Abbas GÜÇLÜ
Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay, dün konuğumuz oldu. O kafasındaki "Eğitim 2000 Projesi"ni anlattı. Biz de sizlerin merak ettiği soruları kendisine yönelttik.
İlk defa böylesine uzun uzadıya konuştuğumuz için, daha yakından tanıma olanağı bulduk. Dersini iyi çalışmış öğrenci gibiydi. Elinde, cebinde, çantasında dosyalar, bilgi notları doluydu. Eğitimle tanışalı henüz iki ay oldu ama, dinleyen, hele hele eğitim konusunda fazla bir birikimi olmayan, "amma da çok şey biliyor" kanısına kapılabilir. Ne zaman gidip incelediyse, nerdeyse her cümleye "dünyanın her yerinde böyle, şöyle" diye başlıyor.
Biraz detaya inip,
"Nasıl yapacaksınız? Bu mümkün mü? Daha önceki bakanlar da aynı vaatlerde bulunmuştu ama arkası gelmedi, siz bu yaptırım gücünü nereden alıyorsunuz?" diye soru bombardımanına tuttuğunuzda ise hemen politakacı şapkasını giyip, bildiği konularda lafı uzattıkça, uzattı.
Onu böylesine kararlı kılan, çeşitli kaynaklardan akan trilyonlar. Söylediklerinin bırakın tamamını, üçte birini yapsın, kendisini şükranla anarız...
Veterinerin, ziraatçının, yoldan geçeninin öğretmen yapılıp sınıfa sokulduğu bir ortamda kendi çocuğunu bir veteriner öğretmende okutup, okutmayacağını sordum. Cevabı "hayır"dı. Peki okutanların günahı ne diye devam ettim. Ama sorum havada kaldı.
Köydeki, kırsaldaki öğretmene tazminat verilirken, megaköy olan İstanbul'daki öğretmenlerin neden düşünülmediğini soracak oldum, hallerine şükretsinler diye geçiştirdi.
En fazla tartışma yaratan konuları ise hep zamana bıraktı. Gelecek yıl Anadolu liselerine, kolejlere, üniversiteye nasıl girilecek? sorusunu daha önümüzde bir yıl olduğu için çok erken buldu. Yabancı dille eğitim yapan okulların 6, 7 ve 8'inci sınıflarında bazı derslerin yabancı dille okutulup, okutulmayacağını da "şimdi bunun sırası mı" der gibi duymamazlıktan geldi. Dosyası kabarıkların Milli Eğitim Müdürlüklerine atanmalarını da, daha fazla savunmadan "bizde hata yapmış olabiliriz" diye yumuşattı. 8 yıllık temel eğitimin sadece devlet okullarında ve Türklerin açtığı okullarda yapılabileceğini, dolayısıyla tüm yabancı okulların orta kısımlarının kapanacağının da ısrarla altını çizdi.
Ama herşeye rağmen iyi niyetli. Ama, hem hazır olduğunu hissetmediği konularda konuşmaktan kaçacak kadar sağlamcı, hem de "sınıfları 30 kişiye indireceğiz, her öğrenciye liseyi bitirinceye kadar iki dil öğreteceğiz" diyecek kadar da hayalci....
Yazara EmailA.Guclu@milliyet.com.tr