The OthersEmniyet siyasallaştı

Emniyet siyasallaştı

06.11.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Emniyet siyasallaştı

Emniyet siyasallaştı

Türkiye'de istihbarat örgütlerinin denetlenemediği; "bilgi almak için başvurulduğu" söylenen mafyayla ilişkilerin karşılıklı çıkar ilişkilerine dönüştüğü; sonunda çetelerle nasıl içli dışlı olunduğu artık herkesin bildiği bir gerçek. İstihbarat örgütlerine güveni sarsan bu tablonun nasıl oluştuğunu emekli bir istihbaratçı olan Ergun Gökdeniz ile konuştuk. Gökdeniz, Emniyet İstihbarat Dairesini ilk kuran kişi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu olan ve şimdi avukatlık yapan Gökdeniz, Mardin Valiliği de yaptı. "27 Mayıs"tan sonra Emniyet Genel Müdürlüğü Siyasi Şube müdürü oldu. MİT'in bir kanuna kavuşması için yapılan ilk çalışma ekibinin de içindeydi.

* Devletin istihbarat teşkilatlarının içinde bulunduğu durum ortada. Nedir bu kontrol edilemezlik, mafyaya uzanan ilişkiler...
İstihbarat teşkilatları devletin yazılı ve yazısız kuralları doğrultusunda, bilgileri toplar, analiz eder, sentez yapar ve devlete bir konuda ne yapılması gerektiğini sunar. İstihbarat burada biter, çünkü istihbaratçı icracı değildir. 644 sayılı MİT kanununun hazırlanmasına benim de katkım oldu. Kanun hazırlanırken MİT başbakanlığa değil de, "başbakana bağlıdır" dendi. Ama MİT doğrudan başbakana bağlı olduğu halde, bu kurala riayet edilmiyor. Nedense, sadece Mesut Yılmaz değil, bütün başbakanlar, istihbaratla kendi aralarında bir başkasını koymayı itiyad haline getirmişlerdir. Bu yanlıştır. Menderes zamanında, Ahmet Salih Korur, başbakanın müsteşarıydı. Ve Korur, adeta MİT'in patronuydu. Bunun zararı ne oluyor? MİT hükümetin başına doğrudan bir sunuşu yapamayınca, bu defa bazı bilgileri vermiyor.
Emniyet istihbaratı ise doğrudan doğruya bakana bağlıdır. Bazı hallerde görüldü ki, Emniyet'in ve MİT'in bazı mensupları, bazı kişilerle doğrudan ilişki kurmak isteyerek, atlamalar yaparak hiyerarşik düzeni bozmuş, özel haberler sunma gayreti içine girmişlerdir. Hatta, Köşk'te özel bir birim dahi kurulmuştur bunları değerlendiren. "Bizdendir" anlayışı ile bu alışkanlık sürüp gitti.
* "Bizdendir" anlayışının anlamı nedir?
Aynı politik görüşü benimseyen anlamında kullanıyorum. Bu teşkilatlar siyasallaşıyor. Siyasallaşmak, bazı kişileri bazı yerlere getirme eğilimini de beraberinde getiriyor. Buna yozlaşma da diyebiliriz.
* Siyasallaşmanın istihbarat faaliyetlerine etkisi ne oldu?
Siyasallaşma beraberinde denetimsizliği getiriyor. Özel yakınlaşmalar, "bizim adamımızdır" yaklaşımları teşkilatın bünyesini bozuyor. Dünya istihbarat örgütlerinde de kıskançlık, çekememezlik haddinden fazladır. Polisin çok kötü bir huyu vardır. Polis birbiri hakkında haddinden fazla şikayet ve ihbar yapar. Emniyet bu kötü alışkanlıktan kurtulamamıştır.
* 1950'lerin sonunda istihbarat dairesini kurduğunuzda siyasallaşma yok muydu?
Türkiye'de Emniyet'in siyasallaşması 1950'den sonra başlar. 1950'den sonra bazı kimseler durumlarını iktidar nezdinde koruyabilmek için büyük uğraşlar verdi. Hiç unutmam, rahmetli Refik Koraltan Meclis başkanıyken Nişantaşı'nda oturduğu için, o karakoldaki memurları değiştirebilmek imkanına sahip değildik. Müthiş bir dayatma vardı. Bu dayatmalar zaman içinde il başkanına, ilçe başkanına, ocak bucak başkanına, hatta Vatan Cephesi'ne kadar düştü. Bu durum, İsmet İnönü'nün muhalefet yaptığı dönemde başına taş atılması, Emniyet'in bir parti örgütü gibi çalışması noktasına kadar geldi. 1960'da darbe olunca, bu defa ihtilalciler Emniyet'e karşı cephe aldılar. Bunların hepsini değiştirmek istediler. Sonuçta Emniyet büyük baskı altında kaldı. Rahmetli Ankara Sıkıyönetim Komutanı Madanoğlu Paşa ile, Emniyet'in ezikliğini nasıl gidereceğiz diye konuşurduk. Emniyet teşkilatı kendisini mütareke yıllarının havasında görüyordu. Milli Birlik Komitesi'nde de görüşmelerimiz oldu. Bir bakıma rehabilite etmek yoluna gidildi.
* Sizin göreviniz neydi o günlerde?
Emniyet Genel Müdürlüğü Siyasi Şube müdürüydüm. Her gün MBK'de İçişleri Bakanlığı adına görüşmelere katılıyordum. Ülkenin asayiş ve güvenliği konusunda gelen raporları inceliyor, neler yapılması gerektiğini tavsiye ediyorduk. Adalet Partisi gelince bu defa tam tersi oldu. Emniyet teşkilatının bazı mensupları ezilmiş, mağdur olmuş havası yaratarak, yeni takdimlerle kendini iktidara sundular. Emniyet teşkilatı bir defa daha bölündü.
AP iktidarı döneminde bir başka yozlaşma daha oldu. MSP iktidara ortak olmuştu. Önce Oğuzhan Asıltürk, sonra Korkut Özal İçişleri Bakanı oldu. Korkut Özal zamanında imanlı kadrolaşma başladı. Bu sefer de imanlı - imansız ayrımı doğdu. Tekrar bir şikayet, ihbar furyası başladı; şunlar imansız, dinsiz denerek. Bu arada Ülkücü adı altında bazı ayrıcalıklar elde etmek için "Biz milliyetçiyiz!" diye ortaya çıkmalar oldu. Bu bölünme özel timlerinin kuruluşuna kadar geldi. Özel timlere ülkücü bir grubun girmesi daha kolaylaşmış oldu.
* 27 Mayıs sonrasında CHP yanlıları mı alındı teşkilata?
Biraz öyle oldu. CHP kapatılmayan partidir. Diğerleri ne olursa olsun "düşük"türler. Bir camiayı düşük grup olarak nitelerseniz, intikam almak hislerini tahrik edersiniz. Bu tabii dengeleri bozdu teşkilatta. "Düşükler"den birçok kişinin işine son verildi. Bazıları hapse atıldı. Teşkilatın kolu kanadı kırıldı. Sonraki yıllarda bazıları için solcu, komünist denmeye başlandı. POLDER - POLBİR şeklinde sendikalaşmaya kadar gelindi. Siyasi kavgalara dönüştü iş. Buna Emniyet teşkilatının bir kısmı da teşneydi. Bu durum, koruma altında bir mevkiye gelmek isteyenlerin işine geldi. Hakkı olmayan, sabırlı olmayanlar, siyasi desteği arkalarına alarak, daha çabuk ve daha üst düzey mevkilere geldiler. 12 Eylül darbesiyle tekrar dengeler bozuldu. 12 Eylülcülerle işbirliği yapanlar oluştu. Bir kısım kadro tasfiye edildi.
* Emniyet teşkilatında geçerli siyasi eğilim, ülkücülere yakınlık değil miydi?
Günün geçer akçesi neyse polis onu kullanıyor. Zamanında solculuk geçerliyse solcu, sağcılık geçerliyse sağcı oluyor. Polisin bundan kurtarılması gerekiyor. Namaz kılan - kılmayan ayrımı başlayınca, namaz kılmayanlar kılmaya başladı. Bunlar polisin nitelik olarak zayıflığından siyasi kadrolarla dirsek temasını sürdürmesinden ileri geliyor. Bunun önüne bir türlü geçilemedi.
Emniyet içinde bir iktidar mücadelesi var. Emniyet'in bünyesinde her döneme uyum kabiliyeti olan insanlar çoğunlukta. Devlet kişiliği oluşmadığı için, herkes bir partinin yanında kalmayı daha uygun bir yöntem olarak görüyor.
* Vatandaş Emniyet'e karşı şikayette bulunamıyor...
Emniyet mensubu kendisinin sahibi olduğu kamu kuvvetini ayrıcalık gibi görüyor, bunu kötüye kullanıyor. Bu bir zaaftır. Sadece Türkiye'deki değil, dünya polis teşkilatlarının bir zaafıdır. Siz şikayetçi olsanız da bundan tatminkar bir sonuç almanız mümkün değildir.
Polis davranış bozukluğu sergiliyor. Kanun adına kabadayılık yapıyor. Polisin seçiminde titiz davranılmıyor. İzmir polis okulunu ben kurduğum için bunu biliyorum. Bu çocuklar bir kültür şoku yaşıyor, anında konuyu şahsileştiriyor. Toplumsal olaylarda polis dengesini kaybediyor. Biri copu kaldırdığında, diğeri de kaldırıyor, yönetim basiretsizliği oluyor. Provokatör, tabii polisi tahrik edecek... Polis iyi yetişmemişse provokasyona gelecektir. Dengelerin kurulması siyasal iktidarların elini Emniyet'ten çekmelerine bağlı.
* Emniyet'te siyasallaşma 1950'de başladı diyorsunuz. Peki Menderes'e darbe yapılacağı haber verilmedi mi?
Tabii. Mektuplar vardı. Ben Emniyet Müdürlüğü Siyasi Şube Müdürü olduğum zaman ihbar mektuplarını gördüm, arşivde okudum. "İhtilal geliyor" diye Cumhurbaşkanı'na gönderilmiş, Cumhurbaşkanı dilekçe havale eder gibi, İçişleri Bakanlığı'na göndermiş, o da Emniyet Genel Müdürlüğü'ne havale etmiş ve orada arşive kaldırılmış.
* Mektupları yazanlar kim?
Silahlı Kuvvetler'den gelen ihbarlar...
* MİT'ten önce MAH vardı. MAH'ın MİT haline dönüşme ihtiyacı nasıl ortaya çıktı?
Bir yasal statülerinin olmamasından dolayıydı. Bu Menderes zamanında da düşünülmüştü. Bir türlü nasib olmadı.
* Kanuna dayanmadan mı çalışıyordu istihbarat teşkilatı..
Talimatlarla çalışıyordu. Herşeyi kanunla tayin edemezsiniz.
* Şimdilerde MİT zayıfladı, Emniyet istihbaratı güçlendi gibi bir görünüm var...
MİT'in zayıflatılması gibi birşey yok. MİT'ten umduğunu bulamamak, yahut istediğini elde edememek durumu var.
* Siyasi iktidarlar Emniyet'e daha yakın durmadı mı siyasi iktidarlar?
Neden? Siyasi isteklere onlar daha kolay cevap veriyor da ondan. MİT'ten bunları elde edemiyorlar. Emniyet bunlara çanak tutuyor. "Mesut Yılmaz'ın telefonunu dinle" denince, dinlemiştir. Bu sefer ANAP geldi, "Tansu Hanımın telefonunu dinle" dendi. Bu Emniyet'in görevi değil. MİT'in biraz dışlanmak istenmesi bundan kaynaklanıyor. Bütün başbakanlar zaten MİT'e biraz yan bakmıştır. Halbuki teşkilatın başı başbakandır.

* Alaaddin Çakıcı "şunu MİT daire başkanı yapacaksınız" diyebiliyor...
Çakıcı ile hareket eden bir siyasi kadro var. Bu kadro MHP'lilerden ibaret değil. Çakıcı'ya iş veren tüccar, sanayici de var var. Çakıcı kendinden ortaya çıkan bir realite değil. Bazı siyasal hizmetler karşılığında bazı tavizleri zekice kullanmış bir kişi. Arz - talep mevzuu... Çakıcı ortadan kalkarsa Çakıcılar kalkacak mı? Çek - senet mafyasını araştırın, o da bir ihtiyaçtan doğuyor. Kayıt dışı olan 1 milyon dolar alacağınız varsa ve alamıyorsanız, bunu icra yoluyla tahsil edemezsiniz. Bunun alınması da kayıt dışı olur. Çakıcılar dönecektir. Canlı bir organizmadır bu. Amerikan mafyasıyla kıyaslanırsa bizimkisi çocuk kalır, her zaman kontrol altına alınabilir. Bu tür kişiler Emniyet'e dayanmadan bu faaliyetlere girişemezler. Mevcut kadrolarla bunun önlenebileceği kanısında değilim.
* Ne yapmak gerekir?
Kadroları değiştireceğiz. Emniyet ve istihbarat teşkilatları içinde büyük bir temizlik yapmak gerekir.
* MİT'i lağvedip yeni bir teşkilat kurulması önerisine ne diyorsunuz?
Giydiğiniz elbise her zaman rahattır. Yenileri size dar gelebilir. Yeni bir yapılaşmaya gitmek doğru değil, yapıdaki hataları düzeltmek lazım. Güç bela bu yapı oluştu, kanununun oluşması bile 1960 sonrasında oldu. Birtakım dalkavukların siyasi kadrolarla temasını kesmek lazım.



KEŞFETYENİ
Dünyanın en zengin üçüncü insanı evleniyor! Venedik'i resmen kapattı
Dünyanın en zengin üçüncü insanı evleniyor! Venedik'i resmen kapattı

Cadde | 23.06.2025 - 15:43

Milyarder Jeff Bezos ve gazeteci Lauren Sanchez, İtalya’nın Venedik kentinde milyon dolarlık düğünleri için geri sayıma başladı.

Yazarlar