04.03.2021 - 17:20 | Son Güncellenme:
Budapeşte şehrinin çok büyük bir kesimi UNESCO Dünya Miras Listesinde yer almaktadır. Avrupa’da bulunan gezilip görülmesi gereken şehirlerden biridir. Budapeşte her aktiviteden hoşlanan gezgin kişilere hitap edecek çeşitliliğe sahip bir yerdir. Müzeler, termal spalar gibi çok sayıda muhteşem lokasyonu bulunur. Budapeşte “Tuna Nehrinin Kraliçesi” olarak anılmaktadır. Tuna Nehri çok sayıda sanatçıya ilham kaynağı olmuştur.Tuna Nehrinin bu büyüleyici atmosferi ile Macaristan’ın incisi olarak adlandırılan Budapeşte’de çok sayıda gezilecek yer bulunuyor. Tekne gezisi yaparak Tuna nehrinde gezintiye çıkıp, aynı zamanda şehrin tüm güzelliklerine farklı bir açıdan şahit olunabilir. Bu tarihi şehri nehirde tekne ile gezerken aynı zamanda akşam yemeği yiyebilir keyifli vakit geçirilebilir. Budapeşte şehri Avrupa’nın en büyük olan kültür ve sanat merkezi olarak da bilinmektedir. Çok sayıda ziyaretçi Budapeşte’ye festivaller için de gelmektedir. Budapeşte’de 1981 senesinden beri her sene Bahar Festivali yapılmaktadır. Festivaller ile birlikte sanat yerleri ve en büyük müzeler de bu dönemde açılmaktadır. Hem Budapeşte gezisi hem sanat turizmi hem tarih turizmi hem de festivallerde eğlenebilmek mümkündür.
Budapeşte’nin Central Parkı olarak tanımlanabilecek olan bir adasıdır. Pest ve Buda arasında ve Tuna Nehrinde bulunan bir adadır. Ortaçağ döneminde burası Tavşan Adası olarak da bilinmekteydi. Avlanma yeri olarak kullanılmaktaydı. Moğolların istilasının ardından Macar Kralı olan Bela ada içine rahibe manastırı kurarak, eğer Moğol istilasını bastırabilirse kızı Margaret’i o manastıra göndermeye yemin etmiştir. Bunun üzerine Moğolların adayı terk etmesinin ardından Kral sözünü tutmuş ve kızı Margaret’i manastıra göndermiştir. Böylece adaya Margaret Adası denilmiştir.
Budapeşte’nin en eski geçmişe sahip olduğu bir noktada Buda Kalesi bulunmaktadır. Buda Kalesinin bulunduğu bu yer Tuna Nehrinin üzerindedir. Budapeşte’ye gidildiği takdirde mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir. Kale ilçesinde kuzeybatı taraflarında 15. Yüzyıldan kalan 28 bin eser Macar Askeri Tarih Müzesinde sergilenmektedir. Bu müzenin hemen yakınında bulunan Müzik Müzesi de görülmeye değerdir.
Budapeşte’de bulunan en çarpıcı yerlerden birisi Gellert Tepesidir. Tuna Nehrine kadar, 235 metre uzunluğa sahip olan büyük bir kayaç bloğu inmektedir. 13. Yüzyıldan bu yana hala çok sayıda ziyaretçiyi kendisine çekmektedir. 1987 senesinde UNESCO Dünya Mirasları Listesinde bulunmaktadır.
Budapeşte’de bulunan doğal termal havuzlar yabancı ve yerli çok sayıda turistin ilgisini çekmektedir. Budapeşte’de 125 termal kaynak bir yamaç üstünde kurulmuştur. Roma dönemlerinde hiçbir zaman bu termal sular kullanılmamıştır. Termal suların kullanımı Osmanlı Döneminde olmuştur. Son dönemlerde şifa için kullanılan bu termal sular gece kulüplerinde dahi kullanılmaya başlanmıştır.
Yüzlerce yıllık geçmişi ile Budapeşte şehrinde sanat eserleri ve tarihi eserler olarak çok zengin olan bir şehirdir. Budapeşte’de bulunan müzelerden sadece birisi olan bu müze 19 yüzyılda inşa edilmiş olan binası ile çok sayıda kişiyi etkileyen görkemli oluşu ile ziyaretçilerini beklemektedir. Büyük tablolar yüksek tavanlı duvarlarda sergilenirken, küçük eşyalar özel yapılan dolaplarda sergilenmektedir.
Neo gotik mimarinin en güzel örneği olan Parlamento Binası; Barok ve Rönesans karakterlerinin bir arada bulunduğu ve 100 yıldan fazla süredir ayakta olan binadır. Kossuth Meydanında yer alan Parlamento Binası, Pest bölgesinde bulunmaktadır. Sanat ve tarihin bir araya geldiği bu bina mutlaka her ziyaretçinin görmeden gitmemesi gereken yerlerden biridir.
Macarların ilk kralı olan Stephen anısına yaptırılmış olan bu bazilika 8500 kadar kişiyi içerisine alabilecek büyüklüktedir. Mimari olarak katedral olmasına rağmen 1931 yılında Papa XI. Pius bu katedrale Küçük Bazilika demiştir.
Tuna Nehrinin paralelinde yer alan Vaci Utca Caddesi yalnızca Budapeşte şehrinin değil tüm Dünya’nın trafiğe kapanmış olan alışveriş yapılabilecek en güzel caddelerinden bir tanesidir. Caddedeki renkli atmosfer, caddenin temizliği, mağazalardaki kalite ve çekicilik ile mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir.
Tilt makineleri olarak bilinen pinball makinalarının ilk halleri 19. Yüzyılın son dönemlerinde yapılmıştır. 19. Yüzyıldan 21. Yüzyıla kadar yapılan pinball makinelerinin sergilenmiş olduğu bir müzedir. 130 makinenin sergilendiği bu müze de görülmesi gereken yerlerdendir. Oldukça heyecan verici ve farklı atmosferi ile gezilebilecek farklı müzelerden biridir.
1873 yılında inşa edilmesine karar verilmiş olan Macaristan Devlet Opera Binası ünlü mimarlardan biri olan Miklos Ybl tarafından yapılmıştır. 1875 yılında inşa edilmeye başlanan bu bina birtakım gecikmeler yaşansa da 9 yıl içinde inşası tamamlanmıştır. Kral ve İmparator Franz Joseph’inde bulunduğu tören ile 27 Eylül 1884 yılında açılmıştır.