The Others Pınar Eliçe'nin çiğnenen onuru

Pınar Eliçe'nin çiğnenen onuru

14.02.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Pınar Eliçe'nin çiğnenen onuru

Pınar Eliçenin çiğnenen onuru

Melek DERMAN

Pınar Eliçe'yi yaklaşık 7 yıl önce Penthouse dergisine verdiği çıplak pozlarından hatırlıyoruz. O zamanlar dansözlüğü bırakmış, Sibel Can ablası gibi assolistliğe adım atacağını duyurmuştu. Amerika'yı yeniden keşfetmesine gerek yoktu. Kendisinden önce assolist olanların izinden gitmesi yeterli oldu. Üstelik Pınar'ın bir avantajı daha vardı. Yanından bir dakika olsun ayrılmayan annesi Güneş Hanım eski bir şarkıcıydı. Pınar daha ilk çıplak pozlarında nasıl bir yol izleyeceğinin ipuçlarını verdi. Gözleri yarı kapalı, ağzı açık uzandığı karyoladan şöyle sesleniyordu: "Her konuda bir numara olacağım."
Bu sözlerden ve pozlardan sonra malum ekibe girmesi zor değildi. Artık onun da işadamı sevgilisi, Canan Yaka adlı bir terzisi, Erol Atar adında bir fotoğrafçısı vardı. Patron, Maksim'in sahibi Fahrettin Aslan'dı. Kuvvetli bir söylentiye göre olayın devamı şöyle cereyan etti. Pınar işadamı sevgilisi Vedat Çöloğlu'na "Artık dansöz olarak kalmak istemiyorum," diyerek baskı yaptı ve milyarder sevgilisini ikna etti. Birlikte Fahrettin Aslan'ın, Maksim'in üst katında bulunan ofisine gittiler. Fahrettin Bey, "Pınar assolist olamaz. Onu sahneye çıkaramam," dedikçe Vedat Bey teklifi yükseltiyordu. Sonunda Pınar'ın tüm masraflarının yanısıra zararını da karşılayacağını garanti etti. Anlaşmaya göre, boş geçen gecelerin faturası Vedat Bey'e kesilecekti.
Pınar'ın adı bu görüşmeden sonra Maksim'in ışıklı tabelalarına yazıldı. Zoraki assolist, mutluluktan uçuyordu. Vedat Bey sözünde durmuştu. Posterden tutun da boş olan masaların parasına kadar her şeyi cömertçe karşıladı. Maksim'deki programının bitiminde Pınar'ı arıyor, ama bulamıyordu. Assolist sevgilisi neredeydi acaba?

Karanlıkta kalan olay
Pınar'la ilgili bir olay anlatılır ki, söylenti dahi olsa oldukça vahimdir. Çiçeği burnunda assolist, bir gün sabaha karşı büyük bir otelin lobisinde gazetecilerle karşılaşır. Onları karşısında görmekten hoşlanmamıştır. Gazeteciler ona sevgilisi Vedat Bey'i sorarlar. O da, "Ah çocuklar ben de kumarhaneden yeni çıktım," der. Gazetecilerin içine kurt düşmüştür bir kere. Assolist gittikten sonra küçük bir araştırma yaparlar. Pınar'ın geceyi Sökeli bir zenginle geçirdiğini öğrenirler. Bu dedikodular sevgilisini arayıp da bulamayan Vedat Bey'in de kulağına gider.

Resmi korumalı aşk
Pınar en büyük aşkıyla Bursa, Kervansaray'da yaptığı programı sırasında tanıştı. Cavit Çağlar'ın artistlere meraklı oğlu Mustafa Çağlar'ın, Harika Avcı'yla olan macerası yeni bitmişti. Bu kez Pınar Eliçe'yi tavlayacağından emindi. Tanışma işini yakın arkadaşı türkücü Nihal Arsoy gerçekleştirdi. O sıralar Pınar askerde olan bir sevgilisinden kurtulmanın yollarını arıyordu.
Tanışıklığı kısa sürede ilerleten çift bir gece Ataköy Marina'da eğlenirken gazetecilere yakalandılar. Çağlar bir masada sevgilisi Pınar ve arkadaşlarıyla oturuyordu. Fotoğrafını çekmek isteyen gazetecileri görünce sinirlendi. Magazin muhabirlerinin üzerine o zaman DYP milletvekili olan babasının korumalarını saldı. Devletin vekilini korumakla görevli korumalar bu büyük aşkı da itinayla korudular. Muhabirlere "Fotoğraf çekenin makinesi de, kafası da kırılır," dediler. Haber, 22 Mart 1995 tarihli Posta gazetesinde, "Çağlar'ın oğluna assolist sevgili", Hürriyet gazetesinde ise "Resmi korumalı çapkınlık" başlıklarıyla yayınlandı.
Çağlar assolist aşkını ailesine kabul ettiremedi. Seksi şarkıcı, 6 ay sonra 22 Temmuz 1995 tarihli Posta gazetesine neden ayrıldıklarını şöyle anlattı: "Mustafa hovarda biriydi. Benimle birlikteyken üçüncü sınıf kadınlarla da gezmiş. İlk kez ihanete uğradım." Pınar, sevdiği erkekleri aldatmadığını ancak erkeklerin buna değer olmadığını söylüyor ve devam ediyordu: "Zoruma giden, Mustafa'nın benim gibi bir sevgilisi varken üçüncü sınıf kadınlarla gezmesi oldu."

Repertuvarı genişti ama...
Aşkta kaybeden Pınar işte kazanmaya kararlıydı. Yine Maksim'in yolunu tuttu. Kendisine yatırım yapanların yüzünü kara çıkarmamak için bir soyundu bir sahneye çıktı. Böylece hep gündemdeydi. Sevgili repertuvarı geniş, ama şarkı repertuvarı dar assolist, Caddebostan'daki Maksim'in, Migros olmadan önceki son yıldızıydı. Fahrettin Aslan'ın oğlu Sacit Aslan'a göre Maksim'in, Migros olmasının nedeni Pınar'dı. Sacit Bey, bir röportajında "Ne zaman çıksa bize zarar ettirdi. Üstüne üstlük kalitemizi düşürdü. Pınar babamın en büyük hatasıdır. Şimdi onun yaptığı bazı pislikleri Migros raflarındaki Omo'lar temizliyor," dedi. Pınar ise bu sözler üzerine patronunun oğluna başka bir röportajdan şöyle seslendi: "Sacit'in bizdeki lakabı iki taneydi: Yılan ve Şahmaran. Yılanlara hakaret etmek istemem. En azından dokunmayınca zarar vermiyorlar. Sacit'in tek vasfı benim gibi başarılı insanları karalamak."
Pınar bugüne kadar hakkında yapılan eleştirilerin, dedikoduların altından bir güzel kalktı. Çoğunu umursamadı. Bazen de "Para karşılığı erkeklerle birlikte olduğum söyleniyor. Bu koca bir yalan. Evet sevgililerimden bazen para alıyorum, ama borç olarak," dedi. Açıklık getiremediği tek konu neden soyunduğuydu. Çıplaklık konusunda ne diyeceğini bilemiyordu. Bir süre önce yaptığı röportajlardan birinde şöyle dedi: "Kendimizi başka türlü duyuramıyoruz ki. Beni kapak yapmak istiyorlar, 'Dekolte resim istemem. Bir hayatım var. İyi bir evlilik, güzel çocuklarım olsun istiyorum' diyorum. Hemen 'o zaman olmaz' diyorlar. Bazen de 'Bacakların mı çirkin? Ya da göğüslerin sarkık, o yüzden soyunmuyorsun' diye beni tahrik ediyorlar. Bacağımı açıyorum, göğüslerimi şöyle yapıp fışkırtıyorum. Benden önceki nesil böyle yapıyorsa ben niye yapmayayım? Hem onlar şu an starlar."

Aile şirketi gibi
Aslında Pınar Eliçe'nin hikayesi de birçoğundan farklı değil. Assolist olana kadar verilen tavizler, zengin sevgililer, çıplaklık, sansasyon vs... Ancak Pınar'ı diğerlerinden ayıran en büyük özelliği ailesi. Annesi eski bir şarkıcı. Adı Güneş Eliçe. Sahnelerden aradığını bulamayınca lisede okuyan kızını önce dansöz ardından vamp bir şarkıcı haline getiren Eliçe ailesinin iki numaralı ismi. Aktif gibi gözükse de kumanda onun elinde değil. Ekibin beyni 70 yaşındaki anneanne Nigar Eliçe. Nigar Hanım çok istediği halde gençliğinde ne dansöz ne de şarkıcı olabilmiş. Önce kızı Güneş'i şarkıcı yapmış sonra torunu Pınar'ı. Aile fertleri Pınar'ı her zaman kuliste beklerler. Beklerken de bir şarkı söylerler: "Uslan artık deli gönül. Bak gelip geçiyor ömür. Uslan artık deli, divane gönül"...