korumanız yok? Hayır, niye zedelesin ki? Ben her hukuki iddiası kabul edilen bir adam olma iddiasında değilim. Ama ben kabul edilmese de kendi yorumumun doğru olduğuna inanırım. Çünkü kabul edilmemesi Mahkeme'nin doğru karar verdiğini kanıtlamaz, ama bağlayıcıdır. 367 tezi reddedilirse bu sizin hukuk adamlığı itibarınızı zedeler mi? 'Babam öyle diyor' "Babam öyle diyor!" diyor. (Kahkahalar...) O, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı. (Doç. Dr. Osman Korkut Kanadoğlu.) Diğer çocuğum serbest çalışıyor. Bir diğeri de (Füsun Ardıç) Pamukkale Tıp Fakültesi'nde fizik tedavi profesörü. Eşi de o üniversitenin rektörü. (Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç.) Oğlunuz da Anayasa hukukçusu, o 367'ye ne diyor? 'Belden aşağı vurdular' Hayır, ben Ayvalıklıyım, ama Menemen'de doğdum. Aslen Rumeliliyim. Aslen Menemenli misiniz? Selaniklilik yok, ama kökenim Yunan Makedonyası denilen bölgede Serfice adındaki bir ilçedir. Ailem Balkan Harbi'ndeki bozgun sonucu Ayvalık'a göç etmiş. Selaniklilik var mı? Yalçın Küçük benim liseden sınıf arkadaşım. Yalnız Yalçın Küçük bu durumu duymasın... O kimi üreteceğini bilir. Ama bu zaten bazı yerlerde üretildi de... Belirli bir siyaset kalıbı, onun kültürü ve etiği bilinmediği için her yerde bir belden aşağı vuruş tekniği geliştirildi Türkiye'de... Bu belden aşağı vuruş tekniğiyle demin kastettiğiniz dahi söylendi hakkımda. Bir kere işi ırk olayına getirip bağlamak o kadar yanlış ki... Listesini üretebilir diyecektim?.. Şimdi ne olacak? Bir varsayım olarak olabilir. Anayasa Mahkemesi "Bu davaya bakmak bizim işimiz değildir" deyip bu dosyayı reddedebilir mi? Şaşırmam. Görüşmeyi dahi kabul etmezse şaşırır mısınız? Üçüncü tura devam edilir ve üçüncü turda da seçim olur. Mahkeme davayı görüşüp ama 367 görüşünü reddederse ne olur? Eğer Mahkeme, "Bu davaya şu aşamada bakmayız" derse bu, "Seçim bittikten sonra bakabiliriz" anlamına gelir. Gerekçeye böyle bir kayıt düşülürse yargı yolu tekrar açılabilir. Mahkeme'nin olası bir ret kararından sonra yargı yolu tamamen mi kapanır? Hukuksal bir değeri yoktur ve sonuç vermez. AKP'nin "İlk tura 368 kişi katıldı" iddiasını Mahkeme'nin kabul etme olasılığı var mı? Yeni kriz yaratmaz Türkiye bir kriz döneminden geçerken, Anayasa Mahkemesi'nin yeni bir kriz yaratacağını sanmıyorum. Ancak herhangi bir karar çıkmadığı sürece turlar devam eder ve hatta belki de karar, cumhurbaşkanı seçildikten sonra çıkar. Tabii böyle bir durumda en vahimi seçilmiş birinin Mahkeme kararıyla inmesi olur. Mahkeme'nin kararını açıklaması 20 günden fazla zaman alırsa? Yinelenen bir ilk tur seçimin 20 günün içine tekrar sıkıştırılması mümkün olur. Ama 367 bulmadan üçüncü turu yapsanız bile bu birinci tur sayılır ve sonuçta seçim yapılamaz. Bu şekilde 20 gün süresi dolarsa da hiçbir başka karara gerek olmaksızın genel seçime gidilir. Diyelim ki bugün öğle saatlerinde 1'inci tur oylamanın yapılmamış sayıldığına dair bir karar çıktı? Otomatik olarak seçim Cumhurbaşkanlığı seçim süreci başladıktan sonra TBMM başka hiçbir konuyu görüşemez. 20 gün dolmadan genel seçim kararı alınabilir mi? Tek yol var, mevcut cumhurbaşkanı adayının istifa etmesi. Seçime gidilmek istenirse? Aday istifa etse de etmese de cumhurbaşkanlığı adaylık süreci yeniden başlamaz. Zaten parlamentoyu bu süreç otomatik olarak seçime götürür. Aday yerine yeni aday gösterilebilir mi? Gidebilir, ama sonuç alamaz. Böyle bir başvuruyu AİHM incelemeye dahi almaz. Çünkü bu konu AİHM'nin inceleme konuları arasına girmez.. AKP AİHM'ye gidebilir mi? "11'inci Cumhurbaşkanı hayırlı olsun" dersiniz. Ama yeni bir tartışma başlar... Gül'ün dosyalarından yargılanma durumu ortaya çıkar. Peki ya Mahkeme başvuruyu kabul etmeyip ikinci tura DYP'yle Anavatan da katılırsa? Cumhurbaşkanının bir milletvekili kadar dokunulmazlığı yoktur. O yüzden 55 vekilin Meclis soruşturması istemesi mümkündür. Salt çoğunluk, yani 276 oy sağlanırsa cumhurbaşkanları da Yüce Divan'a gidebilir. Unutmayalım ki Sayın Gül'ün iki suç dosyası bulunuyor. Bir cumhurbaşkanı yargılanabilir mi? Gül adaylığa atanan biri. Dolayısıyla herhangi bir yere kararla getirilenler aynı kararla geri çekilebilirler. Kilit isim Gül mü? Aslında bu söyleşinin tamamı ağır ve bazen sıkıntılı geçti. O yüzden böyle kişisel soruları "Magazin" olarak kabul etse de Kanadoğlu, "Ama anlıyorum, biraz da üst tarafa kaymak koymak gerekiyor" deyip yanıtladı: Gerekmedikçe gülmeyen biriyim. Kongre üyesi olacak kadar fanatik Fenerbahçeliyim.Seyahat etmeyi çok seviyorum. Özellikle Avrupa ve Asya ülkelerine...En sevdiğim şehir Paris. (Nedense Paris'i sevecek kadar romantik olacağınızı düşünmek zor deyince devam ediyor) Hayır, çok duygusalımdır. (Bu konuşmayı dinleyen, THY'den emekli eşi Bilge Hanım devreye giriyor) "Çok duygusaldır, televizyonda üzücü bir olay izlediği anda hemen gözleri dolar, hatta ağlar. Kaldı ki eğlenmeyi de çok sever."Klasik müzik dinlerim. En sevdiğim Beethoven'dır. Yapıma da uygun... Mozart desem uymaz.Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Tarık Zafer Tunaya, Sıddık Sami Onar'ın öğrencisiydim. Kitaba karşı hastalık derecesinde bağlılığım var. Okuma sırasının gelmeyeceğini dahi bilsem kitap alırım. Şu aralar Feruz Ahmet'in bir kitabını okuyorum. Daha çok tarih ve anı kitaplarını severim. Kabataş'ta Behçet Necatigil hocamdı. Onun sayesinde 1960 şiirine kadar iyi takip ettim, ama sonrasına biraz yabancı kaldım. Beethoven yapıma daha uygun TBMM Başkanı Arınç'la hayatı nasıl kesişti? Kubilay, 15. Tümen Komutanı ve Cahit Sıtkı Tarancı'yla ne ilgisi var? Ayşegül Nadir'i niçin reddetti?Masa örtüsünün üzerine dökülen vişne suyu nedir? 27 Nisan niçin muhtıra değil? Askerin açıklaması Mahkeme'nin kararını etkiler mi? YARIN:

KEŞFETYENİ
Nihal Candan gittikçe kilo kaybediyor! 'Kritik bir süreçte'
Nihal Candan gittikçe kilo kaybediyor! 'Kritik bir süreçte'

Cadde | 17.06.2025 - 07:27

Hastanede doğum günü kutlayan Nihal Candan'ın daha fazla kilo kaybettiği öğrenildi.

Yazarlar