Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


İstanbul Tıp 1921'de hiç mezun vermedi. İstanbul Lisesi'nin renkleri de sarı / siyah. Neden böyle?..
Aslında yarın gençlik bayramı. Hüznün değil, coşkunun günü olması gerekir. Ama gençlerin ne gülecek hali var ne de bayram kutlayacak. Tüm kapılar yüzlerine kapanmış durumda. Sanki her şeyin sorumlusu onlar. Son yıllarda hep yanlış anlaşıldılar, hep dışlandılar, hep cezalandırıldılar.
Nüfusun en büyük kesimini onlar oluşturuyor. Ama ne bir gençlik politikamız var ne de eğitim. Oysa en büyük sermayemiz onlar!..

1915'te tıbbiye neden mezun vermedi? İstanbul Lisesi'nin renkleri neden sarı siyah? Bu okullardan mezun olanlar bu hüzünlü hikayeyi çok iyi bilirler. Onun içindir ki tıpkı bugün olduğu gibi her yıl yüzlercesi koşa koşa Çanakkale'ye gidip bayramlarını gözleri yaşlı orada kutlarlar.
Prof. Dr. Cengiz Kuday, her 18 Mayıs'ta özgürlük kokar Çanakkale diyor ve yüreklerden silinmeyen o acı hikayeyi anlatıyor:
Yıl: 1915. Birinci Dünya Savaşı'nın ikinci yılı. Çanakkale'yi denizden geçemeyeceğini anlayan müttefik güçler kara harekatına yönelir. Savaşın kaderini belirleyecek en kritik günler yaşanmaktadır...
Bugün İstanbul Üniversitesi'nin merkez binası olan o dönemin Harbiye Nezareti'nin bahçesinde Harbiye Nazırı Enver Paşa, öğrencilere Çanakkale Savaşı kaybedildiği takdirde savaşın çok kritik bir noktaya geleceğini ve acilen taze kuvvetlere ihtiyaç olduğunu anlatmaktadır.
Bu ateşli konuşmanın ardından bahçede bulunan Darülfünun talebelerinin hepsi cepheye gitmek için başvuruda bulunur. Aynı konuşmayı izleyen İstanbul Erkek Lisesi son sınıf öğrencilerinden 50'si de tıpkı ağabeyleri gibi bu gönüllü topluluğa katılır. Geride kalanlar ise okul binasını sarıya boyayıp revire dönüştürürler, cepheden dönecek yaralı arkadaşları için...
Gönüllüler, 11 Mayıs'ta Çanakkale'ye, oradan da Arıburun'a sevk edilirler. 18 Mayıs'ta taaruzun en ön saflarında yer alıp düşman saflarını yarma görevi üstlenirler. Gece 03.30'da derin bir sessizlikte gönüllülerin yarma harekatı başlar. Ne bir ateş açılır, ne bir hücum borusu çalar, ne de Allah Allah sesleri yankılanır havada. Siperlerinde temiz çamaşırlarını giyen askerler, süngülerini takıp tepeden aşağı dalgalar halinde inerler. Bir anda kıyamet kopar, artık hücum borusu çalmıştır askerlerimiz için...
19 Mayıs 1915, Çanakkale savaşlarının en kanlı ve en çok kayıp verilen günü olur. 2. Tümen'in on bin askerinin tamamı kaybedilmiştir. Ama sonuçta savaş onların bu üstün yarma harekatıyla kazanılmıştır...
Sarıya boyayıp revire dönüştürdükleri okullarında dört gözle arkadaşlarını bekleyen diğer öğrenciler hep ölüme dair haberler alınca siyah matem şeridi çekerler İstanbul Lisesi'ne...
19 Mayıs 1915'te yarım kalan rüyaları ve hiç yaşanmamış sevdaları, başkaları unutsa da kardeşleri, hocaları hiç unutmaz. Geçen yıllarda olduğu gibi bu gece de sabaha kadar yüreklerinde sadece ve sadece onlar olacak.