68'liler haklıydı

1968 kuşağının, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrenci İşgal Komite Başkanı, Deniz Gezmiş'in evinde yakalandığı, birlikte hapis yattığı Gaziantep Anakent Belediye Başkanı Celal Doğan, çekimlerine çok yakında başlanacak "Hoşçakal Yarın" filmindeki rolü için hazır.
68 kuşağının Türkiye'de belirli bir döneme damgasını vuran anlayış olduğunu belirten Celal Doğan, filmin senaryo çalışmalarının altı yıl önce Reis Çelik tarafından başlatıldığını, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan gibi bir döneme damgalarını vuranların aile ve avukatlarıyla tek tek görüşüldüğünü belirterek şöyle dedi:
"Bu gelişmeler sonrası bir senaryo yazıldı. Bunu bana da gönderdiler. 68 kuşağı benim de içinde bulunduğum dönemdi. Hangi olayların cereyan ettiğini, anlayışın ne olduğunu, neden bu olayların meydana geldiğini, nereye vardığını, sonunda da üç kişinin asılmasıya sonuçlanan gelişmeleri anlatan bu filmi çevirmeyi düşündüklerini bildirdiler. Ben de rol almayı kabul ettim. Ben filmin giriş ve finalinde rol olacağım. Benim o dönemimi Ferhat Tunç canlandıracak. Filmin amacı, 68 gençliğinin anlayışının ne olduğunu, 68'in perde arkasının basına yanlış yansıyan bölümlerinin tarihe doğru geçmesini sağlamak."

Deniz Gezmiş ile Hukuk Fakültesi'nde 2 yıllık bir arkadaşlığı olduğunu belirten Celal Doğan, "Deniz ile okul dışında cezaevi arkadaşlığımız da var. Sağmacılar ve Sultanahmet Cezaevleri'nde, birisinde iki ay, diğerinde 55 gün olmak üzere iki kez koğuş arkadaşlığı yaptık. Deniz, bir keresinde benim evimde yakalanmıştı" dedi.
Kendisinin de o dönemde Öğrenci İşgal Komitesi Başkanı olduğunu belirten Celal Doğan şöyle konuştu:
"Aslında bizim mensup olduğumuz Devrimci Öğrenci Birliği idi. Bir ara TKP'yi ele geçirdik. Daha sonra Dev - Genç oluşumu meydana geldi. Ve şu anda verilmek istenen anlayışın şu olduğunu düşünüyorum. 68'de hem lokal hem de Türkiye sorunlarıyla ilgilenen bir gençlik vardı. 68'in iki temel esası vardı. Bunlardan biri demokrasi, diğeri bağımsızlıktı. Bağımsızlık ve demokrasi anlayışını ön plana çıkaran gençliğin sonunda geldiği nokta, üç insanın asılması, yüzlerce insanın öldürülmesi oldu. Türkiye şimdi bunun acısını çeken bir durumda. Çünkü, Türkiye genç, dinamik güçlerini telef etti. Bugün Türkiye irtica ile karşı karşıyaysa, Türkiye mistik bir anlayışa gitmişse bundan kaynaklanır. Sonunda şu noktaya geldik. 68'de sorumluluk yüklenen gençliğin istekleri hala Türkiye'de temel meseleleri olarak durmaktadır. Hala çözümlenmeyen sorunlar bugün de devam ettiğine göre dünkü gençliğin taleplerinin ne kadar doğru olduğu ortaya çıkıyor."