Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Milli Eğitim Bakanlığı'nda Bener Cordan'ın zoraki emekliliğinden sonra müsteşarlık koltuğu aylardır boş duruyordu. Nihayet atama yapıldı. İlk gelen bilgiler, yeni müsteşarın DSP'den Çanakkale milletvekili adayı olduğu ama kazanamadığı yönündeydi. Siyasi bir kadrolaşma gibi sunuldu. Ama biraz araştırıp, soruşturunca Hoca'nın siyasetten çok eğitimci yönünün ağır bastığı belirgin bir şekilde ortaya çıktı.
Birbirlerinden habersiz olarak kime sorduysam hemen herkes sanki ağız birliği etmişçesine hakkında çok iyi sözler söylediler. Tam bir eğitim aşığı ve planlamacısı olarak nitelendirdiler.
Milli Eğitim'e daha önce gelen profesör müsteşarlardan bazılarının çok başarısız olduklarına dikkat çektiğimde ise İsmail Bircan'ın diğerlerinden çok farklı olduğunu ısrarla vurguladılar.
Milli Eğitim Bakanlığı aradığı müsteşarı sonunda buldu mu, bulmadı mı? İleriki aylarda hep birlikte göreceğiz. Gelen sinyaller hep olumlu yönde. Ancak daha önceleri olduğu gibi biz hep gördüğümüze inanırız. Hele hele söz konusu eğitim olunca.
Prof. Bircan, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi'nden mezun. Doktorasını insan kaynaklarının ekonomisi üzerine Fransa'da Dijon Üniversitesi'nde yapmış. Dönüşte DPT'de görev almış. Doçentliği Hacettepe, profesörlüğü ise Anadolu Üniversitesi'nden. Çalışma hayatı yoğun olarak Devlet Planlama Teşkilatı DPT'de geçmiş. DPT'nin yani ülkenin eğitime yönelik kararlarında teorisyen olarak çalışmış. Bir ara İş ve İşçi Bulma Kurumu'nda genel müdür yardımcılığı ve genel müdür vekilliği yapmış.
Daha önce de yazdım. DPT'nin beş yıllık kalkınma planlarında öngördüğü hedefler gerçekleşebilse Türkiye cennete döner. Ama planlılığı değil de hep plansızlığı tercih ettiğimiz için konulan hedeflerin hep çok uzağında kaldık.
Prof. Bircan, bugüne kadar planlayıcı koltuğundaydı. Şimdi ise icraat koltuğunda. Düşündüklerini, planladıklarını hayata geçirebileceği bir makama oturdu.
Bugüne kadar gelen bakan ve bürokratların çoğu, koltuğuna oturduktan sonra eğitimi ve sorunlarını öğrenmeye çalışır, bu da boşuna zaman kaybı olurdu. Oysa şimdi eğitimi de, sorunları da, devleti de fazlasıyla yakından tanıyan bir isimle karşı karşıyayız. Eğitim ekonomisi, mesleki eğitim, eğitim planlaması, stratejik planlama, kalkınma planlaması ve eğitim - istihdam ilişkileri konularında çok sayıda eseri bulunmaktadır.
Başarılı olmasını canı gönülden istiyoruz, çünkü buna eğitimin de, Türkiye'nin de fazlasıyla ihtiyacı var...
Eğitimin sorunları belli ama en acil olanlarını sanıyorum Bircan da fazlasıyla biliyordur. Fen liselerinin nasıl boşaldığını, meslek liselilerin nasıl mağdur edildiğini, on binlerce gencin öğretmen olabilmek için nasıl çırpındıklarını, AB ile uyum çalışmalarının nasıl sekteye uğratıldığını, norm kadronun nasıl ve nerelerde tıkandığını, üniversiteye girişin niçin acilen yeniden ele alınması gerektiğini, yıllardır vekaleten yürütülen kadroların neden bir an önce asalete dönüşmesini, sadece siyasi kadrolaşmanın değil hemşericilik kadrolaşmasının hangi boyutlara geldiğini eminim ayrıntılarıyla farkında.
Bildiğim kadarıyla eli sopalı ve dayatmacı da değil. Makul birisi. Yapmak istediklerini ben böyle istiyorum, böyle olacak diye değil aklın yoluyla buluyor...
Özetin özeti: Milli Eğitim'in yeni müsteşarını hep birlikte izleyeceğiz, göreceğiz. Attığı her adım hepimiz için çok önemli! Son bir bilgi: Rahşan Hanım'ın tercihiymiş...