The Others`Nesillerin hocası' toprağa verildi

`Nesillerin hocası' toprağa verildi

15.04.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

`Nesillerin hocası' toprağa verildi

`Nesillerin hocası toprağa verildi


Galatasaray Lisesi'nde 30 yıl hizmet veren, Coğrafya Öğretmeni, `Nesillerin Hocası' Ahmet Ferruhzat Turaç, toprağa verildi.
Galatasaray Lisesi'nden 1930 yılında mezun olduktan sonra 30 yıl müdür muavinliği ve coğrafya öğretmenliği yapan Turaç için dün ilk tören Galatasaray Lisesi bahçesinde düzenlendi.
Törene Galatasaray Üniversitesi Rektörü Yıldızhan Yayla, Galatasaray Lisesi Müdürü Erdoğan Teziç ve Galatasaray Kulübü Başkanı Faruk Süren katıldı. Turaç'ın Galatasaray bayrağına sarılı tabutunun önünde konuşan Okul Müdürü Teziç şunları söyledi:
"Hayatının üçte ikisini Galatasaray'a adamış, büyük bir hoca, usta yönetici. Hocalığın bütün incelikleri köklü ve zengin bir bilgi hazinesinden gelirdi. Öğrencisi olma bahtiyarlığına erişmiş biriyim. Bizlerden istediği okuduklarımızı aşma becerisini gösterebilmemizdi."
Turaç'ın cenazesi, Selamiçeşme Cami'nde öğle namazını takiben kılınan cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Ferruhzat hoca yine gol attı
Doğan Koloğlu

Galatasaray Lisesi'nde hem hocam hem de yöneticim olan Ahmet Ferruhzat Turaç'ın ani ölümü sadece 30 yıl süre ile onun eğitiminden geçen bir Galatasaraylı öğrenci ordusunu üzmedi... Ondan da öte müdür Behçet Bey ile en seviyeli dönemini yaşıyan eğitim vakfı öncesi lise yönetim anlayışının en popüler dört sorumlu adamının sonuncusunu da kaybettik. Bunlar Sait Bey, Cingöz Recai, Muslih Hoca ve İzzet Hamit Ün'dü. O dönemde bugünkü öğrenci özgürlükleri yoktu. Sigara içmek, hafta sonu kızlarla çaya gitmek yasaktı. Şimdiki karma eğitim sisteminin nimetlerini paylaşamıyorduk. O yüzden yönetimle "barış" yerine "köşe kapmaca ve kim kimi atlatacak" yarışı vardı. Bugün bunları gülerek anıyoruz. Ve aşılmasıyla onur duyuyoruz. Örnekleyelim...
Cumartesi günü tam bir okullararası çay partisine gideceğiz. Ütülü pantolon ve kravat takmışız. Ferruhzat hoca yanına çağırır, berbere götürür ve sıfır numara makina ile saçlarımızda kanal açardı... Gizli sigara içersiniz. Beyoğlu'na açılan süslemeli dev kapının aralığından gündüzlü öğrenciler sigara paketini uzatır, siz de yakalanmamak için süspansuarınıza paketinizi yerleştirirsiniz. Okul bahçesine dönüşünüzde ya Cingöz Recai veya Turaç hoca sizi çevirir. "Sigara paketini ver" der. Siz "yok hocam" cevabını verirsiniz. Muzip öğenciler "hocam zıplasın" derler, hoca da onlara uyar mecburen zıplarsınız. Sigaradan ses gelmez ama kibrit kutusu şıkırdar. Hoca hemen "benim odama git pantolonunu çıkar" derdi. Amacı süspansuarınızda sigarayı tespit etmekti. Bizim muzip arkadaşlar soyunmazlar. Turaç hoca ısrar eder, cevap şudur: "Hocam benim babam da Galatasaray mezunudur. Sakın pantolununu çıkarma diye tembihledi" der ve yakalanmaktan kurtulur. Ferruhzat hoca sınıflar arası maçlarda hakem durmayı çok severdi. Aynı bugünkü hakemler gibi olmadık yerde penaltı düdüğü çalar tarafları kızdırırdı. O zamanlar yani 1942 - 50 arası neredeyse okul takımının yarısından fazlası bugünkü profesyonel takımda forma giyerdi. Bunlardan biri de bendim. Ferruhzat hoca da bizim coğrafya dersine gelirdi. Bir gün maçta bana "coğrafyadan durumun iyi değil" dedi. Sonra da bir teklifte bulundu. "Sana penaltı atayım, kurtarırsan sınıfı geçersin." Nasıl olsa atamaz, bugün Hagi bile penaltı kaçırırken o günkü Ferrahzat hocanın adı bile anılır mı? Razı oldum pazarlığa. Topa öyle bir burun vurdu ki golü yedik. Hoşuna gitmişti. "Bir tane daha atayım" dedi. Ayağında günlük ayakkabı vardı. Ayrıca bana bugünkü gazete ikramiyeleri gibi bedava bir şans tanıyordu. Razı oldum. Gene golü atmaz mı. Çakmıştık, yapacak birşey yoktu. Herkes etrafımızda konuşmamızı dinliyordu. Dayanamadım "hoca" dedim. "Şu yeni boyalı duvarın dibinde durun, ben de size bir şut atayım, kopyanızı duvara çıkartırsam o zaman sınıf geçeğim." Hep beraber gülüştük. Karneyi heyecanla aldım, hoca geçer not vermişti. Böyle de şaka yapardı.
Öyle azgındık ki, yetişme dönemimizin bilinçsiz örnekleri bizi her yola itebilirdi. Ama yukarıdaki dört hocayı atlatma şansımız yoktu. Eğitim sürecinde onlarla çekiştik. Ama sonra en çok hürmet ettiklerimiz onlar oldu.
Ferruhzat hoca son planda destek alarak yürüyordu. Biz bile yaşlanmıştık. Ama onun gölgesinde gençlik anılarımızı tazeleyip adeta çocuklaşıyorduk. O da hala çoğumuzu okul numaramızla çağırırdı. Bu da bize hoş bir sürpriz olurdu. Ellerinden öpmek için sıraya girerdik. O köşe bucak kaçtığımız hocamızdan. Galatasaray pilavında onsuz olamıyorduk. Ama Ferruhzat hoca ile galiba artık bir dönemi daha kapattık.
Bizim kuşak sade fire verir oldu. Artık "anı" diyemiyorum. Gidenlerin ardından yazı yazarken daha fazlasını hissediyorum. Tıpkı cenaze kaldıran profesyonel görevlilere döndüm. Olmaz böyle şey! Bu bir isyan değil. Ama daha Tamburacı Ramazan'ın üzüntüsünü atamamışken ardından Müze Müdürü Vefa Semenderoğlu ve şimdi di Ferruhzat hoca. Dur yolcu...


KEŞFETYENİ
Günler önce toprağa vermişti! Paylaşımı duygulandırdı
Günler önce toprağa vermişti! Paylaşımı duygulandırdı

Cadde | 05.06.2025 - 08:21

Şimal Gülen'in eşi Necati Arıcı, sosyal medyadan eşini anmaya devam ediyor.

Yazarlar