Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Atatürk'ü sevdirmek için herkes birşeyler yaptı. Ama görüldü ki, abartılı ve samimiyetsiz uygulamalar, yarardan çok hep zarar getirdi.
Devlet sadece kağıt üzerinde ya da nutuklarda Atatürk'ü ve devrimlerini yaşatmaya çalışırken, O'na karşı olanlar, kişiler üzerinde çok etkili olan yüz yüze yöntemlerle, karşı cephe oluşturdular.
Tarikat yurtlarında, tarikat evlerinde, tarikat pikniklerinde ve her türlü tarikat ve parti toplantılarında, usta konuşmacılarla adeta beyinleri yıkandı. Bir kişi üç kişiyi, o üç kişi de 33 kişiyi eğitti. Bütün bunlar devletin gözü önünde oldu ve olmaya da devam ediyor.
Devletin bu hoşgörüsünü, kendi temel ilkeleri için de göstermesini bekliyoruz. Artık sayıları bir bir azalan, yaşayan tarihlere, katıksız Atatürkçülere kucak açmasını istiyoruz. Nasıl zorla güzellik ya başka birşey olmuyorsa Atatürcülük de olmuyor. Zorla koministlik olmadı çöktü, zorla şeriatcılık son yıllarını yaşıyıor. O halde, insanları Atatürkcü olmaya zorlama yerine. O'nu ve yaptıklarını, ne bir eksiğiyle, ne de bir fazlasıyla olduğu gibi anlatalım. Görün bakın o zaman, gençlerimiz Ata'sına nasıl sahip çıkacaktır...
Ünlü Tarihçi Cemal Kutay, geçtiğimiz hafta İSTEK Vakfı Semiha Şakir Lisesi'ndeydi. Öğrencilere, Atatürk'ü anlattı. Sonrasını öğrencilerden dinleyelim:
"Cuma günü daha önce adını duymadığımız ünlü bir insanla, Cemal Kutay'la tanıştık. Bize bir saatlik bir Atatürk konferansı vermeye geldi. "Her zamanki gibi!" dedik ama öyle olmadı. Sonunda gerçekten O'nu tanıdık bu konferansta. O bizimleydi, konferans salonunda. En ön sırada değil, aramızda bir yerde oturuyordu. Hatta çok yakınımda hissettim O'nu belki kendi içimde. Milyonlarca kez adını duyduğumuz, hakkında sayfalarca yazı okuduğumuz, fotoğraflarını gördüğümüz insanla tanıştık, O'nu anladık, hatta hissettik. Derin DÜNDAY"
"Hani olurya insan kendini bazen çok suçlu hisseder, işte ben de Cemal Kutay'ın konuşmasını dinlerken bir an bu duygular içine düştüm. Onun bize söylediklerinden ya da bizi taşlamasından değil, bu yaştaki (90) bir insanın hala Atatürk sevgisiyle yapıp tutuşmasından ve bu genç düşünceli beyniyle bize yönelebilmesinden. O ağlarken biz de ağladık...Özlem ERİŞ"
"Cemal Kutaya'a
Bir adam geldi bugün okulumuza
Ufak, tefek, tatlı yaşlı bir adam
Belli ki bir çok şey yaşamış
Tam 90 sene, ne demek?
Yüzündeki her çizgi, başka bir hikaye anlatıyor
Büyük bir istekle konuşmasına başladı
O yargun vücuduna rağmen dimdik ayaktaydı
Atatürk'ün devrinde yaşadıklarını, başladı teker teker anlatmaya
Anlattıkça gençleşti, duygulandı, yüceldi...
O yüceldikce, duygulandıkca
Onu dinleyenlerin gözleri demlendi
"Allah size kolaylık versin" diyerek
Ataürk'ün ilkelerini bize emanet edip
Yavaş yavş salondan çıktı ve gözden kayboldu...
İrem Gören