CHP'nin TEKEL işçileri hakkındaki önergesi reddedildi

TBMM Genel Kurulunda, CHP’nin, TEKEL ve TEKEL işçileri hakkında Meclis araştırması açılmasını öngören önergesi reddedildi.

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, TEKEL’in özelleştirilmesi sırasında pek çok işçinin mağdur olduğunu, özelleştirmenin sosyal boyutu üzerinde durulmadığını ifade etti.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in "işçilere merhametten" söz ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, hukuk devletinde merhametin değil hak kavramının mevcut olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "İşçiler, merhametin değil hak kavramının peşinde" diye konuştu.

İşçilere her türlü baskının yapıldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş’ın "işçilerin giydirilmiş ücretinin 3 bin 108 TL olduğunu söylediğini" ifade etti.

Kılıçdaroğlu, "İşçilerin 3 bin 108 TL falan istedikleri yok. 1500 TL ücrete razılar. Verin 1500 TL’yi bu iş bitsin" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, "devletin kasasını boşalttırmam" dediğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Hayali ihracattan yargılanan birisi AKP sıralarında oturuyor mu oturmuyor mu?" diye sordu.

MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, Başbakan Erdoğan’ın konuya ilişkin açıklamalarını eleştirerek, "Bir insan kendine sormalı, ne idim, ne oldum, ne olacağım?" dedi.

Bir parti başkanının, "Harun gibi geldiler, Karun oldular" dediğini ifade eden Uzunırmak, "İşçi çocuğu olarak geldi ama bugün villaları, gemicikleri var" diye konuştu.

Uzunırmak, TEKEL işçilerinin "Karun olalım" demediğini, özlük haklarıyla başka kamu kurumlarına geçmeyi istediklerini söyledi.

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, dışarda kar yağdığını belirterek, işçilerin durumu ile ilgili empati yapılmasını istedi.

Hükümetin işçilere "kölelik ve zorla çalışma dayattığını" iddia eden Kaplan, işçilerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmaları durumunda, Türkiye’yi "angaryadan" mahkum ettirebileceklerini ileri sürdü.

Kaplan, "Sayın Başbakan referandumu çok seviyor. Gelin, TEKEL işçilerinin durumunu referanduma götürelim. Sayın Başbakan, sizden merhamet değil, referandum istiyoruz. Buyrun, hodri meydan" diye konuştu.

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Anayasa dışında bir şeyin referanduma götürülemeyeceğini söyledi.

Özelleştirmenin hükümetleri döneminde başlamadığını, 1980’li yıllarda özelleştirmeden dolayı 35 bin işçinin sokağa atıldığını belirten Elitaş, bu işçilerin kendi dönemlerinde 4-C kapsamında istihdam edildiğini ifade etti.

Elitaş, TEKEL işçileri üzerinden siyaset yapıldığını da savundu.

Bir milletvekilinin, 1997 yılında emeklilik yaşını yükselten yasa kapsamına girmemesi için 14 yaşındaki oğlunu "çalışıyor gibi gösterdiğini" öne süren Elitaş, asgari ücret 25 bin TL iken, çocuğa 58 bin TL maaş ödendiğini ifade etti.

Elitaş, "Bu, içinize nasıl sindi. ’Okula giden çocuk, okullar açıkken çalıştı’ gibi göstermek dürüstlük değildir" dedi.

-TARTIŞMA- Elitaş’ın sözleri üzerine Kılıçdaroğlu ve Kaplan sataşma gerekçesiyle söz istedi. Oturumu yöneten Başkanvekili Sadık Yakut, önce "sataşma görmediğini" belirterek talebi reddetti, ancak Kılıçdaroğlu’nun, Elitaş’ın çocuk örneğiyle kendisini kastettiğini belirterek, ısrar etmesi üzerine söz verdi.

Kılıçdaroğlu, istememesine rağmen bateri çalan çocuğunun bir arkadaşının şirketinde çalıştığını belirterek, "Benim itirazıma rağmen olmuştur. Hiçbir zaman veremeyeceğim bir hesabım yok" diye konuştu.

Yeniden söz alan Elitaş ise Kılıçdaroğlu’nun isim vermeden "AK Parti sıralarında hayali ihracattan yargılanan milletvekili var" diyerek "iftira ettiğini" belirtti.

Kılıçdaoğlu ise aristokrat bir aileden gelmediğini, çocuğunun söz edilen dönemden önce de Didim’de plajlarda çalıştığını söyledi. Kılıçdaroğlu, hiçbir zaman nüfuzunu kullanmadığını kaydetti.

Kılıçdaroğlu, hayali ihracat iddiasıyla yargılanan milletvekilinin, AK Parti Rize Milletvekili Ali Bayramoğlu olduğunu, dokunulmazlık dosyalarına bakılması durumunda bunun görüleceğini söyledi.

BDP’li Kaplan ise Elitaş’ın, Anayasa dışındaki konuların referanduma götürülemeyeceğini söylediğini belirterek, "Bal gibi götürülür. Bunun hukuki yolu var" dedi.

Genel Kurulda, CHP’nin önerisinin reddedilmesinin ardından Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı kurulmasına ilişkin tasarının görüşülmesine başlandı.