CHP, solcu değil, statükocu bir partidir

Öncelikle bu yazı dizisiyle solda yeni bir şeyler yapma gerekliliğini gündeme getirdiğiniz için sizi kutlamayı ihmal etmeyelim. Bu tartışma zeminine katılmak, düşüncelerimi paylaşmak isterim, çünkü kendimi Türkiye'deki paralize edilmiş binlerce solcudan biri sayıyorum.
Bugüne kadar Türkiye'de sol adına pek çok girişim yapıldı,parti kuruldu,kapandı,bu partiler CHP ve konjonktürel olarak onun mirasını paylaşan SODEP,SHP,DSP gibi partiler dışında yüzde 1'ler seviyelerinde oy aldılar seçimlerde. Bunu tek istisnası TİP deneyimidir. Ancak bu gelişme solcu bir partinin demokratik yoldan, yığınsal oy alarak parlamentoya girmesine, iktidar alternatifi olmasına hazır ve razı olmayan Amerikan ve Sovyet güçler tarafından engellendi. TİP, Amerika ve onun yandaşlarınca Komünist, Sovyetler ve onun yandaşlarınca Oportunist olarak suçlandı,mahkum edildi ve tarihten silindi.
CHP ve onun mirasını paylaşan,bugünkü CHP dahil partilerin ne kadar solcu oldukları ise tartışmalıdır. Adı ortanın solu diye konmuş,dünya siyasi literatüründe geçmeyen bir söylev ve iddia bu partileri gerçek sol partiler yapmaya yetmemiştir. Atatürk Devrimi ilerici,toplumcu,ulusalcı bir harekettir hiç şüphesiz. Ama Atatürk zamanında başlayan ulus devlet modeli,onun ölümünün ardından Kemalizm adı altında en çok ulusalcılığı önemsemiştir ve CHP'nin en önemli özelliği bu olmuştur. CHP amblemindeki altı oka bağlı bir statüko partisidir. Halkçıdır(popülisttir),Milliyetçidir(ulusalcıdır),Devletçidir(statükocudur),Devrimcidir(Atatürk'ün ölümüne kadar),Cumhuriyetçidir(gerçekten), Laiktir(çağdaştır). Bütün bu kavramların sol ideolojiyle akrabalıkları vardır. Ancak bu, kitlesel bir partiyi sol bir parti yapmaya yetmez. Evrensel sol ideolojiye sahip çıkmayan bir parti sol parti olamaz.
Nedir evrensel sol ideoloji?
1-) Eşitlik ilkesi. Toplumlar içinde bireyler, dünya üstünde uluslar eşittir. Bireyler arasında en önemli eşitlik fırsat eşitliğidir.
2-) Özgürlük ilkesi. Toplumlar ve onların içinde yaşayan bireyler kendi kaderlerini belirleme,siyasi görüş,yaşam biçimi, inanç sahibi olma ile bu konuları savunma özgürlüğüne sahiptirler. Yine dünya üstünde güçlü devletlerin zayıfları ezmesi,sömürmesi kabul edilemez. Her ulus özgürdür.

3-) Üretim araçları ilkesi. Başta emek olmak üzere üretim araçları özgürdür ve gerçek üretici kitlesi olan halka aittir. Sermaye bir üretim aracı olarak kabul edilir, serbest girişime,bireysel mülkiyet hakkına toplum kendi adına izin verir. Bu toplumsal ve anayasal bir mutabakattır.
4-) Toplumsal yarar ilkesi. Toplumsal yarar her zaman ve her koşulda bireysel çıkarın üstünde ve önündedir.
5-) Toplumculuk ilkesi. Buna kollektivizm de denebilir. Toplumculuk içinde koruma altına alınan bireysel hak ve özgürlükler,bireyselliği kollarken, bireyciliği reddeder. Sosyal adalet,sosyal eşitlik esastır. Yönetim sosyal politikalar yürütmekle sorumludur. Sosyal politikalarla bireylerin daha özgürleşmesi ve gelişmesi amaçlanır.
6-) Demokratiklik ilkesi.Dünya üstünde bugüne kadarki sol partiğin en zayıf halkasıdır. Bu ilke uyarınca toplum içinde bireyler seçme, seçilme, görüş belirtme, protesto hakkına sahiptir. Yönetim ve yasama halk adına halkın doğrudan katılımıyla seçilmiş temsilciler tarafından yerine getirilir. Toplum içinde siyaset hemen her bireyin ilgilenmesi gereken bir olgudur, politikacılık bir meslek değildir, seçilmiş temsilciler liyakat esasına göre, halk adına, toplum yararına. görev yaparlar. Parlamenterizm esasına dayalı, çok partili serbest seçim sistemi kabul edilen bir sistemdir.
7-) Paylaşım ilkesi. Toplumda üretim araçları tarafından üretilen artı değer eşitlik esasına göre paylaşılır. Bu paylaşım liyakat ve hak ediş biçimindedir. Çok çalışanın,çok üretenin çok kazanması esastır. Meslekler ve toplumsal kitleler arasında gelir adaletsizliği kabul edilemez. Haksız kazançlar ortadan kaldırılırken, aşırı kazançlar vergilendirme yoluyla törpülenir, toplumsal yarara dönüştürülür. Bu yapılırken toplumsal ve ekonomik dinamikler hassas bir şekilde gözetilir. Kapitalizmin toplumların önüne koyduğu en önemli sorunsal "önce üretim mi, önce paylaşım mı?" paradoksu eşit ve çok çalışmayla birlikte adil paylaşım ve sonuçta elde edilen maksimum artı değer ile aşılır. Üretimde verimlilik, paylaşımda adalet esastır.
8-) Adalet ilkesi. Adalet kavramı toplumları ve bireyleri güvence altına alır ve bağımsız yargı kanalıyla yaşama geçirilir. Herkesin başta yaşama olmak üzere temel hak ve özgürlükleri güvence altındadır. Hak arama hakkı istisnasız her bireyin sahip olduğu bir haktır.
9-) İnsan Hakları ilkesi. Uluslararası mutabakatlarla bağlanmış temel insan hak ve özgürlükleri dünya üstünde tüm toplumlar ve onları oluşturan bireyler açısından yaşamsal değerdir. Kimse ırk,din,dil,inanç,görüş,cinsiyet ayrımcılığına tabi tutulamaz.
10-) Evrensellik ilkesi. Sol ideoloji evrenseldir. Tüm dünya halkları kardeştir, bireyler arasında doğuştan gelen bir eşitlik sözkonusudur.
11-) Sınıf Bilinci ilkesi. Toplumdaki sınıflar arasında ayrımcılık,elitizm,gelir adaletsizlikleri kabul edilemez. Üretici sınıfı toplumun hakim sınıfıdır. Yönetici sınıfı yoktur. Dünya üstündeki üretici sınıflar arasındaki sıkı,adil,eşit işbirliği dünyayı daha yaşanır bir yer yapar.

12-) Laiklik ilkesi. Din istismarı istenmeyen bir durumdur. Herkes din ve vicdan hürriyetine sahiptir, bunun gereği ibadetini toplum sorumluluğu ve denetimi altında yerine getirir. İnanç ve inançsızlık toplumsal mutabakatla güvence altına alınmıştır.Din adamları sınıfı kabul edilmeyen bir olgudur. Laiklik demokrasinin vazgeçilmez bir unsurudur.
Bu ilkelerin sayısı arttırılabilir. Yukarıdaki bazı ilkelere itiraz da edilebilir. Çünkü dünya üstünde ne tek bir sol teori ne de tek bir sol pratik vardır. O sebeple tek bir soldan da sözetmek mümkün değildir. Esas olan her toplumun kendi solunu arayıp bulmasıdır. Yukarıda sayılan evrensel ilkeler sol ideolojinin ortak paydalarıdır. Bugüne kadar çıkarılan sonuçlar ve dersler itibarıyla toplumsal sol arayışa ışık tutabilir niteliktedir.
Türkiye'de nasıl bir sol sorusuna cevabı başka bir iletiye bırakmak istiyor, size girşiminizde başarılar, kolaylıklar diliyorum.