Bir okulun başarısı neye göre belirlenir? Aslına bakılırsa yetiştirdiği insana göre olması gerekir. Ama Türkiye'de sınavlara endeksli hale geldi. Hangi okul, kolejlere ve üniversiteye daha çok öğrenci yerleştiriyorsa o okul başarılı, diğeri başarısız kabul ediliyor. Tıpkı üniversiteyi kazanın başarılı, kazanamayanın başarısız görüldüğü gibi...
Giriş sınavlarında elde edilen başarı elbette çok önemli. Ama her şey değil. Sınavlarda çok başarılı olup da hayattan kopuk öğrenci yetiştiren o kadar çok okul var ki! Maalesef velilerin peşinde koştuğu okullar da yine bu okullar. Olayın yanlışlığını anladıklarında ise iş işten çoktan geçmiş oluyor...
Türk eğitim sisteminin en büyük zaaflarından birisi bu. Giriş sınavları yüzünden eğitim ve öğretimin temel ilkeleri bir kenara bırakıldı, sınavların peşine düşüldü. Yanlış bir sınav sistemi uygulandığı için de eğitim altüst oldu.
Örneğin liseleri ele alalım. 74 değişik lise türü var ve bu okullarda yüzlerce farkı ders okutuluyor. Oysa ÖSS'de sadece 9 dersten soru soruluyor. Diğer dersler ise öğrenci için angarya. Yani sınavda soru sorulmayan derse, ders gözüyle bakılmıyor. Dolayısıyla o yüzlerce dersin öğrenciye kazandıracağı birikim hiçbir zaman gerçekleşemiyor. Bu yüzden de hayattan kopuk, dünyadan bihaber, sadece önüne konulan seçenekler arasında doğruyu bulmaya çalışan nesiller yetiştirdik. Düşünme, yorumlama, kıyaslama ve yaratıcı olma yeteneklerini ise bırakın geliştirmeyi, olanı da körelttik. Dahası, içine kapanık asosyal gençlerin sayısının sürekli arttığının bir türlü farkına varamadık. Anlayacağınız başarının ölçme aracını yanlış belirleyince, faturası da ağır oldu...
Şimdi bu çerçevede liselerin üniversiteye girişteki başarı durumlarını ele alalım. Hemen her okul, sınav başarısını yüksek göstermek için her türlü numaraya başvuruyor. Kimi başka okulların en iyi öğrencilerini lise son sınıfta transfer edip kendi öğrencisiymiş gibi fiyaka satıyor, kimi lise son sınıfa gelindiğinde başarısız öğrencilerinin eline tasdikname verip sadece iyilerle sınava giriyor, kimi de aynı okul çatısı altında 3, 4 farklı okul kurarak okullarından birinde elde ettiği başarıyı sanki diğer tüm okullarında da kazanmış gibi pazarlıyor. En haincesi de, okulun başarı oranını yüksek göstermek için öğrencilerin kazandıklarında gidip öğrenim görmeyecek okullara yönlendirilmesi...
Aslında bugün okulların başarı sırasını yayımlayacaktım. Ama hangi açıdan bakarsanız bakın kafa karıştırmaktan ve birilerini haksız yere ödüllendirmekten ya da gözden düşürmekten başka bir işe yaramayacaktı. Onun için kim hangi listeyi yayımlarsa yayımlasın hiç önemi yok...
Aynı manipülasyon dün karneler verilirken de yapıldı. Bazı okullar, velilerin ve Milli Eğitim'in gözünü boyamak için neredeyse tüm öğrencilere teşekkür ve takdirname verdi. Amaç okulu başarılı göstermek. Oysa, sonra bir bakıyorsunuz, hep takdirle sınıf geçen öğrenci, hiçbir yeri kazanamıyor!..
Bu arada dün çok sayıda sahte karne uyarısı geldi. Fırsatçılar, yine fırsatı kaçırmayıp zayıf karne korkusu yaşayan öğrencilere, 100, 150 milyon lira karşılığında iyi notlarla dolu karne sattılar. Velilere duyurulur! Zayıflara gelince: Kızma yerine, kurtarmaları için moral destek sağlayın...
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025