Abbas GÜÇLÜ
PEK çok ülkede olan tartışma
Hollanda'da yaşanıyor. Tartışılan sorun şu:
"Bilimsel araştırmalar hangi amaçla yapılsın?" Devleti yönetenler, vergi ödeyenler
"Halk için, ülke için" derken, bilim adamları bu görüşe fazla sıcak bakmıyor.
"Önemli olan bilimsel çalışmaların yapılması ve sonuçlandırılması. Hangi amaçla kullanılacağına daha sonra bakılır" diyorlar. Tıpkı hala tartışmaları süren
"Sanat sanat için mi, yoksa toplum için mi?" ikileminde olduğu gibi...
Benzer tartışmayı ABD, Kanada, İngiltere ve İsrail'de de görmüştük. ABD fazlasıyla ihtiyaç duyduğu fizyoterapist yetiştirecek üniversitelere para akıtırken, Kanada Toronto'da ikinci bir hukuk fakültesi açmak isteyen üniversiteye, "Benim şu anda hukukçuya ihtiyacım yok. Çok istiyorsan, git paranı bul aç. Devlet olarak biz vermeyiz" demiş.
Söz konusu ülkelerde politikacılar her ne kadar üniversitelere hiç karışmıyorlarsa da, bu, yükseköğretim üzerinde hiçbir etkileri yok anlamına gelmiyor. Genel politikaların belirlenmesinde top yine onlarda...
Bilim adamları, elbette bilim üretmek isteyecek. Ama gençler, anne - babalar ve politikacılar da eğitim istiyor. Hollanda'da bu tartışmaların çıkmasına neden olan üniversite bütçelerinde, araştırmaya ayrılan payın, eğitim için yapılan harcamaların iki katına çıkması...
Bizim üniversitelerde araştırmalar devede kulak olduğu için, bu tartışmaların çok uzağındayız. Ama yaşanan bu tartışmalardan ders almamız gerekir.
Hollanda'da da askerlik 18 yaşında başlıyor. Ama İsrail'de olduğu gibi "Askerliğini yapmayan, üniversiteye başlayamaz" diye bir kural yok.
Küçük bir ülke. Toplam 41 bin kilometrekarelik bir alanın altıda biri iç sulardan oluşuyor. İnek ve bisiklet sayısı, nüfustan daha fazla.
Daha çok hizmet sektöründe çalışan Türkler, Almanya'dakilerle kıyaslanamayacak derecede hayatlarından memnun.
Philips gibi bir elektronik devini yaratmışlar. Dünyanın en büyük yükleme boşaltma kapasitesine sahip limanı Rotterdam da yine bu ülkede. Yine pek çok uluslararası anlaşmazlığın çözümüne ev sahipliği yapan Lahey de Hollanda'nın bir parçası.
Hollanda'da YÖK yok. Ama benzer görevleri yapan ara kurumlar var. Üniversitelerarası Kurul bunlardan biriydi. Yüksek Öğretim Araştırma Merkezi de bir diğeri. Görevi, yükseköğretim kurumlarında, yönetim, işletme, kalite değerlendirmesi ve finansman konularında projeler geliştirerek verimliliği artırmak.
Türkiye'de de yeni düzenlemeye gidilirken, yetkisi çok ama icraatı olmayan bir YÖK modeli yerine, görev alanları çok iyi belirlenmiş farklı ara kurumlar getirilse çok daha iyi olur. Örneğin biri araştırmaya, bir diğeri finansman dağıtımına, diğerleri de kalite değerlendirmesi, eğitim programlarının geliştirilmesi ve denetim görevlerini üstlenebilir.
Hollanda pek çok yetenekleri olan kişi başına düşen milli geliri bizimkinin 5, 6 kat olan bir ülke. Ama organizasyon yetenekleri sıfır. Gelirken de dönerken de, hiçbir ülkede yaşamadığımız sorunları yaşadık. Tren yolda kaldı, uçağı kaçırdık. Rötarlar yüzünden saatlerce havaalanında kaldık...
Bir saatlik bir toplantı için, bir kişiyi getirmek yerine 12 kişi götürerek, 15 saatlik eziyet çektirmek gibi olağanüstü beceriksizliklere de sahipler.
Yarın İsveç'teyiz. Bakalım oralar nasıl?
Yazara EmailENSCHENDE