Sivas katliamında 'yangını örgütleyenlerin' Hizbullahçı olduğunu söyleyen itirafçıların Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmalarının belirlenmesi için İçişleri Bakanlığı'na başvurulacak
Sivas Madımak Oteli'nden 37 kişinin yanarak yaşamını yitirmesiyle ilgili davada yargılanan Ali Kurt ve Mevlut Atalay'ın Pişmanlık Yasası'ndan yararlanıp yararnlanmayacaklarının belirlenmesi için İçişleri Bakanlığı'na başvurulması kararı alındı. İfadelerinin yarar sağladığının kabul edilmesi durumunda itirafçılar ceza indirimi alacaklar.
İtirafçı Ali Kurt'un, daha önceki ifadesinde, Sivas'da olaylarında topluluğu yönlendiren Süleyman Kurşun'un, insanları eylem öncesi camide toplayan Ramazan Önder İlter ve Muhammed Nuh kılıç'ın Hizbullah'çı olduğunu söylediği öğrenildi.
Sivas'ta 37 aydının yakılarak katledilmesinin ardından açılan dava da yaklaşık yedi yıldır bitirilemezken yargılama şimdi de diğer sanıkların itirafçı olmak istemesi nedeniyle uzuyor.
Yargılamanın ilk aşamasında 33 sanığın idamına karar verilen Sivas davasına dün Ankara 1 nolu DGM'de devam edildi. Duruşmaya sanık ve müdahil avukatları ile bazı sanıklar katıldı. Duruşmanın başında sanık Ali Kurt Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmak ve ifadesini bir gizli oturumda vermek istediğini söyledi.
Sanık avukatları Öcalan hakkında AİHM'in verdiği bekletme kararının kendi müvekkilleri için de uygulanmasını istediler ve "Aksi takdirde Öcalan için özel bir uygulama yapılmış olur" iddiasında bulundular. Müdahil avukatlarından Erdal Merdol, sanıkların Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmak istemelerini, davayı uzatmaya yönelik bir eylem olduğunu savunarak mahkemeden bu taleplerin kabul edilmemesini istedi.
İçişleri'ne sorulacak
Mahkeme, geçen duruşmada Pişmanlık Yasası'ndan yararlanmak isteyen Mevlüt Atalay ile Ali Kurt'un ifadelerini hafta başındaki bir gizli oturumda dinlemişti. DGM Savcısı Hamza Keleş Atalay ve Kurt ile birlikte dünkü duruşmada pişmanlıktan yararlanmak isteyen Durmuş Tufan'ın taleplerinin değerlendirilmesi için durumunn İçişleri Bakanlığı'ndan sorulmasını istedi.
Keleş, gazetemizinin dünkü sayısında Atalay ile Kurt'un ifadelerinin yayınlanmasının "gizli celsede verildiği" gerekçesiyle suç oluşturduğu görüşünü savunarak, Milliyet hakkında Ankara DGM Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasını da istedi.
DGM Heyeti, Savcı'nın talepleri doğrultusunda Kurt, Atalay ve Tufan'ın Pişmanlık Yasası'ndan yararlanıp yararlanamayacaklarının İçişleri Bakanlığı'ndan sorulması gerektiği kararına vardı. Bu amaçla DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'na müzekkere yazılmasını kararlaştıran heyet, aynı zamanda gazetemizin dünkü sayısındaki
haber nedeniyle DGM Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunma kararı verdi.
RP'li Kazan: Sosyal ilişkimiz var
Abdullah Karakuş AnkaraKapatılan RP Milletvekili, siyasi yasaklı Şevket Kazan, Hizbullah örgütüyle ilişkili olduğu için hakkında tutuklama kararı verilen eski Sincan Belediye Başkanı firari Bekir Yıldız'ı Adalet Bakanı olarak cezaevinde ziyaret etmesini "Beşeri münasebetlerimiz var. Belediye başkanımıza geçmiş olsun demeye hakkımız yok mu?" sözleriyle açıkladı.
Bekir Yıldız'ın Hizbullah örgütüyle ilişkili sayılarak mahkum edildiğini anımsatan, Sivas Katliamı Davası'nda da sanık avukatlığına soyunan Kazan Milliyet'e şunları söyledi:
* Hakkımız yok mu: Mahkeme kararı da tasdik edildi. Bir belediye başkanını suçu ne olursa olsun, ne maksatla olursa olsun tutuklandığı günün ertesi günü ziyaret ediyorsun. Hepsi bu, geçmiş olsun diyorsun. Bir Genel Başkan Yardımcısı'nın bir partinin belediye başkanını şu veya bu nedenle tutuklanmışsa bile, ona geçmiş olsun demeye hakkı yok mu ya? Mesela Yaşar Kaplan mahkum olduktan sonra ben gidip geçmiş olsun dedim. İnsanın bir beşeri münasebetleri var. Analar, babalar, evlatları katil de olsa ziyaret eder. Ne olursa olsun. Bu beşeri münasebet, bu sosyal ilişki. Suç ilişkisi başka şey, sosyal ilişki başka şey.
Sivas sanıkları ve Hizbullah: Bu konuda bir yorum yapmam. Ne yapacağım? Bütün hadiseleri sonradan takip etmek yararlı olur. Şimdi ilk anda böyle çıkarılan şeylerle konuşmak yanlış olur. Eğer böyle bir durum idiyse,
Devlet Güvenlik Mahkemesi sıkı bir şekilde bu davanın tahkikatını yaptı. Hem de iki defa. Ne kadar devam ettiğini biliyorsunuz. Yargıtay'da da incelendi. Niye o zaman çıkmadı da şimdi çıkıyor? Bu konuda fazla konuşmak istemiyorum.
Hepsinin avukatı değildim: Sivas sanıklarının hepsinin değil, iki veya üç kişinin avukatlığını almıştım ben. Onlar da beraat etti. Yani bütün Sivas sanıklarının avukatlığını almış değilim. Yani almam da Avukatlık Kanunu'na göre mümkün değil. Bir avukat belli sayıda kişinin davasını alabilir. Zaten ben avukatlık yapmadım. Ben avukatlık yapacaktım ama mahkeme kabul etmedi.