'Ezilmişten yana oldum, solcusun dediler. Ülkemi sevdim, sağcısın dediler. Namaz kıldım, yobazsın dediler. Yoruldum artık" diyen Mahsun Kırmızıgül noktayı koydu: Türkiyeliyim
Ne kariyerinin ilk yıllarındaki neşesinden ne de kapitalistleşme hırsından eser kalmış. Son albümüne "Yoruldum" adını veren Mahsun Kırmızıgül'ün yüzündeki yılgın ifadenin yeni şarkılarını lanse etmek için kendisine iliştirdiği bir imaj olmadığı konuştukça ortaya çıktı. Konuştukça, popüler kültürün ve popüler siyasetin orasından burasından çekiştirdiği zengin, ünlü ama kırılgan bir genç adam da ortaya çıktı:
- İfaden değişmiş. Yoruldun mu?Halk şöyle bakıyor; Bu adam Allah'tan ne istiyor? Her şeye sahip olan, tanınan, sevilen bir sanatçı, Allah'a şükretsin. Aslında bu portre güzel duruyor. İnsanlar resim çektirirken hep gülümser, poz verir. 95'te görünmeyi biraz daha çok seviyordum, her kesimden insan beni sevsin, Türkiye'de işte ne bileyim bir İnce Memed; bu mümkün olmadı.
- Mümkün değil mi her kesim tarafından sevilmek?Mümkün değil, bu her sanatçı için geçerli. Muhalefet olmadan zaten hayat olmaz. Metallica dinleyen bir insana Mahsun Kırmızıgül dinletebilir misiniz?
- Her şarkıcı herkes tarafından sevilmek mi ister?Ama bende öyle bir yarış yok. Konserlerde kızlar var, ağlar, sahneye koşmak isterler, öpmek isterler ama yaşlı insanların Mahsun Kırmızıgül'ü öpmek için çırpınışları asıl mutluluk.
- Kızlardan da yoruldun belki de...Yok. Aradığım aşkı bulamadığım için. 95'ten bu yıla bir insanı sevdim, bir başka insanı da sevdiğimi hissettim ama sevmemişim çünkü hatırlanmayan aşklar yaşanmamıştır bence.
- Sen mi onu hatırlamıyorsun, o mu seni hatırlamıyor?Ben hatırlamıyorum.
- Emrah "Ben beraber olduğum her genç kızı hatırlamam" demişti. Genç, ünlü kişilerin hayatına akılda tutulamayacak kadar çok kadın mı giriyor?Hafif hafif kızlarla
Şimdi 90'ların başında albümler yeni yeni müzik marketlerde yerini almış, tanınmaya başlamışsın, biraz yapmadım desem yalan olur. Ben de çok yaptım. Ama şimdiki talepler o zamanki Mahsun Kırmızıgül için muhteşem, bu tür taleplere de biraz cevap vereceğim tabii hafif hafif.
- Her şarkıcı bir seks sembolü mü olmak zorunda sence?Kemal Sunal seks sembolü müydü, ya? Şener Şen, Ruhi Su, Zülfü Livaneli, bunların hiçbirisi seks sembolü değil. Bizden önceki ağabeylerimiz bize çok kötü örnek olmuşlar. Bana 10 tane silah daya ben nikahsız çocuk yapamam abi. Sanatçılar toplumun aynasıdır. Nerede kaldı ayna? Ayna parça parça oldu.
- Seda Sayan'ı unutabildin mi?Ne sular geçti üzerinden ya. Benim gerçek aşkı yaşadığımı söylediğim insan, o insanla alakası olmayan bir insandı, farklı bir insandı. Çünkü beni kullanmadı, çünkü Mahsun Kırmızıgül'ün 'M' harfi çıkmadı ağzından. Bu tür bir büyük aşkı belki de bulamam bir daha.
- Kullanıldığını hissettiğin çok ilişkin oldu mu?Bu alemin kadınıysa güvensiz olacaksın. Bayanların bazıları çok hırslı. Hırs basmış. Ben neden onunla görüneyim? Resimlenseydim bugüne kadar çıktığım kadınlarla, çoğu insanın uykusu kaçar, o playboyum diye gezen adamlar var ya oturur ağlarlar.
- Rock çevrelerinde "groupie" adı verilen ve müzisyenlerle konser sonrası yatan kız hayranlar sizde de oluyor mu?Ben kulisime hiç bir zaman kadın, kız seyircimi almam. Yanlış kardeşim, insan hayranını bilmem ne yapar mı ya. O zaten hazır, platonik olarak sana bir şeyler duyuyor.
Bıçak sırtındayız
- Yalnız yattığın geceler çok oluyor mu?Çok, çok. Ama iki üç yıl içinde evleneceğim. Ve önce resmi nikah yapacağım, dini nikahla birlikte. Bütün Türkiye bunu görecek. "Bu sanatçılardan koca olmaz" lafını tarihe gömeceğim Allah'ın izniyle.
- Korkmadın mı yeni albümünde Kürtçe'nin yanında Lazca, Çerkezce, Ermenice falan söylemekten?Hiçbir tedirginlik hissetmedim. Güneydoğu'ya baktığın zaman güzel bir barış rüzgarı esiyor orada. 'Dünya denen bu alemde, yaşıyorsak beraberce, sevgileri, hüzünleri paylaşalım kardeşce.' Şimdi buna hangi adam çıkıp da bir şey diyebilsin? Ben yıllar önce Amerika'ya gittim, birçok ulusun insanlarının oluşturduğu bir güç Amerika, Türkiye de böyle aslında. Ben Zaza'yım, Kürt kökenliyim, ama bu ülkeyi çok seviyorum ya, Türkiyeliyim. Bu işi doğru dürüst yaparsan, polemiğe girmeden, insanlar sana bir şey demez, ama çıkıp da ben yapacağım, kolaysa yasaklasınlar dersen, sana 'Dur ulan' derler.
- Güneydoğulu şarkıcılar bıçak sırtında gibiler. Bir o tarafın, bir bu tarafın hışmına uğruyorlar.Evet, bıçak sırtındayız. Bu beni de zorluyor. İşte ben de yazdım; 'Ezilmişten yana oldum, sen solcusun dediler. Ülkemi çok sevdim, sen sağcısın dediler. Namaz kıldım, oruç tuttum, sen yobazsın dediler. Yoruldum, yoruldum, yoruldum artık.' Kardeşim, beni hiçbir yere çekmeyin. Ben partiler üstü bir sanatçıyım. İnşallah bitecek bu Güneydoğu sorunu.
ANAP'a oy istemedim
- "Partilerüstüyüm" diyorsun ama ANAP'ın seçim çalışmalarında sahnedeydin. ANAP'ın oylarının kaçta kaçı senin?Ben bu konserlerde şarkı söyledim, ANAP'a oy istemedim.
- Diyarbakırspor'un sezon açılışında seyirci "Mahsun nerede" diye bağırmış.Bir Salih Tatlıcı var ki şu Etiler'de gördüğün bütün bu dev binaların hepsi onun, tamam baba ben 50 bin
dolar vereyim, Salih Tatlıcı da benim 100 katım zengin, bir 50 milyon dolar da o versin, sorun bakayım verir mi. Şeyhmus Tatlıcı var, Aziz Yıldırım var, o iki üç futbolcu göndermiş, Allah razı olsun. Yapabileceğim konser olur Diyarbakırspor'a, İstanbul'da, orada. Diyarbakır gibi bir yerde, insanlar aç, ekmek, kışlık ayakkabı, mont bulamayan bir sürü insan varken, şimdi ben kalkıp da Diyarbakırspor'a yardım etmem. Oradaki benim canım ciğerim insanlar bilsin, kendi çocuklarının ayakkabıya mı ihtiyacı var, Diyarbakırspor'un paraya mı ihtiyacı var.
- Belli güç odakları seni de baskı altına alıp özel gecelerinde şarkı söyletiyorlar mı?Müziği bırakırım. Dünyanın hiçbir yerinde sanatçılara o olay yapılmaz, zaten zorlamayla sanat hiç yapılmaz, sesim çıkmaz, ayaklarım beni götürmez, öyle bir gücü de tanımıyorum Türkiye'de.
Bir kadınla kavga etmem
- Ama televizyonlar rehin alıyor şarkıcıları. Birinde ambargolu iken, öbüründe her dakika ekranda...Son bir yıldır çok hissedilmeye başlandı bu, çok ciddi boyutlarda. Sanat dünyasında maalesef çok büyük tehdit unsuru bu. Televizyonun birini şu anda ben hem RTÜK'e hem mahkemeye verdim. Şimdi bütün kanallar müzik sektörüne girdiler. Allahım, dilerim inşallah onlara da Mustafa Topaloğlu gibi, Ceylan gibi üç dört tane sanatçı düşer, onlar da bu işi yapmazlar o zaman.
- Şarkıcılar, türkücüler neden Reha Muhtar gibi isimlerin karşısında canlı yayında kendilerini aklama ihtiyacı hissediyorlar? Sen çıktın, Emrah çıktı, İbrahim Tatlıses çıktı... Başınıza gelecekleri bile bile.Ben gaza gelmem canlı yayınlarda. Benimle ilgili bir kaset vardı, şantajlara göre ben o kasette PKK bayrağını öpüyorum, halbuki bu bir poşuydu, adam bana bir poşu hediye ediyor. Reha Muhtar'a gittim, "Sana çıkacağım" dedim, çünkü bir gün sonra başka bir kanal beni tehdit ediyor, yayınlayacaklar, "Maskesini düşüreceğiz" diye haberler geliyor. Ticari olaylar tamamen. Ama özel hayatımı kimsenin karşısında tartışmam. Kim olursa olsun, Reha Muhtar değil, allamei cihan olsun ben bir kadınla fazla kavga etmem.
Microsoft toplantısında atılan komik sloganlar
- Sen ve ortakların Türk müzik literatürüne "Prestij Müzik Ailesi" gibi bir kavram hediye ettiniz. Her yere cümbür cemaat gidiyordunuz. Ama bu aralar tek takılıyorsun. Neden?Şimdi aileyken sülale olunca değişiyor. Biz sülale olduk kaybettik. Mesela bir sanatçımız (Yavuz Bingöl'ü kastediyor ama isim vermiyor), baba Türkiye'nin en büyük solcusu diye görünüyor, baba Microsoft'un toplantısında kalkıyor ne diyor biliyor musun, "Kahrolsun Amerikan emperyalizmi" diyor baba, aynı adam şimdi Amerikalı bir firmaya kaset yapıyor. Nefret ediyorum bu işten. Microsoft'la işbirliğimiz oldu ama o sanatçı yüzünden bazı yaralar aldık. Adam gelmiş buraya, Microsoft'un Türkiye Müdürü Süreyya Bey, alt katta barkavizyon gösterisi yapıyor, bu şirketin Amerika'daki alt yapısını anlatıyor, baba kalkıyor, "Kahrolsun Amerikan emperyalizmi" diyor.
- Bu geçen haftaki haciz meselesi nedir?İhlas Grubu, bize sıkıntıda olduğumuz bir dönemde borç verdi, 'Sizin sanatçılarınız bize dizi, talk show falan yapar bu borcu eritiriz' dediler. Bugün Mücahit ile (Ören) konuştuk, onun da haberi yokmuş, günü gelince senetleri takibe koymuşlar.