12.08.2011 - 10:07 | Son Güncellenme:
Kemal ATLAN-Hakan TÜRKTAN/ ESKİŞEHİR (DHA)
Eskişehir Hayal Kahvesi’nde partisi tarafından düzenlenen iftar yemeğine katılan Namık Kemal Zeybek, yapılan son seçimlerde barajı aşamadıklarını söyledi.
GÖRDÜĞÜMÜZ İLGİ OYA DÖNÜŞMEDİ
Seçim döneminde televizyonların DP’ye yer vermediğini ifade eden Namık Kemal Zeybek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu başka bir seçimdi. Eşi benzeri olmayan bir seçimdi. Biz elimizden geleni yaptık. Eskişehir caddelerinde birlikte gezdiğimiz zaman caddelerde yürüyenler, pencerelerini açıp bakanlar, dükkanların önünde bizi selamlayanları gördüğümüz zaman şunu söyledik; bize öpücük gönderenler oy verirlerse biz çoktan barajı aştık. El sallayanlar da oy verirse yüzde 80 oyumuz var dedik. Tabi ki böyle olmadığını biz biliyoruz. Bizim tecrübelerim var. Yani halkın sevgisi, ilgisi başka bir şeydir, oya dönüşmesi başka bir şeydir. Biz ilgiyi gördük. İlgi gördük, ama bu ne yazık ki oy haline dönüşemedi. Bunun birçok sebebi var. Ne yazık ki son yıllarda partimizin durumu dolayısıyla üzerimize yapıştırılmış bir damga vardı. Neydi bu damga? DP barajı aşamaz damgasıydı. Bu yüzden bizi sevenler, gönülleri bizde olanlar, elleri titreye titreye başka yere oy vermek zorunda kaldılar. Bir de ortam böyle oluşturuldu. Yani AKP’ye oylar giderse Türkiye şöyle olur, şu partiye giderse böyle olur. Türkiye iki zıt kutba ayrıştırıldı. Sonunda sanki bir gizli el basın yayını tanzim etti. TRT’de dahil olmak üzere. Devletin TRT’si de dahil olmak üzere PKK’nın siyasi oluşumu olan parti dahi desteklenip, bütün haberlerde yer verildi. MHP, CHP, AKP’nin bütün haberleri abartıla abartıla yayınlandı" dedi.
GİDİŞ SON DERECE TEHLİKELİDİR
Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalesinin konuşulmasının bile felaket olduğunu savunan Namık Kemal Zeybek, tehlikeli gidiş karşısında herkese görev düştüğünü söyledi. Zeybek şöyle konuştu: "Türkiye dönüştürülmek isteniyor. Türkiye, Türkiye Cumhuriyeti olmaktan çıkarılmak isteniliyor. Kurulduğu günden beri bağımsızlığı şiar edilmiş olan devletimiz başka ülkelerle elbette ki ittifaklar kurar. Elbette ki müttefikleri olan, dostluklar geliştiren ama hiçbir zaman bir başka ülkeye kesin olarak teslim olmayan devletimizin hükümetine hükmetmek üzere bir siyasi parti oluşturulmuş ve getirilmiştir. Dolayısıyla bu iktidarın neler yapmak üzere getirildiğini anlamak için son günlerde olan çok tehlikeli gidişe dikkatinizi çekmek istiyorum. Tehlikeli gidiş konusunda herkese görev düşüyor. Halkımızın uyandırılması lazım. Suriye’de bir devrim gerçekleştirmek üzere kitleler harekete geçirildi. Kitlelerin haklı olup olmaması, Suriye iktidarının yanlış olup olmaması başka bir konudur. Ama biz soğukkanlı bir şekilde olaya baktığımız zaman bunu görüyoruz. Peki bu ola gelen işlerde Suriye devleti doğru ya da yanlış, haklı veya haksız müdahale ettiği zaman yani kendi devletinin yasalarına uygun davranmayan insanlara karşı büyük yanlışlarda yapmış olsa bile Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Ortadoğu’nun Jandarmasıdır, Ortadoğu’nun polisi midir? Peki Ortadoğu’nun polisi ve jandarmasıysa görevi Müslümanlara yapılan zulümleri önlemek ise Irak’ta yüz binlerce insan öldürülürken, kadınlar hapishanelere doldurulup, ırzlarına geçilirken bu başbakan nerelerdeydi? Başımızı belaya sokmaya hakkın yok senin Recep Tayyip Erdoğan. Başımız belaya girer. Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalesinin konuşulması bile felakettir. Böyle bir saçmalık olur mu? Böyle bir bataklığa Türkiye’nin ordusunu, halkını sokmaya senin ne hakkın var? Asla böyle bir şeye izin vermeyeceğiz. Büyük Ortadoğu Projesi’nin unsurlarından birisi de İslam dünyasının Sünni ve Şii diyerek bölmektir. Bu bir projedir. Sünni olsun, Şii olsun, Alevi olsun. Ne olursa olsun. Müminler birbirinin kardeşidir. Üstelik Müslüman olmasalar da bizim komşularımızdır. Biz başkalarının planı için niye savaşa girmeliyiz ki? Ne işimiz var bizim böyle bir savaşta? Ama plan şu; Bugün Suriye’de Şii sayılan bir yönetim var. İran’ın yakın dostu. Eğer Türkiye bir yanlış yapar, Suriye’ye müdahale ederse İran’ın boş durmayacağını herkes biliyor. İşte bu bütün İslam dünyasına yayılacak ve Türkiye için de çok feci sonuçları olacak çatışmanın başlangıcı demektir. Endişe içerisindeyim. Türkiye asla buna izin vermemelidir" diye konuştu.
İngiliz basınının önde gelen bulvar gazetelerinden Daily Mail'in özel haberine göre, Meghan Markle'ın İngiliz eleştirmenlere aldırmadığı ve doğum odasında twerk yaptığı bir videonun ortaya çıkması büyük bir tartışma yarattı.