Siyaset 'Fırat'ın doğusu' mesajı: Kaybedecek bir günümüz dahi yok

'Fırat'ın doğusu' mesajı: Kaybedecek bir günümüz dahi yok

02.10.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis açılışında Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon için kararlı konuştu. “Geldiğimiz noktada, kendi yolumuzda devam etmekten başka çaremiz kalmamıştır” diyen Erdoğan, “İşimiz kolay olmayacak” diye ekledi

Fıratın doğusu mesajı: Kaybedecek bir  günümüz dahi yok

TBMM, 2.5 aylık tatilin ardından yasama çalışmalarına dün başladı. 27. Dönem 3. Yasama Yılı sakin atmosferde açıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Genel Kurul’daki açılış konuşmasında, Suriye’de Fırat’ın doğusunda güvenli bölge oluşturulmasına ilişkin arzu edilen neticelerin alınamadığını ifade ederek, “Türkiye’nin artık bu konuda kaybedecek tek bir günü dahi yoktur. Geldiğimiz noktada, kendi yolumuzda devam etmekten başka çaremiz kalmamıştır... Birlikte çalışma imkânlarını sonuna kadar zorlarız, ama bu mümkün değilse de kendi yolumuzu açarız, nitekim şu anda açmaya da başladık. Hiç şüphesiz işimiz kolay olmayacak” dedi.

Erdoğan, dün TBMM’nin 27. Dönem 3. Yasama Yılı açılışında yaptığı konuşmada, gündeme ilişkin şu mesajları verdi:

SÜREKLİ GÜNCELLEYEREK: Meclisimizin gayreti, milletimizin takdiriyle hayata geçen yeni yönetim sistemimiz, artık sorunlarımızı herhangi bir müdahaleye meydan vermeden, demokrasinin imkânlarıyla çözebileceğimizin en büyük ispatıdır. Bir yılını geride bıraktığımız Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini, sürekli güncelleyerek, sürekli geliştirerek bizden sonraki nesillere en büyük mirasımız olarak bırakacağımıza inanıyorum.

İŞGAL AMAÇLI DEĞİL: Sınırlarımız dışındaki hiçbir faaliyetimiz işgal, ilhak, istismar amaçlı değildir. Kendi güvenliğimiz, huzurumuz ve refahımız adına neyin peşindeysek, yakındaki ve uzaktaki tüm dostlarımız için de aynı mücadeleyi veriyoruz.

İLANİHAYE MİSAFİR ETMEYECEĞİZ: Sınırlarımız içinde yaşayan 3 milyon 650 bin misafirimizin yol açtığı ekonomik, sosyal ve kültürel sınamaların tabii ki farkındayız. Milyonlarca sığınmacıyı ilanihaye kendi topraklarımızda misafir etmeye devam etmek gibi bir düşüncemiz de yoktur. Yaklaşık 8 yıldır ülkemizde misafir ettiğimiz bu insanların evleri, yurtları, vatanları zaten vardır. Bize düşen, sığınmacıların bir an önce kendi ülkelerinde hayatlarını sürdürebilecekleri güvenli bir iklimi oluşturmaktır.

360 BİNİ BULDU: Söze gelince herkes güvenli bölgeyi memnuniyetle karşılarken, maalesef, hiçbir ülke atılacak somut adımlar konusunda elini taşın altına koymadı. Güvenli hale getirdiğimiz yerlere geri dönen Suriyeli sığınmacı sayısı 360 bini buldu. Yaklaşık 4 milyon kişinin yaşadığı İdlib’eki kırılgan durumu kontrol etmek için de tüm taraflarla yakın işbirliği halinde çalışıyoruz. Fırat’ın doğusu olarak ifade ettiğimiz bölgeyle ilgili uzun ve zahmetli bir süreç yaşadık. Suriye’deki mevcudiyetimizin tek sebebi, sınırlarımıza yönelik terör tehditlerinin, aynı zamanda ülkemizdeki Suriyelilerin geri dönüşlerini de engelleyen bir bariyer haline dönüşmüş olmasıdır. Türkiye, dayatmayı, şantajı, alçakça bir oyunu kabul edecek kadar aciz bir ülke midir? Türkiye, bir takım nevzuhur devletlere yapıldığı gibi, masa başında yazılan senaryoların figüranlığını yapacak kadar köksüz bir ülke midir? Şayet böyle olduğunu düşünenler varsa, hiç kusura bakmasın, milletimizi de, bizi de tanımıyor demektir.

BAŞKA ÇARE KALMADI: Açık ve net söylüyorum, biz bu dayatmaya, bu senaryoya rıza göstermeyiz. Millet olarak gerekirse ser veririz ama istiklalimizden ve onurumuzdan kesinlikle taviz vermeyiz. Türkiye’yi, terör örgütünün tasfiyesi ve Suriye topraklarının sığınmacılar için güvenli hale getirilmesi konusunda yıllardır oyalayanların bizzat yüzlerine, artık bu oyunun sonunun geldiğini defaatle söyledik. Sınırlarımızın bitişiğindeki sıkıntıyı müttefiklerimizle birlikte çözmek için her yolu denedik, ziyadesiyle sabırlı davrandık, kararlılığımızı da sürekli ifade ettik. Özellikle Fırat’ın doğusunda bu yöntemle arzu ettiğimiz neticelerin hemen hiçbirine ulaşamadık. Türkiye’nin artık bu konuda kaybedecek tek bir günü dahi yoktur. Geldiğimiz noktada, kendi yolumuzda devam etmekten başka çaremiz kalmamıştır.

PLANLARIMIZ HAZIR: Menbiç dahil, Fırat’tan Irak sınırına kadar oluşturacağımız 30 kilometre derinliğindeki güvenli bölgede 1 milyonu yeni yerleşim yerlerinde, 1 milyonu mevcut yerlerde olmak üzere, 2 milyon kişiyi iskân etmeyi planlıyoruz. Planlarımız hazır proje çalışmalarımız hazır. Bunları devlet başkanları ile hükümet başkanları ile hepsini BM Genel Kurulu’ndaki ikili görüşmelerde paylaştım. Uluslararası toplumun desteğiyle inşa edeceğimiz 5 bin nüfuslu 140 köye ve 30 bin nüfuslu 50 ilçeye bir milyon kişi yerleştireceğiz. Kurulacak köyler ve ilçelerle ilgili ön çalışmaları yaptık, yerleri tespit ettik, maliyetleri çıkardık. Bölgeyi terör örgütünün işgalinden kurtarır kurtarmaz, inşallah, uluslararası toplumdan alacağımız destekle derhal işe başlayacağız. Birlikte çalışma imkânlarını sonuna kadar zorlarız, ama bu mümkün değilse de kendi yolumuzu açarız, nitekim şu anda açmaya da başladık.

‘Bir gece ansızın’

Erdoğan, Meclis’ten ayrılırken Suriye mesajlarının sorulması üzerine de, “Bir gece ansızın gelebiliriz” yanıtını verdi.

ORTAK PAYDADA BULUŞMA ÇAĞRISI

Terörle ve şiddetle arasına mesafe koyan tüm kesimleri, milli meselelerde aynı ortak paydada buluşmaya davet ediyoruz. Bu hissiyatla hareket eden herkesle ülkemizin, bölgemizin ve dünyanın tüm meselelerini konuşmaya, görüşmeye, birlikte hareket etmeye hazırız. Milletimizin ve onların temsilcileri olan siz milletvekillerinin sesine hiçbir zaman kulağımızı ve yüreğimizi kapatmadık, kapatmayacağız. Yeter ki siyasi konulardaki rekabetimizi ve farklılıklarımızı, ülkemize ve milletimize karşı olan sorumluluklarımızın önüne geçirmeyelim. İnşallah önümüzdeki yasama dönemi, Meclis çatısı altında bu yönde örnek bir iş birliği sergileyeceğimiz bir devir olarak tarihe geçecektir. Siyaset yaparken de Meclis çalışmalarını yürütürken de hepimiz önce bu ülkeye ve millete karşı sorumlu olduğumuzu unutmayacağız.

‘Farklılıklara rağmen el birliği yapmalıyız’

TBMM Genel Kurulu, dün Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un başkanlığında toplandı. 27. Dönem Üçüncü Yasama Yılı’nın açılışı dolayısıyla sunuş konuşması yapan Şentop, TBMM’nin 100. yıl dönümüne giderken, yoğun bir tempoyla ve zor şartlar altında çalıştığını kaydetti. Şentop, “Bu çalışma temposunun daha da artacağına; daha uyumlu ve gayretli bir yasama yılı geçireceğimize, oturumların ve siyasetin 100. yılın manasına uygun olarak daha da verimli seyredeceğine kanaatim tamdır” dedi.

Fıratın doğusu mesajı: Kaybedecek bir  günümüz dahi yok



‘En yıkıcı düşman’

Şentop, şöyle devam etti: “Demokrasimizin değeri ve anlamı üzerinde dururken, demokrasi dışı arayışları, özellikle şiddeti siyasi bir yöntem sayan ve bu yolla şiddeti meşrulaştırmaya yönelen çarpık anlayışın içerdiği tehlikeye işaret etmeyi de elzem görüyorum. Gerekçesi, yöntemi ve şekli ne olursa olsun şiddet, demokrasimizin ve siyaset kurumunun en yıkıcı düşmanıdır. İçinde şiddetin yaygınlaştırılmasına ve onaylanmasına dair niyet taşıyan her söylem, Türkiye’ye suikasttır ve ortadan kaldırılmayı hak etmektedir. Sırtını şiddete dayayan, varlığını çatışmaya borçlu olan her yapı, milletimizin iradesi karşısında er veya geç, ama mutlaka mağlup olacaktır.”

100. yıl vurgusu

Dünyanın büyük dönüşümlere gebe olduğuna dikkati çeken Şentop, bu şartlar altında Türkiye’nin, değişmiş, gerçekliğini kaybetmiş, artık var olmayan bir dünyanın yapay dengelerine değil, yeni şartların icabına ve sadece milli çıkarlarına uygun hareket etmek kararında olduğunu bildirdi. Şentop, sözlerini şöyle tamamladı: “Doğu Akdeniz’de, Ortadoğu’da ve bütün coğrafyalarda yegane ölçümüz, milletimizin şerefini ve menfaatlerini, dünya barışını ve bütün insanlık için adaletin gerçekleşmesini esas alarak hareket etmektir. Yüce Meclisimizin kuruluşunun 100. yıl dönümünde milletimizin bizden beklentisi de fikir ve telakki farklılıklarımıza rağmen bu yolda mutabakatla hareket etmemiz, milli çıkarlarımızın tahakkuku için el birliği yapmamızdır. 100. yılını idrak eden bu yüce ve gazi Meclis’in her bir mensubunun bu beklentiye uygun davranacağına inanıyorum. Coğrafyaları şekillendiren, tarihe düzen veren milletimizin dünyaya ve insanlığa söyleyeceği söz bitmemiştir. Bilakis milletimiz, kargaşayla malul yeni dünyada sözünün tesiri gittikçe artan ve daha da artacak bir konumdadır. Milletimize ve Türkiye’ye bu gerekçeyle düşmanlığa yeltenenler, kisveleri, gayeleri ve dayanakları ne olursa olsun kaybetmeye mahkûmdurlar.”

‘Enflasyon tek haneye inecek’

Faizler, bir önceki yıl sonuna göre bugün, ticari kredilerde 10 puan, konut kredilerinde 15 puan, ihtiyaç kredilerinde 13 puan gerilemiştir. Faizlerin düşmeye başlamasıyla, konut başta olmak üzere piyasalarda canlanma gözlenmiştir. Enflasyonda, TÜFE yüzde 25’ten yüzde 15’e, ÜFE ise yüzde 45’ten yüzde 13,5’e geriledi. Önümüzdeki günlerde yeni verilerin açıklanmasıyla, enflasyonun yeniden tek haneli rakama ineceğine inanıyorum.

IMF MESAJI:
Bu gelişmeler, OECD ve IMF gibi uluslararası kuruluşları, ülkemizin büyüme tahminlerini olumlu yönde revize etmeye yöneltiyor. Ekonomik olmaktan ziyade siyasi kriterlerle perde gerisinden ülkeleri yönetmeye kalkan IMF defterini açılmamak üzere Mayıs 2013’te kapattık.

Yargı paketinde uzlaşma mesajı

Yargı Reformu Strateji Belgesi’nin ilk paketinin hazırlıklarını tamamladık. Böyle önemli bir konunun, Meclis’te mümkün olan en geniş uzlaşmayla tartışılması ve kabul edilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Paketi yenileri takip edecek. Yasamanın, yürütmenin ve yargının kendi içinde bağımsız olmaları, devletin başı olan Cumhurbaşkanı’nın öncülüğünde belirli amaçlar için işbirliği içinde çalışmalarına mani değildir. Elbette Cumhurbaşkanı, milletvekillerinin yerine geçip kanun çıkarmaya, hâkimlerin yerine geçip hüküm vermeye kalkacak değildir. İdeolojik saplantılar ve günlük siyasi çıkarlar uğruna bu dengeyi bozmaya yönelik söz ve eylem içine girenler bize değil, ülkeye ve devlete zarar verdiklerini bilmelidirler.

‘Deprem değil bina öldürür’

Geçtiğimiz hafta, İstanbul’da yaşanan 5,8 büyüklüğündeki deprem, bize karşı karşıya bulunduğumuz tehlikeyi bir kez daha hatırlatmıştır. ‘Deprem değil bina öldürür’ gerçeği, her depremde bir kez daha yüzümüze adeta şamar gibi inmiştir. Bugüne kadar 1 milyon 112 bin yapının dönüşümünü başlattık, önemli bir kısmını da bitirdik. Şimdi önümüzde yaklaşık 1,5 milyon acil dönüşüm bekleyen yapı var. Her yıl 300 bin konutu devlet ve özel sektör olarak inşa ederek, 5 yılda bu acil dönüştürülmesi gereken yapıları yenilemeyi planlıyoruz. Henüz istediğimiz seviyeye ulaşamadığımız bir gerçek olmakla birlikte, bugün Türkiye’nin 17 yıl öncesine göre afetlere daha hazırlıklı olduğu bir gerçektir.

Yeni yasama yılı sakin başladı

Fıratın doğusu mesajı: Kaybedecek bir  günümüz dahi yok



Türkiye Büyük Millet Meclisi 2.5 aylık tatilin ardından yasama çalışmalarına dün başladı. Açılış dolayısıyla Meclis’teki Atatürk Anıtı önünde tören düzenlendi. TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un anıta çelenk koymasının ardından Polis Bandosu eşliğinde saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı okundu. Törene, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, TBMM başkanvekilleri Süreyya Sadi Bilgiç, Mithat Sancar, Levent Gök ve Celal Adan, AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı, AK Parti Grup başkanvekilleri Özlem Zengin, Cahit Özkan ve Mehmet Muş, CHP Grup başkanvekilleri Engin Altay ve Engin Özkoç, MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, İYİ Parti Grup Başkanı Orhan Çakırlar, İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, TBMM Başkanlık Divanı üyeleri, milletvekilleri ile TBMM bürokratları katıldı.

Sakin bir atmosferde gerçekleşen TBMM’nin 27. Dönem 3. Yasama yılı açılışı dolayısıyla Genel Kurul, Şentop başkanlığında toplandı. İlk konuşmayı Şentop yaptı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni yasama yılı açılışı dolayısıyla 15.06’da Meclis’e geldi. Erdoğan, 2,5 aylık aranın ardından yeni yasama yılı açılışı için TBMM’de bulundu. Erdoğan, TBMM Başkanvekili Celal Adan tarafından törenle karşılandı. Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Onur Kıtası’nı selamlayan Erdoğan, şeref merdivenleri ve holünde kendisini karşılayan milletvekilleri ve vatandaşlarla tokalaştı. Erdoğan, daha sonra Genel Kurul Salonu’nun arkasındaki başkanlık odasında ağırlandı.

Ayağa kalkmadılar

Şentop’un daveti üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkanlık Divanı kürsüsünden geçerek konuşmasını yapmak üzere Genel Kurul salonuna indi. AK Parti, MHP ve İYİ Partili vekiller Erdoğan’ı ayakta karşılarken CHP ve HDP’li milletvekillerinin ayağa kalkmaması dikkati çekti. İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra Erdoğan konuşmasını yaptı.

Erdoğan, konuşmasını sürdürürken, “Elbette, Cumhurbaşkanı, milletvekillerinin yerine geçip kanun çıkarmaya, hâkimlerin yerine geçip hüküm vermeye kalkacak değildir” dedi. Bunun üzerine Erdoğan’a, HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, “Yapma ya” diye laf attı.
Erdoğan’ın konuşması sonrası Danışma Kurulu kararıyla Genel Kurul başkaca bir konuyu görüşmeden çalışmalarını tamamladı. Ardından Erdoğan, Şentop, bazı AK Parti ve MHP grup başkanvekilleri ile milletvekilleri Genel Kurul salonunun arkasındaki başkanlık makamına geçti.
Buradaki toplu sohbet yaklaşık yarım saat sürdü. Erdoğan daha sonra, Şentop tarafından resmi törenle Meclis’ten uğurlandı. Milletvekilleri, sıralarına konulan kırmızı karanfillerle karşılandı. Genel Kurul’a ilk gelen lider HDP Eş Başkanı Sezai Temelli oldu.

Temelli’nin ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Genel Kurul’a geldi. CHP’li vekiller, Kılıçdaroğlu’nu ayakta alkışlarla karşıladı. AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ın Genel Kurul salonuna girişinde de bazı AK Partili vekiller ayağa kalkarak Yıldırım’ı alkışladı.

Silahla intihar ettiği iddia edilen Özbekistan Cumhuriyeti vatandaşı 23 yaşındaki Nadira Kadirova’nın şüpheli ölümü ile gündemde olan AK Parti İstanbul Milletvekili Şirin Ünal da Meclis’in açılış oturumuna katıldı.

Açılışı evinden izledi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, rahatsızlığı nedeniyle TBMM Genel Kurulu’nun 27. Dönem 3. Yasama Yılı açılışını evinden takip etti.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, üst solunum yolları enfeksiyonu dolayısıyla rahatsızlık geçiren Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin istirahat süresinin uzatıldığını ve bu nedenle yeni yasama yılının başlaması dolayısıyla TBMM’de gerçekleştirilen etkinliklere katılmadığını bildirdi. Yalçın, yazılı açıklamasında, üst solunum yolları enfeksiyonu dolayısıyla rahatsızlık geçiren Devlet Bahçeli’nin hastanede kısa süreli bir tedavi gördüğünü ve daha sonra da evinde istirahate çekildiğini hatırlattı.

Fıratın doğusu mesajı: Kaybedecek bir  günümüz dahi yok



Yalçın, TBMM’nin açılışı dolayısıyla meydana gelecek hareketlilik ve siyasetin yoğun gündemi dolayısıyla hastalığının nekahet döneminde yaşayabileceği öngörülen aşırı yorgunluktan uzak kalması gerektiği değerlendirilen Bahçeli’nin istirahatinin, doktorlarının tavsiyesi üzerine birkaç gün daha uzatıldığını belirtti. Yalçın, “Bununla beraber, Sayın Genel Başkanımız hızla iyileşmekte, kendilerinin sağlık durumu iyiye gitmektedir. Kamuoyuna ve camiamıza saygıyla duyurulur” ifadesini kullandı. Bahçeli’nin yanı sıra HDP Eş Başkanı Pervin Buldan ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de sağlık sorunları nedeniyle, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da partisinin Başkanlık Divanı toplantısı nedeniyle açılış toplantısına katılmadı.

Yazarlar