Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Abbas Güçlü

Gazete manşetlerine, televizyon haberlerinin sunuluş şekline bakılırsa, 8 yıllık kesintisiz eğitim tamam gibi. Çocuklarımız hem çok daha fazla eğitim alacak, hem de irtica tehlikesi ortadan kalkacak. Oh ne ala...
Keşke öyle olabileseydi. Keşke, yasa düzenleyicilerin samimiyetine inanabilseydik. Ama ortada öylesine kuşku verici durumlar var ki, tedirgin olmamak elde değil.
Bu konuda en büyük görev Ecevit'e düşüyor. Herşeyden önce, uzlaşma adına tavizden vazgeçmeli ve şefaf olmalıdır. 1974'de yine uzlaşma adına verdiği tavizler, Türkiye'yi bugün bu noktaya getirdi. Şu anda verdiği tavizler ise İran özlemi duyanları yüreklendirmekle kalmayıp onlara yol açacaktır. Buna da değil Ecevit'in kimsenin hakkı yoktur.
Önceki gün Bakanlar Kurulu'nca imzalanarak meclise sunulan yasa tasarısında iki konunun altı özellikle çizilmişti. Bunlardan birincisi, kuran kurslarının kesintisiz 8 yıllık eğitimden sonra başlaması, ikincisi ise kuran kurslarının yaz aylarında faaliyet göstermeleriydi. Ama bu çok önemli iki detay da, son anda muhafazakar bakanların bastırmasıyla yasa metninden çıkartıldı.
Yasanın bu haliyle kabul edilmesi halinde, imam hatiplerin orta kısımları kapatılacak ama, Kuran kursları ülke geneline yayılacak. Yasada, yaş ve zaman konusunda bir açıklık olmaması ve Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yasal olarak bu konuda görevlendirilmesi, laik eğitim adına değil, dini eğitim adına sevindiricidir.
Başbakan Yılmaz ve Yardımcısı Ecevit, eğer 8 yıllık kesintisiz eğitimi gönülden desktekliyorlarsa, son dakikada çıkarttıkları bölümleri yeniden metne koymaları ve bu konuda gurup kararı almaları gerekir.
Topun Diyanet İşlerine atılarak kursların düzenlenme zamanını ve başlama yaşını onlara bırakmak ise aldatmacadan başka birşey değildir. Diyanet konumu gereği, üstelik kendisine böylesine bir yasal teşfik sağlanmışken elbetteki Kuran kurslarının azaltılmasını değil, yaygınlaştırılmasını isteyecektir.
Yasanın ne anlama geldiği, Devlet Bakanı Eyüp Aşık'ın, Başbakanın gözlerinin içine baka baka söylediği şu sözler çok iyi özetliyor:
"İmam Hatiplerde, toplam öğrencçilerin ancak yüzde 6'sı okumaktadır. Oysa şimdi bu öğrencilerin yüzde 94'üne de dini eğitim verme imkanı sağlandı..."
Fazla söze ne gerek var. Dini politikaya alet edenler, yine amaçlarına ulaşmak üzere. D"in elden gidiyor" diye diye yine çok daha fazlasını elde ediyorlar. Ve ne tesadüftir ki, iktidarda yine Ecevit var!
Özetin özeti: Din eğitimi elbette verilmelidir. Ama Tevhidi Tedrisat kanunu gereği Milli Eğitim Bakanlığı'nca verilmelidir. Amacı da, irtica çığırtkanları yetiştirmek değil, islamiyeti öğretmek olmadır.
Yazara EmailA.Guclu@milliyet.com.tr