The Othersİfadelerdeki çelişki

İfadelerdeki çelişki

28.03.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Eymür, Avcı ve Bandırmalıoğlu'nun Susurluk olayı ile ilgili İstanbul DGM'ye verdikleri ve şimdiye dek açıklanmayan ifadeleri Milliyet ele geçirdi.

İfadelerdeki çelişki

MİT Kontrterör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı ve Özel Timci Ziya Bandırmalıoğlu'nun, Susurluk soruşturması kapsamında İstanbul DGM'de verdiği ifadeleri Milliyet ele geçirdi.
Eymür, Susurluk Komisyonu'na şok açıklamalarda bulunan Avcı'nın suçlamalarını reddederken, "Bu iddialar daha çok telefon dinlemeye dayanıyor. Avcı bu telefon görüşmelerine tanık olması sırasında isim benzerlikleri nedeniyle bazı yanlış sonuçlar çıkartmış" dedi. Avcı iddialarını yinelerken, Bandırmalıoğlu, Özel Harekat Dairesi eski Başkan Vekili İbrahim Şahin ve Abdullah Çatlı'nın birlikte görüntülendiği sünnet düğününde firari ülkücü Haluk Kırcı'nın da bulunduğunu söyledi.
Eymür, DGM savcılarının Çatlı - MİT ilişkisi hakkındaki sorularını şöyle yanıtladı:
"1980'li yılların başlarında yurtdışında bazı istihbari faaliyetlerde ve basit birkaç istihbari olayda kullanıldığına dair duyum aldık. Bu kişinin bu alandaki kullanımıyla ilgili faaliyetlerde fiilen herhangi bir ilişkim yoktur. Susurluk olayından önceki tarihlerde Çatlı, Kırcı, Sami Hoştan ve Ali Fevzi Bir'in yurtdışı bağlantılı uyuşturucu işleriyle uğraştıklarını, bu faaliyetleri sırasında polis himayesinde gezdiklerini, kendilerine dokunulmazlık ve polis himayesi sağlayan hüviyetler taşıdıklarına dair bilgiler de aldık. Hatta bu kişilerin yurtdışı giriş ve çıkışlarında havaalanlarının VİP salonlarını kullandıklarını, Azerbaycan başta olmak üzere Türk Cumhuriyetleri'ne de aynı şekilde sık sık gidip geldiklerini öğrendik.
Hoştan'ın Çatlı başta olmak üzere etrafındaki üç beş kişiden oluşan polis memurlarına kokain vererek onları uyuşturucuya alıştırdığını, bunların da uyuşturucu ticareti yaptığını duyduk."
Eymür, MİT muhbiri Tarık Ümit'in kaybolmadan önceki görüşmelerinde kendisine "Çatlı eylem hazırlığındaydı" dediğini belirterek şunları söyledi:
"Evinin etrafında bazı kişiler dolaşıyormuş, bu nedenle memleketine gidip bazı adamlar getirdiğini ve kendini korumaya çalıştığını aktarmıştı. Ankara'da MİT'e ait bir binada 28 Şubat 1995'teki görüşmemizde ise, evinde bulunan Ziya ve Semih adlı Özel Harekatçı polislerle uyuşturucu kaçakçısı bir kişiye yönelik operasyon katılacaklarını anlattığını açıkladı. Buna göre, operasyonda çalıntı bir araba kullanılacaktı. Ümit bu kişileri İbrahim Şahin'in emrindeki polisler diye ifade etti."
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı, ifadesinde TBMM Araştırma Komisyonu'ndaki açıklamalarını yineledi. Avcı'nın İstanbul DGM savcıları Aykut Cengiz Engin'le İrfan Özliyen'e verdiği yedi sayfalık ifadesi özetle şöyle:
"PKK'nın büyük kentlerdeki eylemlerinde 1991 - 1992 - 1993 yıllarında artış görülmesi üzerine yapılan araştırmada terör örgütüne bir kısım kişilerce büyük parasal destek sağlandığı öğrenildi. Bazı isimler tespit edildi. Bu kişilerle hukuki çerçeve içerisinde mücadele edebilme imkanı bulunamayınca başka yöntemler aranmaya başlandı. Olaylar incelendiğinde, bu kişilerle hukuk dışı yöntemlerle mücadele eden bir teşekkülün oluşturulduğu anlaşıldı. Bu oluşum bir süre bu kişilerle mücadele ettikten sonra onları tesirsiz hale getirdi. Yasadışı eylem yapabilecek muhatap bulamayan ve bir kısmı resmi görevlilerden, bir kısmı sivil şahıslardan oluşan bu gruplar dağılmadı ve kendi şahsi çıkarları doğrultusunda eylemlere başladı.
Bu oluşumlarda Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken ve Özel Harekatçı bir kısım polisin yer aldığı düşüncesindeyim. Sivil kişiler ise Çatlı, Kırcı, Yaşar Öz, "Drej Ali", kumarhane işletmecisi Sami Hoştan ve diğer bazı sivil kişilerdir. MİT içerisinde de bu eylemlerden haberdar olan kişilerin başında Mehmet Eymür, Duran Fırat bulunmaktadır. JİTEM'de de bu tür organizasyonları bilen kişiler var."

Özel Timci Ziya Bandırmalıoğlu, arkadaşı Ayhan Akça'yla birlikte yaptıkları çocuklarının sünnet düğününde Çatlı'nın sağ kolu Haluk Kırcı'nın da bulunduğunu açıkladı. Bandırmalıoğlu şöyle konuştu:
"Bir gün Ankara'da Sedat Bucak'ın yazıhanesinde bulunduğum sırada Mehmet Özbay sünnet düğünü yapacağımızı duyunca ilgilendi. Kirve olmak istediğini söyledi. Bucak da `Düğünü yapın biz de gelir eğleniriz. Mehmet Bey de kirve olsun' dedi. Durumu anlattığım İbrahim Şahin `Bir mahsuru yok, olabilir' dedi. Hatta önce Mehmet Özbay ismini hatırlamadı. Ben kendisine İstanbullu işadamı olarak hatırlattım. O zaman sakınca görmedi. Düğün için kiraladığımız salonun masraflarıyla düğüne çağrılan sanatçı Selahattin Alpay'ın 100 milyon lira parasını Özbay verdi.
Düğünde, Kırcı da bulunuyordu, ama polis memurlarının haricindeki ayrı bir masada oturmuştu."
Bandırmalyıoğlu, Tarık Ümit'in kaçırılmasında kitil rol oynadığı yolundaki iddiaları ise reddetti. Korkut Eken'in arkadaşı olması nedeniyle tanıştığı Ümit'in kendisini 3 Mart 1995'te çağırması üzerine idari izin alarak İstanbul'a geldiğini belirten Bandırmalıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ümit'in son olarak benimle görüştüğü ve ondan sonra da kaybolduğu iddia ediliyor. Ancak ben 3 Mart 1995'te saat 20.00 civarında Ümit'le Bağdat Caddesi'ndeki Divan Pastanesi'nde yarım saat görüştüm ve ayrıldım. Benim yanımda başka bir polis memuru arkadaşım bulunmuyordu. Kaybolması konusunda hiçbir bilgim yoktur."

KEŞFETYENİ
Nefesler kesildi! O Ses Türkiye 2025 şampiyonu belli oldu
Nefesler kesildi! O Ses Türkiye 2025 şampiyonu belli oldu

Cadde | 12.05.2025 - 00:54

Beyazıt Öztürk, Hadise, Gökhan Özoğuz ve Melike Şahin’in jüri koltuğunda oturduğu O Ses Türkiye’de büyük finali yapıldı.

Yazarlar