SiyasetMHP’nin doğusu ‘öze dönüş’ batısı ‘yeni’nin peşinde

MHP’nin doğusu ‘öze dönüş’ batısı ‘yeni’nin peşinde

23.10.2010 - 00:40 | Son Güncellenme:

Selçuklu coğrafyasında milliyetçi ve muhafazakâr değerler öne çıkarken sahillerde günün ruhunu kavrayan politikalara vurgu yapılması isteniyor.Herkesin müttefik olduğu konu ise parti içi eğitimin önemi

MHP’nin doğusu ‘öze dönüş’ batısı ‘yeni’nin peşinde

"Biz neden hâlâ, 'MHP baraj üstü mü, altı mı' diye tartışıyoruz. Türk milliyetçiliği yanlış bir fikir olduğu için millet savunmuyor diyebilir miyiz? Hayır, en başta ben diyemem. İkinci ihtimal, doğru fikri sunduğumuzu sandığımız millet, milli değerlerine bağlı Türk milleti değil. Bunu söylemek de bir milliyetçinin yapabileceği bir şey değil. Demek ki tek bir ihtimal kalıyor; doğru fikri doğru millete yanlış kadrolarla, yanlış metotlarla götürdük"
Kıdemli bir ülkücünün bu sözleri, camiada yaygın bir düşünme biçimini özetliyor aslında. MHP'de ne zaman "başarısızlık" diye nitelenebilecek bir gelişme olsa ya da "başarı"nın geciktiği düşünülse, ilk konuşulmaya başlanan şey, "öze dönüş" oluyor. Zaten, Devlet Bahçeli de, 1997'de Genel Başkan olduğu Kongre'yi, 1999'da da iktidar ortağı olduğu seçimleri "öze dönüş" sloganıyla ve "öze dönüş koalisyonu" kadrolarıyla kazanmıştı.

GECİKMİŞ TARTIŞMA “HANGİ BİZ”?
Referandumdan seçime doğru yol alınırken MHP, yine benzer tartışmaları yaşıyor: "Özden uzaklaşma", "öze dönüş", "öz kadrolar"... Ama bu sefer, kanatları, sözcüleri ve liderleri oluşmamış, gruplar halinde örgütlenmemiş olsa da, daha geniş bir yelpazede yürüyor tartışma. "Dönülecek öz hangi öz? Öz kadrolar kim?" "MHP kimin partisi?" sorusunda olduğu gibi, "MHP neyin partisi?" sorusuna da öneriler muhtelif. Kristalize olmuş, ortaklaşa hale gelmiş çözüm formülleri henüz yok.
Uzun yıllar MHP'de yer almış bir ülkücü, ideolojik belirsizliği şöyle çiziyor: "Biz o zamanlar Marksist ve liberal politikalar arasında bir çıkış yolu arıyorduk ve ona ne dedik; ‘Milliyetçi Toplumcu Hareket’. Doğru, yanlış buna girmiyorum ama bir söylemimiz vardı, şimdi maalesef yok. Son 15 yılda yayımlanmış bir tane MHP kaynaklı kitap var, hareket kitapsızlaşıyor. Hareketin kitabı yok"
MHP Genel Başkan Yardımcısı, Mehmet Ekici de, "öz tartışmalarının" nedenlerini 12 Eylül 1980'e kadar götürüyor: "Milliyetçilik, sündürülen ve faşistleştirilmeye çalışılan bir kanal olarak karşımıza çıktı. Muhafazkarlık diye bir kavram yükseltilmeye başlandı. Liberal kavramının altına herkes, en çok da ideoloji kaçkınları girdi. Öyle bir ideolojik saldırı aldık ki, bizim dışımızdaki bir grubun buna direnebilmesi mümkün değildi. Bütün bunlara rağmen hem ideolojik, hem siyasi anlamda yenilenerek ayağa kalkabildik. Çok pahalı bir başarıdır bu". Ancak süren tartışmalar, sürecin hala tamamlanmadığını gösteriyor.

Geleceği ıskalamamak
MHP'de süren "öz ve kadro" tartışmalarında, kabaca üç ana eğilimden bahsedilebilir: Birincisi, "Ülkücülerin partisi olmak", İkincisi "Merkez sağ parti olmak". Üçüncüsü, "Yeni Türkçü bir parti olmak". "Hepsinden biraz" şeklinde özetlenebilecek, "alakart ideolojik yaklaşım" da yaygın dördüncü bir eğilim olarak not edilebilir.
"Birinci grup; "ideolojik öz" ve ağırlıklı olarak, 78 kuşağını işaret eden "Ülkücü kadrolar" konusunda tutucu bir tavır içinde ve "büyümekten önce özü korumak gerek" görüşünde. İçerisinde, 1990'larda BBP'nin ayrılmasıyla MHP'de dozu azalan "islami reflekslerin" geri çağırılmasını talep eden de var. 12 Eylül mahsülü "Türk - İslam sentezi"ni hatırlatan da. " Sizin nasıl olduğunuz önemli değil nasıl algılandığınız, göründüğümüz önemli. MHP özüyle barışık görünmüyor" diyen eski MHP yöneticisi, bunun “büyümenin de anahtarı” olacağı görüşünde.
İkinci grup, hem ideoloji, hem de kadro düzeyinde "dışa açılma" istidadında, bugün siyasi olarak boşaltılmış merkez sağ kulvara hamle edilerek hızlı bir büyüme olacağı görüşünde. Özal'ı bile aşan liberal yaklaşımlardan, Demirel'in "sosyal adaletçi" çizgisine kadar yayılıyor bu eğilim. Hatta, “Neden CHP tabanında da hesabımız olmasın” diyen de var. Denizli İl Başkanı Zafer Kaplan, "en büyük hata geçmişten bahsetmek olur. Biz geleceğe dönük olmalıyız" sözleriyle, pozitif bir dil beklentisini yansıtıyor.
Üçüncü grup, daha önce de "Ulusalcı Türkçü Sol" ittifakına yatırım yapmış olan, "Yeni Milliyetçilik" ekolü. Daha çok parti dışında ve medyada güçlü desteği bulunan bu eğilimin en organize kanat olduğu söylenebilir. Ancak, "Ergenekon Davası süreciyle" birlikte, bu cenahta da bazı ayrışmalar yaşanmaya başladığı görülüyor. Daha önce bu kanadın partiye "sızma" hamlesi, Bahçeli tarafından çok sert biçimde durdurulmuş, yayın organları parti teşkilatlarına yasaklanmıştı.

YENİ ASRA YENİ İDEOLOJİ
Eski MHP milletvekili Cemal Enginyurt, "Türk Milliyetçiliği manifestosu acilen yazılmalı. 9 Işık, 1969’da yazıldı. 2010’a gereken yanıtı vermiyor.. MHP kadroları var, Ülkü Ocakları’nda yetişen insanlar var, bunu yapabilecek birikim var. Yeterki bir şûra oluşsun" diyor. Ancak, herkesin mutabık kaldığı bir "şura" o kadar da kolay değil.
MHP MYK Üyesi Atila Kaya "ideolojik tahkimatı yapacak" kadrolarla yaşanan sorunu şöyle çiziyor: " Milliyetçiliğin yeni yorumunu yapanlar liberal olarak eleştiriliyor. Ulusalcılık dış kaynaklı bir nifak olarak görülüyor. Türk Ocağı’yla sorunlar sürüyor. Milliyetçiliği değişik yansıtanlar var. Dışarıda durup oradan partiyi yönetmek istiyor havası yaratanlara tepki oluşuyor".
İdeolojik kadronun niteliği de tartışma konusu; " Yönetim kadrosunun entelektüel seviyesinin kendisine oy veren kitlenin önünde olması lazım. Cemil Meriç 12 Eylül’e gelirken MHP’nin gazetesinde yazıyordu. Nevzat Köseoğlu Genel Sekreter Yardımcısı'ydı. Onların aklının zekatı ile 20 tane parti kurulur" diyor eski bir "MHP eğitimcisi".

Haberin Devamı

MHP’nin doğusu ‘öze dönüş’ batısı ‘yeni’nin peşinde

Bir süredir üzerinde ay-yıldız ile Osmanlı ve Selçuklu motifleri bulunan yüzük takan MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin 1999’da olduğu gibi yeni süreçte de daha çok “öze dönüş”ten besleneceğinin işaretini veriyor.

ALİ?GÜNGÖR
Eski MHP Milletvekili Türk Kardeşlik Merkezi
Kurtuluş milli duruşta

MHP seçmeni, ideolojik anlamda birtakım ilkelere dayalı kararları arayan tek seçmen değildir. Bunu yönetici kesimden göremez ise kendi birikimlerine güvenerek kendi yolunu seçer. Seçmen anayasa değişikliğine neden “hayır” demesi gerektiğini MHP propagandası içinde bulamadı.
Ama referandumla birlikte yeni bir süreç başladı. Bu süreçte Sayın Başbakan çıktı dedi ki; “anadilde eğitim beklenmesin”. Kılıçdaroğlu, "biz bunu çözeriz" söylemi içine girdi. Seçime kadar bu istikamette atılacak adımlar çok önemli. Kılıçdaroğlu’na sempati var ama kaygı da var. Bir milli duruş mu sergileyecek yoksa İnönü yaklaşımını mı sergileyecek? Kılıçdaroğlu, Baykal’la ters düşmeden seçimlere giderse başarılı olur.
Bunun MHP açısından önemi şu: Mersin Adana, Antalya, Muğla dediğinizde klasik seçmen hep CHP’lidir. Şimdi oralar MHP’nin en güçlü olduğu yerler. Orta Anadolu’daki CHP de MHP’ye geldi. MHP, siyasi bir taban tutma için Adalet Parti’den bir kişi koparabilmek için yıllarını verirken CHP’den koparma noktasında çok başarılı olmuştur.
Son seçimlerde MHP’den CHP’ye geçiş çok olmuştur. 2007 seçimlerinde CHP’den MHP’ye oy veren oldu, mahalli seçimlerde de tam tersi gerçekleşti. Referandumda ortaya çıkan %42 düşünce beraberliği içindedir. O kesimin milli devlet ve coğrafyanın bütünlüğünü önemseyen kaygıları sebebiyle “hayır”da toplanmış bir kesim olduğunu düşünüyorum. Aralarındaki geçişkenlik de çok artmıştır.
Milli duruş gösteren, “mozaik değil bir millet” diyen kazanacaktır. Dünya milletleri konuşuyor biz de aşiretler oluşuyor. Ben, mevcut yapıların tamamını tek bir yapı olarak görüyorum. Hiçbirine yakın değilim.

Haberin Devamı

SADİ SOMUNCUOĞLU
Eski MHP Milletvekili, Milli Düşünce Merkezi
Yeni çekici ama geçmişle bağlar sağlam olmalı

MHP'de faaliyet, kendi dünya görüşüne, Türkiye meseleleri ile ilgili teşhis ve önerilerine ilişkin aksiyon çok zayıf. Selçuklu coğrafyası sizin sahanız, burası sizin mümbit topraklarınız. Siz buraya tohum atmazsanız, başkaları bozuk tohumlarla oraları doldurur.
Muhteva olarak temel görüşler değişmez ama içinde yaşanılan şartlar gereği programlar değişir. Bu ülkeler için de, fikir hareketleri için de böyledir. Altı ok, Atatürk ilkeleri değil, dönemin şartlarına göre bir programdır. MHP, geçmişle bağını gözden geçirip sağlamlaştırmalı. Yeni denince akan sular duruyor. Yeninin tılsımlı bir etkisi var.
Bu derin köklerinden kopmuş aydınımızın sefaletidir. İnsanımıza duygu ve düşüncelerine karşı büyük bir psikolojik baskı, saldırı var. Bunun kaynağı da dışarısıdır. Çünkü Türkiye'deki aydınların hiçbir kesiminde bunu becerecek birikim yok. Sahip olduklarınızı inkara gidiyorsanız boşlukta kalırsınız.
Partinin en büyük gücü teşkilat. Bu teşkilatların eğitilmesi lazım. Türkiye’nin üniversitelerinde milliyetçi akademisyenler var. Onlar milliyetçi düşüncenin oluşturulmasında çalışmalı, illerdeki aydınlar, entelektüeller salonlarda toplanmalı. Organizasyonun gücü burada. MHP, fikir partisidir; bilgiyi düşünceyi partinin mutfağı haline getirmek zorundalar.
Eğer Kılıçdaroğlu’nun politikası değişmez, işsizlik, açlık gibi benim mayınsız arazi dediğim tatlı suda dolaşırsa, MHP tek başına kalır. MHP, entelektüel gücü kullanır bir dinamizm ortaya koyarsa çok büyük bir başarı sergiler. Ama bu canlanmayı yapamazsa sahip olduğu imkanları ortaya koyamazsa o zaman Türkiye için endişe büyür.

Haberin Devamı

MHP’nin doğusu ‘öze dönüş’ batısı ‘yeni’nin peşinde

ÜLKÜCÜLER KONUŞUYOR
ONURLU geleceği işaret eden, tarihe, ecdada, şehit ve gazilerimiz ile milli değerlere sahip çıkan, yolsuzluk, hırsızlık, soygun işlerine bulaşmayan, yıkım taşeronlarına ve teslimiyetçilere karşı mücadeleden hiç yılmayan bir kadro ile emin adımlarla iktidara yürümek; Milliyetçi Hareket Partisi olarak hedefimiz ve en büyük idealimiz olsun.
ŞADAN ÖZYURT

Haberin Devamı

MHP, 57. Hükümet döneminde yaptığı hataların bedelini ödemeye devam ediyor. MHP'yi ülke gündeminde tutan en önemli kesim eğitimcilerdi. MHP yöneticileri, koalisyon hükümetinde Milli Eğitim Bakanlığı'nı DSP'ye terk ederek ülkücü eğitimcilere bu dönemde mağduriyet yaşatmış ve bindikleri dalı kesmişlerdir.
AHMET BOZKURT

Haberin Devamı

ÇARIKLI siyasetçilerin meşhur bir lafı var: “Siyaset denen şey, ziyaret, ziyafet ve kıyafetten ibarettir”. Hadi ziyafeti bıraktık, çok şık giyinmesek de, köy köy ziyaretlerde bulunma imkanı da mı yok? Bir diğer mesele, il başkanlarının seçimler öncesi istifa ederek milletvekili adayı olmalarıdır, oysa daha iyi hizmet için adaylıktan feragat edebilmelidirler.
MİKTAT ŞEN

ÜLKÜCÜ görüşün iktidarı, ülkemizi kaosa sürüklemek isteyen güçleri engellemek için tek alternatiftir. Yıllardır dar kadro anlayışı ile partiyi idare edenler, bütün ülkücüleri partiye davet etmeli ve ülke çapında üye kayıt seferberliği başlatılmalıdır. Ülkücüler de haklı gerekçeleri olsa bile MHP’yi eleştirmeye son vermelidir.
SABRİ HACISÜLEYMANOĞLU

1980’DE başlayan eski-yeni ayrımcılığı eskileri küstürmüş, yenileri de mafyavari oyunlara yöneltmiştir. Son 5 yılda bazı diğer siyasi hareketlerde şansını deneyip başarılı olamayanlar, hakları olmayan yerlere kuş gibi konmuştur. 1970’den bu yana bu harekete gönül verenlerin tek sloganı vardı, “Türklük gurur ve şuuru, İslam ahlak ve fazileti”. Bugün bu slogan unutturulmuştur.
MURAT ÇANGA

RAHMETLİ Başbuğ'un dileğiyle 1993 yılında MHP saflarına katıldım. 1994'de Başbuğ'un 1999 yılında Bahçeli'nin isteğiyle MHP İstanbul Büyükşehir Başkan Adayı oldum. Ancak, 2003 yılında beni derinden yaralayan olaylar neticesinde, MHP’den acılar içinde istifa etmek zorunda kaldım. Bugün MHP, Türk siyaset arenasının vazgeçilemez bir aktörü olmuştur. Ancak özeleştiri yapması kaçınılmazdır. Özellikle, 'fikir emeğine saygı' ve 'vefa' konularında yaklaşımlarını gözden geçirmelidir. Önümüzdeki seçimlerde MHP ye başarılar diliyorum. ‘Üç Hilal’ kalbimin bir köşesinde her zaman ışıldayacaktır.
AHMET VEFİK ALP

YARIN
- Partinin lideri, liderin partisi...

KEŞFETYENİ
Saldırı anına ait yeni görüntüler! Başından aşağı içecek dökmüş
Saldırı anına ait yeni görüntüler! Başından aşağı içecek dökmüş

Cadde | 07.05.2025 - 07:41

Danla Bilic, son paylaşımıyla birlikte eski sevgilisi Berk Çetin'den şiddet gördüğünü açıklamıştı.

Yazarlar