Liselerin 4 yıla çıkmasıyla birlikte anadolu liselerinde yabancı dille eğitime son verilecekmiş. Gerekçesi de öğrenciler üniversite sınavına girerken zorlanıyorlarmış. Siz bunu külahıma anlatın!..
Dershaneye giden öğrenciler içerisinde anadolu lisesi öğrencilerinin oranı yüzde 3’ü bulmaz. Peki ya geri kalanlar ne için gidiyorlar? Onlarda mı yabancı dille eğitim mağdurları?..
Milli Eğitim Bakanlığı’nda eski Müsteşar Bener Cordan’ın başını çektiği bir grup yabancı dille eğitime öteden beri karşıydı. Çökertmek için önce Türkiye’nin hemen her yerine tabela anadolu liseleri açıldı. Ardından süper liseler yaygınlaştırıldı. Ama hiçbirisi anadolu liselerinin yerine geçemedi.
Oysa anadolu liseleri dil öğretme konusundaki başarıları nedeniyle dünya eğitim literatürüne girmişti. Tıpkı köy enstitüleri gibi onları da maziye gömelim. Bakalım bu işten kim kârlı çıkacak!..
12 yıllık zorunlu eğitimle birlikte yaşanacak bir diğer sıkıntı da yabancı okullar olacak. Hatırlanacağı gibi temel eğitimin 8 yıla çıkmasıyla birlikte bu okulların orta bölümleri kapanmıştı. 12 yıla geçilmesiyle birlikte hepten kapatılırlarsa hiç şaşırmamak gerekir. Anayasa açık: Temel eğitim anadilde ve Türk okullarında gerçekleşir!..
Yabancı okulların kapanmasını yıllardır arzu edenler vardı. Nihayet bu şekilde amaçlarına ulaşmış olacaklar. Hem de alkışlarla. Hem de bu okullardan mezun olan Başbakan ve yardımcısının yani Ecevit ve Yılmaz’ın iktidarda olduğu bir dönemde!..
AB ülkelerinde temel eğitim ortalama 12 yıl. Fazla olanı da var. Türkiye’nin de daha 8 yılı gerçekleştirmeden apar topar 12 yıla soyunmasının temel nedeni bu. Ama önemli olan sürenin uzatılması mı yoksa kalitenin artırılması mı; bu hiç tartışılmıyor. 3 yıllık müfredat programını 4 yıla yaymak ise tam bir kandırmaca.
Öğrencilerin üzerindeki ders yükü zaten çok az. Yılın yarısı okula gitmiyorlar. Gidenlerin çoğu da yarım gün okulda. Bu yükün daha nesi hafifletilecek?
Dahası, liseyi bitirdikten sonra üniversiteye devam etmeyecek öğrenci, daha bir yıl niye oyalanıyor ki?..
Yabancı dille eğitim sadece sömürge ülkelerinde yapılıyor muhabbetine gelince: Bu okullardaki yabancı dille yapılan ders oranı yüzde 35. Diğer dersler Türkçe. Keşke dil öğretecek daha iyi bir yöntem bulunsa da bu oran sıfıra inse. Ama Türk eğitim sistemi bunu henüz bulamadı. Kaldı ki bu okullardan mezun olanlar da ne dillerinden kopmuş durumdalar ne de kültürlerinden. Ayrıca hepsi hepsi yüzde 3...
Özetin özeti: Ülkelerin zenginliğinin eğitilmiş insan gücüyle ölçüldüğü günümüzde eğitim süresinin uzatılmasına elbette hiç kimse karşı çıkamaz. Ama önce samimiyet gerekiyor. Anadolu liselerinden yabancı dili kaldırıp tüm öğrencilere bir değil, iki yabancı dil öğretilecekmiş. İşte buna kargalar bile güler!
Tıp fakülteleri hızla kan kaybediyor. Çünkü mezunları mutsuz. Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) yüzünden pek çoğu kafayı yemek üzere. TUS’u kazanmak üniversiteyi kazanmaktan yüz defa daha zor. Adaylar başarısız oldukları için değil, kontenjanlar çok sınırlı olduğu için ya istemedikleri uzmanlık alanlarına razı oluyorlar ya da yıllarca süren bir karabasan yaşıyorlar.
Bu konuda ilginç öneriler var. Umarız Bakan Durmuş ciddiye alır:
1. Daha önce kendisinin açıkladığı paralı ihtisas 2. Mecburi hizmeti cazip hale getirecek yöreye ve yıla göre ek TUS puanı 3. Hizmet karşılığı uzmanlık eğitimi. Bence her biri de düşünmeye değer.