Siyaset'Kıyafet yönetmeliği laik eğitimi yok etme girişimidir'

'Kıyafet yönetmeliği laik eğitimi yok etme girişimidir'

28.11.2012 - 15:08 | Son Güncellenme:

.

Kıyafet yönetmeliği laik eğitimi yok etme girişimidir

CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, ilk ve orta öğretim kurumlarında serbest kıyafet yönetmeliğine ilişkin “Burada temel amaç, hiç kimse kafasını gömmesin, 4+4+4 yasasıyla delik deşik edilen eğitim birliği ve laik eğitim kavramlarını tamamen yok etme girişimidir” dedi.

Haberin Devamı

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Başkanlığında genel merkezde toplandı. Koç toplantı devam ederken yaptığı basın toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Muhteşem Yüzyıl” dizisine ilişkin açıklamalarını değerlendirdi. Başbakan’ın bu kadar önemi iç ve dış sorunu bırakıp bir diziyi “diline doladığını” ifade eden Koç, “Beğenen izler, beğenmeyen izlemez sonuçta sanattır. Sayın Başbakan’ın yaşamın her alanına müdahale etme hakkını kendinde görme mantığı çok yadırgatıcı” diye konuştu.

Koç, Başbakan’ın diziyi eleştirirken Kanuni Sultan Süleyman’ın 30 yıl at üzerinde geçirdiğini söylediğini belirtti ve basın mensuplarına Kanuni Sultan Süleyman’ın atın üzerinde yer aldığı resim ile Başbakan Erdoğan’ın attan düştüğü anı gösteren fotoğrafı birlikte gösterdi.

Haberin Devamı

Koç, “Bu at takıntısı nereden geliyor aklınıza gelebilir. Sayın Başbakanın geçmişinde gerçekten atlarla ilgili kötü anılar var. Bu takıntı da oradan geliyordur. 30 yılı bırakın 5 saniye bile atın üzerinde duramayan ve kendisini yeni dönemde başkanlık arayışlarıyla padişahlık biçen bir Başbakan’ın manzarası da ortaya çıkıyor” dedi.

-MEB YÖNETMELİĞİ: “KİMSE SAF OLMASIN”

Koç, ilk ve orta öğretim kurumlarında serbest kıyafet yönetmeliğe ilişkin ise, “AKP çocuklarımız üzerinden toplum mühendisliğine maalesef devam ediyor” değerlendirmesinde bulundu. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in de eğitim düzenine bakış açısının çok açık bir şekilde ortada olduğunu söyleyen Koç, “Yıllarca bu kadroların asıl amaçlarının maskelenerek yapılanları görmezden gelen ve iyimser yorumlar yapan çevrelerin bu konuda da aynı şekilde aymazlıkla bakar körlüklerine devam ettiklerini görüyoruz” dedi. Koç, “Burada temel amaç, hiç kimse kafasını gömmesin, 4+4+4 yasasıyla delik deşik edilen eğitim birliği ve laik eğitim kavramlarını tamamen yok etme girişimidir. Kimse bu konuda saf olmamalı, konuyu başka yönlere ağırlık vererek tartışmamalı. Bu şekilde varılmak istenen ilk ve orta öğretimde; mahalle, çevre, okul ve yandaş öğretmen baskısıyla güya kıyafette serbestlik getiriliyor ama, başka bir tek tip kıyafete gidişi zorlamaktır” diye konuştu.

Haberin Devamı

Başbakan’ın ‘herkes kendi ekonomik gücüne göre çocuğuna, çoluğuna istediği giysiyi giydirebilir’ dediğini belirten Koç, “Başbakan siyasete adım attığında yoksul bir tabandan geldiğini ifade etti. Hem kendisi, ailesi ve çevresi zenginleştikten sonra o yoksul tabandan koptu. Ama siyaseten o yoksul tabanı sömürmeye devam ediyor” dedi.

-“GİZLİ MANTIK”

Halkın, velililerin süreçten rahatsız olduklarını ifade eden Koç, “Tek tip kıyafetin amacının ilk ve orta öğretimde çocuklar arasında bir ayrışma yapmamaktır. Getirilen yönetmelikle, çocuklarımızın obje olarak alındığı ve kendi siyasi tasarruflarını, toplum mühendisliklerini çocuklarımız üzerinden yaşama geçirmeye çalışan bir gizli mantık bunun arkasında yatıyor” diye konuştu.

Koç, esas olarak yönetmeliğin siyasi yönünün önemli olduğunu vurgularken, “Siyasi yönü tehlikeli bir gidişi işaret ediyor. Yani başka bir yaşam biçimi çocuklarımız üzerinden topluma dayatılmaya çalışılıyor. Kıyafet serbestisi getiriliyor ama dolaylı olarak bir başka tek tip kıyafet zaman içinde zorunlu hale getirilmeye çalışıyor” dedi.

Haberin Devamı

Yönetmeliğin uygulanmasında mağduriyet duyacak sendikaların, derneklerin idari yargıya başvuracaklarını söyleyen Koç, “Biz de süreci ana muhalefet partisi olarak belirttiğim noktalarda, olayın ciddiyetinin altını çizerek takip etmekte kararlıyız” diye konuştu.

-“SURİYE OPERASYONU BİR NATO OPERASYONUNA DÖNÜŞMÜŞTÜR”

Koç, Türkiye’nin NATO’dan talep ettiği Patriot füzelerine ilişkin ise, İran tarafından “Ankara’da şunu bilmelidir, eğer Patriot’lar Suriye’ye yapılacak bir müdahale için hazırlıksa, Ankara eskisinden çok daha fazla bedel öder ve Türkiye çok büyük zarar görür” şeklindeki açıklamaya dikkat çekti. Koç, bu son gelişmelerle beraber, Türkiye topraklarında artık NATO gücü de olsa yabancı askerler bulunacağını belirterek, kendi topraklarında konuşlandırılan, kumanda sistemleri kendi kontrolünde olmayan bir askeri birim ve füze bataryası talebinin doğrudan Türkiye’den gelmesinin önemli olduğunu ifade etti.

Haberin Devamı

“Suriye operasyonu bir NATO operasyonuna dönüşmüştür” diyen Koç, “Bu Patriotlar sadece Türkiye’nin savunması için değil aynı zamanda İsrail’in savunması için Türkiye topraklarında konuşlandırılmaktadır” dedi.

-“MOSSAD’DAN TÜRKİYE’YE TEŞEKKÜR”

Koç, İsrail’in Patriotların Türkiye’de konuşlanmasına en çok sevinen ülkelerin başında geldiğini ifade ederek, İsrail İstihbarat Örgütü MOSSAD’a yakın bir internet sitesi olduğunu söylediği ‘Debka’ isimli internet sitesinde bir analiz metninden bahsetti. Koç, analizde “Patriotların bir ABD-Türkiye ortak operasyonu olduğundan ve Suriye’ye yönelik ortak harekatın İsrail’i de rahatlattığının” ifade edildiğini söyleyerek, ayrıca NATO’nun da devreye girmesiyle Suriye’ye yönelik operasyonun Gazze’yi dikkatlerin gerisine ittiğinin kaydedildiğini belirtti. Koç, bu nedenle analizde “Teşekkürler Türkiye” ifadelerinin yer aldığını belirterek, şöyle devam etti:

“İsrail rahatlıyorsa, adeta MOSSAD üstü örtülü olarak değil, alenen teşekkür ediyorsa bütün bu operasyonların Malatya’daki radar üssünün, Suriye sınırına yerleştirilen Patriotların asıl kime yarar sağladığını artık herkesin net bir şekilde görmesi gerekiyor.

Başkalarının kontrolündeki bir kumanda işleviyle, Türkiye her an iradesi dışında istemediği bir çatışmanın içine itilebilir. Bu konuda CHP’ye ve Türk halkına ciddi sorumluluklar düşüyor. Bu konudaki uyarılarımızı dikkatle ülkemizin ulusal çıkarları doğrultusunda yapmaya devam edeceğimizi ifade etmek istiyorum.”

-“FİŞLEMENİN BEDELİ ŞAN’A MI ÖDETTİRİLDİ?”

Koç, intihar eden Hozat İlçe Emniyet Amiri Çağlar Şan’la ilgili ise, bu konunun üzerinde yeterince durulmadığını belirterek, “Ölümün ardındaki gizlilik ve sis perdesi kendisini koruyor. CHP olarak bu intihar olayının ardındaki karanlığın araştırılmasını istiyoruz” dedi. Koç, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in “Hozat’ta vatandaşlar ne zamandan beri fişleniyor? Fişlenme yıllara dayanıyorsa bedeli, Şan’a mı ödettirildi? Hozat’a gönderilen mülkiye müfettişi Kemal Çeber, daha önce Hozat’ta kaymakamlık yaptıysa bu hangi yıllardadır? Çeber döneminde fişlenme yapıldığı gerçek midir?” sorularına yanıt vermesini istedi.

-“DOKUNULMAZLIK KONUSUNDA GÖRÜŞLERİMİZ AÇIK VE NET”

Koç, dokunulmazlıklar konusunda ise CHP’nin tavrının açık ve net olduğunu yineleyerek; Anayasanın 83. maddesinin tamamen değiştirilmesi ve milletvekilliği dokunulmazlığının sadece kürsü dokunulmazlığı ile sınırlı kalması gerektiğini kaydetti. Koç, “Başbakan ne zaman esip gürlese, ne zaman hedefine birilerini koysa bilin ki perde arkasında o konuyla ilgili başka yerlerle bir şekilde tavizler veren görüşmeler yapıyordur, ya da yaptırıyordur” ifadelerini kullandı.

-ANADİLDE SAVUNMA: “AKP’NİN GETİRDİĞİ ÖNERİ BİR TESLİMİYETTİR”

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Koç, CHP’nin Darbe Komisyonu Raporu’nun içeriğine katılmadığı yönünde bir açıklama yaptığının hatırlatılarak, “Önümüzdeki dönemde daha uzun çalışan yeni bir komisyon kurulması yönünde teklifiniz olacak mı?” sorusu üzerine Koç, CHP’nin komisyonda geniş bir muhalefet şerhi yazacağını belirtti.

Koç, anadilde savunma hakkını öngören tasarıyla ilgili CHP’nin görüşlerinin sorulması üzerine ise şunları söyledi:

“Bizim söylediğimiz şudur; CMK 202 bugün, bu çerçevede tartışılıyor. Bu açlık grevleri ve sonrasında gelişen olaylarda Başbakan’ın, BDP’lilerin daha önceki bir olayla ilgili fezlekelerini de gündeme getirerek esip, gürlemesi bir yana, perde arkasında BDP’nin illegal boyutuyla görüşmeler yapılarak, sürecin bir yere taşındığı ve daha sonra anadilde savunma mantığının kamu alanında da bir başka dili resmi dil olarak tanınmaya götürecek adımları attıklarını gösteriyorlar. Bunu 30 Eylül’deki AKP kongresinde ortaya koydukları çalışma raporunda da ifade etmişlerdi. Başbakan ne kadar esip gürlerse gürlesin, perde arkasında her türlü tavizi veren bir mantık yatıyor. CHP İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi, 3. bendindeki kavramı CMK 202’ye monte edecek bir öneriyi de getiriyor. AKP’nin getirdiği öneri bir teslimiyettir. Perde arkasında yapılan pazarlıklarda bunlar var. Oslo protokolünde bunlar var. Bunlar bu kürsüden 9 madde olarak açıklandı, izledikleri stratejinin kilometre taşları orada ifade edildi. Şimdi hepsini uyguluyor.”

KEŞFETYENİ
Beckham çiftine şok suçlama! Krizin detayları belli oldu
Beckham çiftine şok suçlama! Krizin detayları belli oldu

Cadde | 07.05.2025 - 11:37

Beckham ailesinde sular durulmuyor. David ve Victoria Beckham çiftinin iki oğlu Brooklyn ve Romeo Beckham'ın artık birbirleriyle konuşmadığı ortaya çıkmıştı.

Yazarlar