Diyalog Belki de bu bir taktik. Yarısı inanmasa da diğer yarısı inanıyor. O da bize yeter mantığı güdüyor olabilirler. Diğer partiler de yapıyor. Ama iktidarda oldukları için asıl dikkat çeken AKP'nin söylemleri.Dışişleri Bakanı Gül, önceki gün, CNN'in teröre yönelik sorularını cevaplarken bakın aynen şunları söylemiş:"Türkçe öğretmediğin insandan ne beklersin? İlk defa biz çocuklara Türkçe öğretiyoruz." Pes doğrusu. Cumhuriyet hükümetlerinin 80 yıldır Doğu ve Güneydoğu'da eğitim adına yaptıklarını görmezlikten gelmek, başkalarının ağzıyla konuşmaktır. Daha önce de yapıldı, AKP iktidarı döneminde de. Ama hâlâ yetersiz. Bu doğru. Ama sanki Ankara'nın köyleri çok mu farklı?..Başbakan Erdoğan da önceki gün İstanbul'da, "Bizden önce İstanbul'da yolsuzluktan başka ne vardı? Ne yapıldıysa biz yaptık" dedi. Tıpkı Melih Gökçek'in Ankara'da sık sık söylediği gibi. Ama gelin görün ki Ankara'da başka şeyler bir yana, ne düzenli yanan elektrik ne de sürekli akan su var. İstanbul'da da farklı değil. Allah korusun, bir deprem olsa yüz binlerce ev yıkılacak. Tamam diğerleri fazla bir şey yapmamış olabilir. Ama üç dönemde yapılanlar bu kadar mı olmalıydı?..Bu yayın döneminin son Genç Bakış'ında bağımsız adaylar konuğumuzdu. Kamer Genç de bunlardan birisiydi. Çok şey söyledi ama en ilginç olanı, cumhurbaşkanlığı seçiminde aranan 367'ye yönelikti. "Özal'ın cumhurbaşkanlığı seçiminde ille de 367 diye diretenler, Erbakan ve bugün iktidarda olan arkadaşları değil miydi? Şimdi değişen ne oldu da böyle feryat ediyorlar. Bu çifte standarda artık son versinler" dedi ve büyük de alkış aldı. Belli ki birçok kişi bu yönde düşünüyor. AKP kurmaylarını dinlediğinizde, sanki kendilerinden önce Türkiye'de hiçbir şey yapılmamış hissine kapılıyorsunuz. Çoğu zaman da enayi yerine konulduğunuzu hissediyorsunuz. Olur ama bu kadarı da olmaz denilen o kadar çok örnek var ki şaşıp kalıyorsunuz. Milli Eğitim Bakanı Çelik de diğer AKP kurmaylarından farklı değil. Hatta ayakları daha bir yerden kesilmiş durumda. Cumhuriyet tarihinde yapılanlardan çok daha fazlasını yaptık diye başlayan söylemleri o kadar fazla ki şaşıp kalırsınız. Ama son birkaç haftadır kurdelesi kesilen okulların çoğunun açılışı daha önce gerçekleşmiş. Özellikle Elazığ'dakiler. Gelen bilgiler o yönde. Seçmene selam için açılan okullar, yurtlar bir kez daha açılıyormuş. Oh ne âlâ!..En ilginci ise Eğitim Sen'in yaptığı araştırma. AKP'nin Eğitimde 5 Yılı ismini taşıyan kitap, Bakan Çelik'in söylemleriyle taban tabana zıt. İki taraftan birisi doğruyu söylemiyor hissine kapılıyorsunuz. İşte kitaptan bazı konu başlıkları: Son 5 yılda ilköğretimde okullaşma oranı artmamış, aksine gerilemiştir. (Yıl yıl tablolar mevcut)Sınıfta kalan öğrenci sayısı arttı.MEB bütçesinde yatırıma ayrılan pay yarı yarıya azaldı.Paralı eğitime olan destek en üst düzeye çıktı.Dershaneye olan bağımlılık artırıldı.OKS ve ÖSS'de sıfırcı öğrencilerin sayısı rekora ulaştı.İmam hatiplere giden öğrenci sayısında yüzde 80 artış oldu. Kuran kurslarında patlama gerçekleşti.Okullarda yaşanan şiddet olayları eğitimi olumsuz etkiledi.Öğretmenler daha da yoksullaştı.İş güvencesiz çalıştırma yaygınlaştırıldı.Hukuk dışı uygulamalar arttı.Kadrolaşma depremi yaşandı. Eğitim Sen'in raporunda, geçmişle bugün kıyaslamalarının yanı sıra Türkiye ile AB ve diğer dünya ülkelerine yönelik karşılaştırmalar da var. Veriler, tümüyle resmi kaynaklardan. Buna rağmen, eminim Bakan Çelik hiçbirini kabul etmeyecektir. En iyisi mi siz, ne bardağı tümüyle dolu gösterenlerin ne de tümüyle boş gösterenlerin söylemlerine değil, kendi sağduyunuza güvenin. Özetin özeti: Başbakan Erdoğan'ın en fazla çekindiği konu, sistem partisi olmaktı. Ama oldu. Hem de diğerlerine taş çıkarırcasına... aguclu@milliyet.com.tr Eğitimde son durum