8 yıla Ankara'dan bakış

Abbas GÜÇLÜ

UZUN süredir, TBMM'ye gitmemiştim. 8 yıl yasa tasarısı Genel Kurul'a inince, bu tarihi oturumları yerinde izlemek için Ankara'nın yolunu tuttum.
Meclise adeta yorgunluk çökmüş. Millevekilleriyle, gazeteci, izleyenleri ve görevlileriyle, hemen herkes, "Şu yasa geçse de kurtulsak" havasında.
10 gündür neredeyse günde 24 saat ayaktalar. Ardı arkası kesilmeyen tartışmalar, anlamsız önergeler ve eğitimin dışında kel alaka konuşmalar...
Milletvekillerinin artık ne konuşmaya, ne tartışmaya, ne de ayakta kalmaya halleri kalmış. Adeta koro halinde esniyorlar. Arada bir şekerleme yapanlar, sık sık dışarı çıkıp yüzünü yıkayıp yeniden gelenler öylesine çok ki...
Meclisin dünkü havasını görenler, hiç tartışmasız, Türkiye'de işlerin neden iyi gitmediğini çok iyi anlar. Konuşmalar, tartışmalar sonuca ulaşmak için, zaman kaybettirmek için.
Dün saatlerce 1. madde tartışıldı. Muhalefet edenlerin hiçbiri eğitimin pedegojik yönüyle ilgilenmedi. Din istismarı yaparak TV'den oturumu izleyen seçmenlerine selam gönderdiler.
Liderlerden Yılmaz, Ecevit, Baykal aralıkla da olsa sık sık oturumu izlediler. Daha önce "8 yıllık kesintisiz eğitim ya çıkacak ya çıkacak" diyen Çiller'i görmek adeta imkansızdı. Bir ara son tetikçisi Ayvaz Gökdemir konuşurken geldi göründü ve hemen koyboldu. Erbakan da maddelerin görüşülmesine geçilmesi için yapılan oylamaya katıldı bir daha da uğramadı.
Dünkü görüşmeler sırasında, gazeteci arkadaşların ortak değerlendirmesine göre "en iyi"ler Altan Öymen ve Avni Akyol'du.
Meclis genel kurul salonu tadilatta olduğu için, oturumlar eski senato salonunda yapılıyor. Gazeteciler için ayrılan yerden grupların yarısı görünmüyor. Bakanlar kurulu için de ortada ayrılan bir bölüm var. Ama bakanlar itibar etmiyor. Arada koybolup gitmişler...
Belki de son günlerdeki yoğun çalışma yüzünden, milletvekillerin dikkati fazlasıyla dağılmış. Kürsüdeki konuşmacıyla ilgilenenlerin oranı, yüzde 10'u zor bulur. İkili, üçlü sohbetler. Uzun uzadıya telefon konuşmaları, gazete okuyanlar, hayal dünyasına dalıp gidenlerin dikkatlerini toplamak çok kolay olmuyor. Hele hele Milli Eğitim Bakanının cılız, yorgun ve uzun uzadıya cümlelerinin üzerine bir de mikrofonun azizliği yüklenince ortaya güzel bir ninni çıkıyor.
Meclis içtüzüğünün kesinlikle yeniden düzenlenmesinde yarar var. Zamanın altından daha değerli olduğu günümüzde, kısır tartışmaların, zaman kaybettirme taktiklerinin, komisyonda yapılan tartışmaların Genel Kurul'a taşınması ve kürsüye saygının yeniden ele alınması gerekir. Günlerce süren ve yüzlerce konuşmacının söz aldığı oturumlarda, verimli sonuç almak mümkün görünmüyor.
Elbette milletin temsilcilerinin söz hakkı olmalı. Ama dinlettirmek koşuluyla...

Yazara EmailA.Guclu@milliyet.com.tr