"Başbakan özür dilemeli"

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, TBMM Toplumsal Barış ve Çözüm Süreci Araştırma Komisyonu’nun kurulduğunu hatırlatarak, komisyonun hazırladığı raporun içeriğine ilişkin bilgi verdi. Raporun AK Parti’nin terör konusundaki çarpık algısının kanıtı olduğunu savunan Yeniçeri, "Rapor terörün asıl aktörünü ve sorununu dışarıda bırakmıştır. Önyargılar, kişiler, sabit düşünceler ortadan kaldırıldığı zaman silahlı çatışma sona erecekmiş. Rapor gerçekte sorunun çözümünün terör örgütü hariç herkesten bekliyor" dedi.

Hazırlanan raporun ütopik bir temenninin metni olarak önlerinde durduğunu söyleyen Yeniçeri, komisyonun kaynak ve emek zafiyeti meydana getirdiğini savundu. Yüksek Seçim Kurulu’nun son aldığı kararla AKP’nin bir organı gibi çalıştığını öne süren Yeniçeri, "Bir sen eksiktin YSK. AKP sivil toplum kuruluş imparatorluğu, bir de sen eksiktin. YSK bakanlara bakanlıktan ayrılmadan seçim kampanyası yürütebilecekleri ve seçime girebilecekleri yolunda garip bir karar alabiliyor" dedi.

DERSHANE TARTIŞMALARI

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın dershanelerle ilgili yaptığı açıklamaları da hatırlatan Yeniçeri, "Söyle-inkar et, aç-kapa, bir adım ileri iki adım geri, hem nalına hem mıhına vurmak AKP klasiğidir. İstikameti belirsiz, ilkesiz ve iradesiz siyasi organizasyonlar oportünist ve pragmatist olurlar. Kararları güneşin doğmasıyla alır, batmasıyla da yürürlükten kaldırırlar" diye konuştu.

AK Parti’nin dershaneler konusunda Eylül 2015’e kadar karar almasının da siyasi bir karar olduğunu savunan Yeniçeri, "2015’in Haziran’ında genel seçimler olacağına göre muhtemelen sorun AKP’nin olmadığı bir iktidar tarafından çözülecektir. AKP bu kararla topu taca atmıştır, iyi de yapmıştır" ifadelerini kullandı.

2004 YILINDAKİ MGK KARARLARI

Yeniçeri, "AKP’nin kurmay heyeti 2004’te MGK’da alınan malum kararların altından imzalarının çıkmasıyla gerçekte suçüstü yakalanmışlardır. Bu kararların aynısını alan askerler Balyoz davasında müebbet hapis almışlardır" dedi.
Bavuldan çıkması muhtemel belgelerin AK Parti’de akıl tutulmasına neden olduğunu ileri süren Yeniçeri, "Nitekim Bülent Arınç bu konuda aba altından sopa gösterir gibi şu sözlerle bunları yayınlayan gazeteciyi ve gazeteyi tehdit ediyor; ’Sır ve gizlilik içinde kalması gereken belgelerin açıklanması, yayınlanması yasak. Bunu yapan cezai sorumlulukla karşı karşıya gelebilir ama eğer arkası da gelmeyecek olursa yasal olarak gereken yapılır’ dedi. Halbuki aynı bavulcu gazeteci, daha önce aynı yöntemle Balyoz davasını başlatan gizli belgeleri de kamuoyuna açıklamış ve mahkemeye teslim etmişti. O zaman AKP’nin çok etik kurmayları gizli belgelerin açıklanmasının yasak olduğu ve cezai bir yaptırımı olduğunu akıllarına dahi getirmemişlerdi" diye konuştu.

"İMZA ATTIYSA KATILIYOR DEMEKTİR"

Yeniçeri, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aynı şeyleri söyleyecek, ne desin? İmzası olduğu için Türk halkına dönüp özür dilemesi gerekiyor. ’Biz imzaladık ama işleme koymadık’ nasıl dersiniz. Siz, iktidarı elinde tutan güçsünüz. Türkiye’de siyasi bir iktidardan başka ikinci bir iktidar yoktur. Belirleyici yoktur. MGK kararlarının altına imzayı atmışsa, o görüşe katılıyor demektir. Bu görüşe katıldıklarını ya da katılmadıklarını açıklaması gerekir. CHP’li, MHP’li işadamlarını fişliyorsunuz. O belgelerde biliniyor. İşleme koymuşlar. Ömer Dinçer, gözlemiş, izlemiş. Bu konu daha çok su kaldırır, bunun altından kalkamazlar. Devlet içinde devlet gibi davranan iktidarın bizzat kendi iradesi altında hareket eden unsurlar var demektir. Sayın Arınç’a meydan okuyorum, gelsin televizyonda bunu tartışalım."