Yıllar birbiri ardına akıp gidiyor. Her ne kadar birbirinden farklı gibi gözükseler de hep aynı.
Tıpkı bu yıl olduğu gibi hemen her yıla büyük umutlarla girmedik mi? Ne oldu? Geride daha gerçekleşmemiş pek çok beklenti kalmadı mı?
Aslında her yeni yılın beklentileri, bir anlamda bir önceki yılın gerçekleşmeyenleri değil mi?
Arada eklemeler çıkarmalar olmuyor mu? Elbette var. Ama sağlık, mutluluk, başarı, bol kazanç ve uzun ömür gibi hiç değişmeyen beklentiler ne oranda gerçekleşiyor? İşte önemli olan o! Ama hayata renk katan beklentiler çok farklı. Bu da kişiden kişiye, yıldan yıla değişiyor.
Gelin bu yıl bir fark yaratın. Yılın daha ilk gününden itibaren bu yılı, hayatınızdaki en özel yıllardan biri olarak yaşamaya başlayın.
Geriye dönüp baktığınızda 2002'nin farklı bir yeri olmalı. Yüzünüzde tebessüm, yüreğinizde heyecan yaratmalı. Yaşanmamış bir yıl olarak değil, dolu dolu bir yıl olarak anımsamalısınız.
Hayatınızın en mutlu, en başarılı, en sağlıklı, en kazançlı, en neşeli yılı olmasa da 2002 yine de sizin için çok özel olmalı.
Onu hiç unutmamalısınız. Tıpkı doğum gününüz, evlilik yıldönümünüz, okula başladığınız ilk gün gibi.
Nasıl mı?
İşte onu da siz bulacaksınız.
Sizin için özel olanı ancak siz bulabilirsiniz. Örneğin, bugüne kadar yapmayı hep düşleyip de gerçekleştiremediğinizi ya da ertelediğinizi, neden bu yıl gerçekleştiremeyesiniz ki?
Aşık olmak istiyorsanız aşık olun. Evlenmek istiyorsanız evlenin. Üniversiteye girmek istiyorsanız kazanın. İlk evinizi, arabanızı, bilgisayarınızı ya da ilk bisikletinizi almak istiyorsanız, neden hala erteliyorsunuz ki? Bir yolunu bulun ve alın.
2002'de kararsızlığa, ertelemeye, suskunluğa, utangaçlığa, kaderciliğe yer yok. Karar vereceksiniz ve ya olacak ya da olacak diyeceksiniz.
Hedefleri belirlemeden sonuca ulaşmak mümkün değil. Gelin kendinize hiçbir sınırlama koymadan, 2002'nin çok özel bir yıl olması için çok özel bir gayretin içerisine girin. Elbette başınızı ağrıtmadan, elbette Dimyat'a pirinçe giderken evdeki bulgurdan olmadan...
Geçenlerde üniversiteli gençlerle birlikteydik. Konu 2002'den beklentilerdi. İnanır mısınız yüzde 80'ni ortaya hiçbir şey koyamadı. Hiç düşünmedim diyenler çoğunluktaydı. Nasıl hedefiniz olmaz diye sitemde bulundum. Hayıflandılar. Hayal kurmak güzel de nasıl gerçekleşecek ki dediler. O halde gerçekleşebilecek hayaller kurun dedim. Ama yine topu sürekli taca attılar.
Ama sohbet ilerledikçe, birbirimize ısındıkça, sohbet karşılıklı eleştiriden dostane bir havaya dönüştükçe anladık ki, hemen herkesin bir hayali var. Ama nedense hep bastırılmış.
Hepimiz öyle değil miyiz? Yapamadıklarımız, yaptıklarımızdan daha çok değil mi?
Ama 2002 öncekilerden farklı olacak. Bu kez yaptıklarımız, yapamadıklarımızı geride bırakacak ve çok özel olacak.
İnanın ve biraz gayret edin yeter...