Beypazarı’nın tarihi Hititler dönemine kadar uzanıyor. Hititlerden sonra Frig, Galat, Roma, Bizans, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı medeniyetleri hüküm sürmüş. Yerleşim yeri İstanbul-Bağdat ticaret ve ulaşım yolu üzerinde olduğu için dönemin önemli ticaret merkezi olarak kabul görmüş.
Beypazarı güveci ve Beypazarı kurusu gibi geleneksel lezzetleri, telkari ve dokumacılık gibi çeşitli el sanatları ile öne çıkan Beypazarı, tüm kültürel değerleri ile ziyaretçilerini etkilemeyi başarıyor.
Beypazarı’nın bilinen ilk adı Kaya Doruğu Ülkesi anlamına gelen Lagania’dır. Bizans döneminde, imparator Anastosios’un kenti ziyaret etmesi sonucunda Anastasiopolis olarak adı değiştirildi. Kent, Osmanlı döneminde Tımarlı Sipahi merkezi olarak kullanılmaya başlanmış. Sipahi Beyi’nin konumu dolayısıyla kentin adı Beğ Pazarı olarak yeniden değiştirilmiş.
Beypazarı, Osmanlı mirasına sahip çıkan ve günümüzde devam ettiren merkezlerden biridir. Osmanlı ev kültürü, “Yaşayan Müze” ile yıkanmak kültürü “Hamam Müzesi” ile yaşatılıyor. Beypazarı sokaklarını gezdiğinizde birbirine bitişik, 200 yıllık geçmişe sahip konakları görebilirsiniz. Konaklarla birlikte, tarihi hanlar ve camiler zamana meydan okuyarak, geçmişin izlerini günümüze taşıyorlar.